DSÖ: Aşı krizi skandal bir eşitsizlik, başa dönebiliriz
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, koronavirüs aşılarının dünya genelindeki adaletsiz dağıtımına tepki gösterdi.
DSÖ'nün en üst karar alma organı olan Dünya Sağlık Asamblesi'nin (DSA) 74'üncüsü İsviçre'nin Cenevre kentinde video konferans yöntemiyle devam ediyor.
Genel Direktör Ghebreyesus, DSA'da yaptığı konuşmada, koronavirüs aşılarının adaletsiz dağılımını eleştirdi, halkının büyük kısmını aşılayan ülkelere ve aşı üreticilerine çağrı yaptı.
''TÜM AŞILARIN YÜZDE 75'İ 10 ÜLKEDE UYGULANIYOR''
Tüm aşıların yüzde 75'inden fazlasının sadece 10 ülkede uygulandığına dikkati çeken Ghebreyesus, "Bunu söylemenin diplomatik bir yolu yok, (çünkü) dünyadaki aşıların çoğunu yapan ve satın alan küçük bir grup ülke, dünyanın geri kalanının kaderini kontrol ediyor" ifadelerini kullandı.
Ghebreyesus, "Küresel çapta süregelen aşı krizinin, salgını kalıcılaştıran skandal bir eşitsizlik" olduğu yorumunda bulunarak, tüm ülkelerin nüfusunun yüzde 10'nun eylül ayına, yüzde 30'unun da yıl sonuna kadar aşılanması için koronavirüs Aşıları Küresel Erişim Programı'na (COVAX) aşı bağışlanması çağrısında bulundu.
"Bu, sadece dört ayda 250 milyon daha fazla insanı aşılamak anlamına geliyor." diyen Ghebreyesus, aşı üreticilerinden bu yıl ürettikleri aşıların yüzde 50'sini COVAX'a vermelerini istedi.
''SALGINDA BAŞA DÖNEBİLİRİZ''
Ghebreyesus, mevcut onaylanmış aşıların etkinliğini "önemli ölçüde zayıflatan" hiçbir varyantın ortaya çıkmadığını vurgulayarak, "Ancak durumun böyle kalacağına dair bir garanti yok. Bu virüs sürekli değişim gösteriyor.
Gelecekteki değişiklikler (tedavi) araçlarımızı etkisiz hale getirebilir ve bizi (salgında) başa döndürebilir. Çok net olmalıyız, salgın bitmedi. Tüm ülkelerde (virüsün) bulaşması kontrol altına alınıncaya kadar da bitmeyecek." şeklinde konuştu.
Ghebreyesus, isim vermeden özellikle çocukları ve risk grubunda olmayan diğer grupları aşılayan ülkelere tepki gösterdi, bu ülkelerin aşıya erişim güçlüğü yaşayan ülkelerdeki sağlık çalışanları ve yüksek risk grubundaki insanların yaşamını tehlikeye attığına atıfta bulundu.
(AA)