Halk ABD destekli protestolara karşı sokağa indi: 'Küba'dan elinizi çekin'

Jose Marti Küba Dostluk Derneği, Küba'da ABD bayraklı protestolara ilişkin bir açıklama yaptı.

Halk ABD destekli protestolara karşı sokağa indi: 'Küba'dan elinizi çekin'

Uzun yıllardır ABD ablukası altında yaşayan Küba'da ABD destekçisi gruplar ülkenin birkaç noktasında ABD bayraklarıyla protestolar başladı.

Protestolar başlamasının ardından ise Küba halkı, Küba Devlet Başkanı ve Küba Komünist Partisi Birinci Sekreteri Miguel Díaz-Canel Bermúdez'in, "Devrimi teslim etmeyeceğiz" çağrısı ise sokaklara çıktı.

Halkın sokaklara çıkmasının ardından ABD destekli grupların sokaklardan çekildiği belirtiliyor.

JOSE MARTİ KÜBA DOSTLUK DERNEĞİ'NDEN AÇIKLAMA

Jose Marti Küba Dostluk Derneği, Küba'da ABD bayraklı protestolara ilişkin bir açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada, "Küba, 60 yıldır süren ve son iki yılda 243 yeni önlem eklenerek iyice ağırlaştırılan ABD ablukası nedeniyle ekonomik olarak çok zor bir süreçten geçmesine rağmen, Covid-19 virüsüne karşı Latin Amerika’da kendi aşısını geliştiren ilk ve tek ülke olmayı başarmıştır" ifadeleri kullanıldı.

José Martí Küba Dostluk Derneği'nin konuyla ilgili açıklaması şöyle:

"Küba’da 11 Temmuz Pazar günü ülkenin çeşitli kentlerinde ilaç eksikliği ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle protesto gösterileri düzenlenmiştir. Öğle saatlerinde Küba Devlet Başkanı ve Küba Komünist Partisi Birinci Sekreteri Miguel Díaz-Canel, Havana’da gösterilerin yapıldığı bölgeye giderek halkla görüşmüş, ardından canlı yayında tüm kamuoyuna seslenmiştir.

Díaz-Canel, Küba’nın içinden geçtiği sürece dair başından itibaren halka karşı açık olduklarını, Küba’nın yaptırımlar nedeniyle çok zorlu bir süreçten geçtiğini hatırlatmış, ardından durumu krize çevirmek isteyenlere fırsat vermeyeceklerini belirterek Küba halkını sokağa davet etmiş “Küba’da sokaklar devrimcilerindir, sokağın kime ait olduğunu göstereceğiz” demiştir.

Díaz-Canel’in çağrısının ardından devrimci Küba halkı da sokaklara çıkmış ve gece saatlerine kadar sokakları boş bırakmamıştır. Protesto gösterilerinde az sayıda örnekte kamu araçlarına zarar verilmesi ve dükkanların yağmalanması gibi şiddet olayları yaşanmış, kolluk kuvvetleri de asgari güç kullanımında bulunmuş, şiddetin tırmanmasının önüne geçilmiştir. 11 Temmuz Pazar gecesi itibariyle Küba’da sokaklar boşalmış, sükunet sağlanmıştır. Díaz-Canel ve hükümet yetkilileri, Pazartesi sabahı süreçle ilgili olarak halka ayrıntılı bilgi vereceklerini duyurmuştur.

Küba, 60 yıldır süren ve son iki yılda 243 yeni önlem eklenerek iyice ağırlaştırılan ABD ablukası nedeniyle ekonomik olarak çok zor bir süreçten geçmesine rağmen, Covid-19 virüsüne karşı Latin Amerika’da kendi aşısını geliştiren ilk ve tek ülke olmayı başarmıştır. Kitlesel aşılama, abluka nedeniyle yaşanan kaynak ve malzeme eksikliği nedeniyle kısmen yavaş ilerlemiş, Matanzas ili başta olmak üzere kimi yerelliklerde bu kaynak sıkıntısı, vakaların artmasına sebep olmuştur. Protestoları tetikleyen sebeplerden biri, Pazar günü 6923 yeni vaka ve 47 ölüm açıklanması olmuştur. Ayrıca pandemi ve giderek ağırlaşan abluka, ülkede kimi tüketim mallarının tedariğinde sıkıntı yaşanmasına yol açmış, bu da halkın huzursuzluğunu artırmıştır.

İçinden geçilen sürecin iki sebebi vardır: Covid-19 pandemisi ve ABD ablukası. Küba halkı, kısıtlı kaynaklarıyla pandemiye karşı etkili aşılar geliştirmeyi başarmıştır, sorunun bu boyutu yakın zamanda çözülecektir. Ancak ABD emperyalizmi, pandemi ortamında ablukayı giderek ağırlaştırarak, Küba halkının insanca yaşama hakkını elinden almakta, bütün bir nüfusu ölüme mahkum etmektedir. Bunun adı soykırımdır ve derhal sona ermelidir.

ABD emperyalizminin tetikçileri, Küba’da Pazar günü yaşanan gösteriler henüz sürerken savaş naraları atmaya başlamıştır. Devrimden kaçan Kübalı zenginlerin yoğun olarak yaşadığı Florida eyaletindeki Trumpçı ABD Kongre üyeleri, ABD’nin derhal adaya askeri müdahalede bulunması çağrısı yapmışlardır.

Her türlü “insani müdahalenin” gerek ve yeter adımı, ABD ablukasının sonlandırılmasıdır. Küba halkı kendi sorunlarını çözmesini bilir.

Emperyalizmin Küba’ya herhangi bir askeri müdahalede bulunmaya kalkışması durumundaysa, “Zafer yahut Ölüm” sloganının kanla yazıldığını tüm dünya bir kez daha görecektir. Küba halkı, kendi iradesini kimseye teslim etmeyecektir.

Kahrolsun Abluka, Yaşasın Sosyalist Küba!"