Beş bilinmeyenli denklem: Türkiye, Doğu Akdeniz'de neden çevrelenmek isteniyor?
Türkiye geçtiğimiz yılın neredeyse her dönemini Doğu Akdeniz konuşarak geçirirken, 2021'de bölgedeki gelişmeler Ankara'nın bir numaralı gündemi olmadı. Fransa, Mısır, Yunanistan ittifakının peş peşe gerçekleştirdiği zirve ve tatbikatlar ise devam ediyor.
Barış Kaygusuz / GERÇEK GÜNDEM
Türkiye'de 2020 yılının en önemli gündem maddelerinden biri şüphesiz Doğu Akdeniz'de yaşanan krizdi. Her hafta ilan edilen NAVTEX'ler, Yunanistan ve Avrupa Birliği'yle gerilen ilişkiler, Fatih ve Oruç Reis sondaj gemileri, Ankara'dan gelen sert açıklamalar ve Mavi Vatan tartışmaları hemen her gün gündemde geniş bir yer kaplıyordu.
2021'in son dilimine girdiğimiz bu günlerde ise tablonun değiştiğini ve Doğu Akdeniz'in Türkiye'nin gündeminden çıktığı Erdoğan'ın G20'de Biden ile görüşmesiyle ilgili yaptığı açıklamayla öğreniyoruz: "Görüşmede Doğu Akdeniz hiç gündemimize gelmedi. Gelmediğine göre demek ki Sayın Biden'in de şu anda gündeminde değil, benim de gündemimde değil"
Emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek, Doğu Akdeniz'de devam eden süreçle ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "2020'de yaşanan D.Akdeniz krizi sürecinde ABD ve Fransa Dışişleri Bakanları ortak açıklamalarında Türkiye böyle davranmaya devam ederse D.Akdeniz'de güç dengesini değiştiririz demişlerdi. Aslında 2015'te başlamış olan bu hamleyle bahane de bulmuşlardı. Nitekim devamı geldi" ifadelerini kullanıyor.
2020'de yaşanan D.Akdeniz krizi sürecinde ABD ve Fransa Dışişleri Bakanları ortak açıklamalarında Türkiye böyle davranmaya devam ederse D.Akdeniz'de güç dengesini değiştiririz demişlerdi. Aslında 2015'te başlamış olan bu hamleyle bahane de bulmuşlardı. Nitekim devamı geldi.
— CahitArmaganDilek (@cadilek) November 12, 2021
TÜRKİYE İTTİFAK HALKALARININ DIŞINDA
Dilek ayrıca Fransa, Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve Mısır Dışişleri Bakanları'nın 19 Kasım'da Atina'da yapacağı Doğu Akdeniz konulu dörtlü zirveye de dikkat çekiyor. Bu dörtlü zirve bir ilk olma özelliği taşımıyor veya belirli bir önemli gündeme sahip değil ancak Doğu Akdeniz'de oluşan ittifak halkasının sınırlarını keskinleştiriyor.
12 Kasım'da Paris'te düzenlenen Uluslararası Libya Konferansı'yla Fransa, Libya'daki seçimler öncesinde direksiyondaki ülke konumuna geçerken, Sisi'nin yanı sıra Berlin'deki toplantılara katılmayan Yunanistan Başbakanı Miçotakis ve Rum Kesimi lideri Anastasiadis'e de davet göndererek bu iki ülkeyi de Doğu Akdeniz için kritik önemdeki Libya masasına davet ediyor.
Doğu Akdeniz'in diplomasi ayağında bunlar yaşanırken, sahada ise peşi sıra tatbikatlar yapılıyor. Bu ülkelerin ve zaman zaman Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail'in de katılımıyla yapılan Medusa tatbikatlarının 11.si ise Pazar günü Girit adası ve civarında icra edilecek.
NADASA BIRAKILAN DOĞU AKDENİZ
Ankara'da ise Doğu Akdeniz politikası yıl boyunca tabiri caizse nadasa bırakılmış durumda. Oruç Reis ve Fatih sondaj gemileri bir süredir sondaj faaliyetlerine ara vererek limanlarda beklemeye çekilirken, Yunanistan'la ilişkilerde ise diyalog vurgusu ön plana çıktı.
Dışişleri'nin bu süreçteki önceliği ise bölgede ilişkilerin tıkanma noktasına geldiği ülkelerle yeniden temas kurarak, diplomatik kanalları yeniden işler hale getirmek oldu.
2020 sonunda itibaren başlatılan dış politikada yenilenme sürecinin ilk ayağı Mısır'la gerçekleşti. Önce istihbarat servisleri aracılığıyla yapılan görüşmeleri Kahire'de ve Ankara'da bakan yardımcısı düzeyinde yapılan iki tur görüşmeyle devam etti.
Türkiye'nin uzun süredir çalkantılı ilişkilere sahip olduğu İsrail'le diyalog adımı ise yeni Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'a Erdoğan'dan giden tebrik telefonuyla atıldı. İki lider 40 dakika gibi uzun sayılabilecek bir süre konuştu ve Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda yüz yüze görüşebileceklerini de söyledi. Ancak daha sonra bu görüşme gerçekleşmedi.
Birleşik Arap Emirlikleri'yle ilişkilerin yeniden tesis edilmesine ilişkin adımlar ise Ağustos ayının başlıca gündemlerinden biriydi. Erdoğan önce 18 Ağustos'ta BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnoun bin Zayed Al Nahyan, 31 Ağustos'ta ise ülkenin fiili lideri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed el Nahyan telefonda görüştü.
YUNANİSTAN'DAN ABD'YE YAKIN MARKAJ
Bölgedeki aktörler Doğu Akdeniz'de pozisyonlarını kuvvetlendirmeye çalışırken, Trump döneminde Türkiye ile Yunanistan arasında arabulucu rolü çizen Amerika Birleşik Devletleri geçtiğimiz yıl boyunca Yunanistan'la ilişkilerini geliştirmeyi seçti.
Dedeağaç'ta yeni bir üs kuran Amerikan yönetimi, buraya çok sayıda asker ve askeri araç sevkederken, 10 milyon nüfusa sahip ülkede Girit adası, Volos, Larissa ve Stefanovikeio gibi bölgelerde de Amerikan üsleri bulunuyor.
Atina ise Doğu Akdeniz konusunda Fransa ve İsrail desteğinin yanı sıra ABD güvencesi de istiyor. Yunan basını geçtiğimiz ay iki ülke arasında imzalanan ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İş birliği (MDCA) anlaşmasını, ABD'nin Türkiye'ye karşı Atina'ya verdiği destek olarak yorumlamış, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın Miçotakis'e yazdığı mektup da Yunanistan'a güçlü destek göstergesi olarak gösterilmişti.
Ancak ABD Dışişleri, yapılan yorumlardan kısa bir süre sonra ABD'nin Doğu Akdeniz konusundaki tarafsızlığını koruyacağını açıkladı.
ERDOĞAN, ABD ÜSLERİNDEN RAHATSIZ
Ankara ise Yunanistan'da sayıları günden güne artan Amerikan üslerinden rahatsız olmuşa benziyor. Ankara'nın bu rahatsızlığı Orban'la yaptığı basın toplantısı sırasında Erdoğan tarafından dile getiriliyor;
"Aslında sadece Dedeağaç bir üs değil, Yunanistan’ın kendisi şu anda Amerika’nın bir üssü durumuna gelmiştir. Şu anda Yunanistan’ın içerisindeki Amerikan üslerinin sayısını ben saya saya bitiremedim. O denli Yunanistan’ın içinde Amerika’nın üsleri var. Şöyle hepsini bir araya toparladığımız zaman ortaya öyle bir tablo çıkıyor ki, Yunanistan’ın kendisi adeta Amerika’nın bir üssü gibi. Böyle bir tablo var."
Uzun yıllar devam eden Doğu Akdeniz mücadelesinin ardından Türkiye'nin önündeki tabloda ise Libya'da direksiyona geçmek üzere olan bir Fransa, Yunanistan'ı askeri üs haline getirmiş bir ABD, Doğu Akdeniz'de aralarından su sızmayan Mısır-Yunanistan-Rum Kesimi ittifakı, Libya'da ise sonuçları belirsiz bir seçim süreci bulunuyor. Ankara'nın Doğu Akdeniz'i Erdoğan'ın deyimiyle 'gündeminden çıkarması' kimileri tarafından Türk dış politikasının git gellerinden doğan bir zorunluluk olarak görülürken, kimileri ise gelişmeleri hükümetin bölgede oluşan statükoyu korumak için attığı bir geri adım olarak yorumluyor.