Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev: Ülkenin tüm bölgelerinde anayasal düzen sağlandı
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkenin bütün bölgelerinde anayasal düzenin yeniden sağlandığını bildirdi.
Kazakistan Cumhurbaşkanlığı basın servisinden yapılan açıklamaya göre, Tokayev terörle mücadele konusunda yetkililerle toplantı yaptı.
Toplantı sonrasında yaptığı konuşmada terörle mücadele operasyonu başlattıklarını belirten Tokayev, kolluk kuvvetlerinin yoğun çalıştığını ifade etti.
Tokayev, “Genel olarak ülkenin tüm bölgelerinde anayasal düzen yeniden sağlandı. Yerel makamlar durumu kontrol ediyor. Ancak teröristler hala silah kullanmaya ve vatandaşların mülklerine zarar vermeye devam ediyor. Bu yüzden terörle mücadele operasyonu militanların tamamen yok edilmesine kadar devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Açıklamada ayrıca “Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) barış gücü birlikleri Kazakistan’a gelmeye başladı. Bu birlikler, stratejik yerlerin korunmasının sağlanması ve muhafazası işlevini yerine getirmek üzere sınırlı bir süre için ülkeye geldi.” ifadelerine yer verdi.x
Kazakistan Cumhurbaşkanlığı İdaresi Başkan Yardımcısı Dauren Abayev de Kazakistan televizyonu Habar-24'e yaptığı açıklamada, ülkeye gelen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) barış gücünün silahlı çatışmalara katılmayacağını belirterek bu birliklerin koruma görevi yapacağını söyledi.
Kazakistan'ın bütün bölgelerinde düzenin sağlandığını bildiren Abayev, "Şu anda kalan haydutların aranması ve bulunması çalışmaları sürüyor. Pek çok militan etkisiz hale getirildi ve ele geçirildi. Bu kimselerin kimlikleri tespit ediliyor ve aşırıcı örgütlerle olan bağlantıları üzerine çalışılıyor." dedi.
Abayev, ülkedeki protestoların önce barışçıl özellik taşıdığını belirterek daha sonra göstericilerin oluşturduğu kalabalığa "silahlı haydutlar ve teröristlerin" önderlik yaptığını dile getirdi. Abayev, "Barışçıl protestocuların sesleri provokatörlerin şiddet çağrılarında boğuldu." ifadesini kullandı.
26 PROTESTOCU HAYATINI KAYBETTİ
Bu arada Kazakistan İçişleri Bakanlığı, yönetim karşıtı gösterilerde çıkan olaylarda 26 protestocunun yaşamını yitirdiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Güvenlik güçleri, Almatı kentinde toplumsal düzeni sağladı, stratejik yerleri korumaya aldı. Caddelerde temizlik operasyonuna devam ediliyor." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, olaylarda 3 binden fazla kişinin gözaltına alındığı belirtildi.
KIRGIZİSTAN MECLİSİ'NDE TESKERE KABUL EDİLDİ
Kırgızistan'ın Kazakistan'a asker göndermesinin yolunu açan tezkere de Kırgızistan Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi.
Meclis Genel Kurulu, Kırgız askerlerin Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) Barış Gücü kapsamında Kazakistan'daki durum nedeniyle asker gönderilmeyi içeren tezkereyi görüşmek için olağanüstü toplandı.
Cumhurbaşkanı Sadır Caparov'un onayıyla Bakanlar Kurulu tarafından Meclis'e sunulan ve Meclis Genel Kurulunda tartışmaya yol açan tezkerenin görüşmesine, kapalı oturumda devam edilmesine karar verildi.
Daha sonra Kırgızistan'ın Kazakistan'a asker göndermesinin yolunu açan tezkere, büyük çoğunlukla kabul edildi.
KAZAKİSTAN'DAKİ OLAYLAR
Kazakistan'ın batısında LPG'ye yapılan zamlar ve sosyoekonomik durumun kötüleştiği gerekçesiyle 2 Ocak'ta başlatılan protestolar, ülkenin diğer kesimlerine yayılmıştı.
Gösterilerde güvenlik güçleri ile protestocular arasında çatışmalar yaşandı. Polis araçları ve askeri araçları ateşe veren, devlet binalarına giren protestoculara, güvenlik güçleri ses bombasıyla müdahale etti.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, protestolardan sorumlu tuttuğu hükümetin istifasını kabul etti.
Protestoların yayılması sonucu önce başkent Nur Sultan, Almatı şehri ve Mangistau eyaletlerinde olağanüstü hal ilan edildi. Ardından olağanüstü hal kararının ülkenin tüm bölgelerinde geçerli olduğu duyuruldu.
Kazakistan'da, protesto gösterileri sırasında güvenlik güçlerinden 18'inin hayatını kaybettiği, 748'inin de yaralandığı açıklanmıştı.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, ülkedeki mevcut durum nedeniyle üyesi oldukları KGAÖ ülke liderlerinden yardım istedi.
KGAÖ Kolektif Güvenlik Konseyi'nin aldığı karar doğrultusunda Kazakistan'a asker gönderildi.
KGAÖ'nün barış güçleri arasında Rusya Hava İndirme Kuvvetlerinin askeri birimlerinin bulunduğu ve Kazakistan'a ulaştığı belirtilmişti.
KGAÖ, 2002'de Bağımsız Devletler Topluluğu üye ülkeleri Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Ermenistan tarafından hükümetler arası askeri ittifak olarak kuruldu.
TOKAYEV'İN KONUŞMASININ TAM METNİ
Tokayev’in açıklamasının tam metni şöyle:
“Değerli yurttaşlarım!
Ülkemizde terörle mücadele operasyonu devam etmektedir. Polis, Ulusal Muhafız ve ordu güçleri, Anayasaya uygun olarak asayişi ve kamu güvenliğini sağlamak için büyük ölçekli ve uyumlu çalışmalar yürütmektedir.
Dün Almatı, Aktöbe ve Almatı bölgesinde durumlar normalleşti. OHAL rejimi sonuçlarını vermekte. Anayasal düzen ülke genelinde tesis edilmiştir.
Ancak teröristler hala kamu ve özel mülklere zarar vererek, vatandaşlara karşı silah kullanmaktadırlar.
Kolluk kuvvetlerine ve orduya uyarısız ateş açma emri verdim.
Yurtdışından problemi barışçıl şekilde çözmek için tarafları müzakereye davet eden çağırılar gelmekte. Bu ne saçmalık! Suçlular ve katillerle ne tür pazarlık yapılabilir?
Bizler hem yerli ve yabancı silahlı ve eğitimli militanlarla karşı karşıyayız. Özellikle, militanlarla ve teröristlerle. Bu nedenle, yok edilmeleri gerekir. Bu kısa sürede gerçekleştirecektir.
Kolluk kuvvetleri bu görevi moral ve teknik olarak yerine getirmeye hazırlar.
Bildiğiniz gibi, KGAÖ tüzüğünün ana hükümlerine göre Kazakistan anayasal düzeni sağlanmasına yardım etmek üzere örgüte üye devlet liderlerinden ortak barış gücü göndermelerini istedi.
DESTEĞE GELEN ÜLKELERE TEŞEKKÜR
Barış gücü, ülkemizdeki, stratejik tesislerin korunması ve işletilmesini sağlamak için kısa süreliğine geldiler.
KGAÖ dönem başkanı Ermenistan Başbakanına, ayrıca Belarus, Kırgızistan ve Tacikistan devlet başkanlarına samimi teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e özel şükranlarımı iletiyorum. Çağrıma çok çabuk ve en önemlisi, samimi, dostça yaklaştı.
Ayrıca Çin Devlet Başkanına, Özbekistan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar gönülcüleri desteklerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Ülkemizde yaşanan trajik durum, demokrasi ve insan hakları etrafındaki sorunlarını yeni bir şekilde öne çıkarmaktadır.
Demokrasi müsamahakarlık değildir, dahası sosyal medya da dahil olmak üzere yasadışı eylemleri kışkırtma değildir.
Bağımsızlığın 30. yıl dönümü münasebetiyle yaptığım konuşmada, ülkemizin esenliğinin ana teminatının kesinlikle hukuk ve düzen olduğunu ifade etmiştim.
Ve bu durum sadece Kazakistan için değil, aynı zamanda tüm medeni devletler için de geçerlidir.
Bu, sivil özgürlükleri ve insan haklarını kısıtlamak anlamına gelmez. Aksine Almatı ve Kazakistan'ın diğer şehirlerinde yaşanan trajik olaylar- kanunsuzluğun, aşırılığın ve anarşinin insan hakları ihlallerine yol açtığını göstermiştir.
Almatı'da terörist militanların elinde sadece devlet kurumlarının binaları değil, aynı zamanda sivillerin özel mülkleri de zarar gördü. Bunun dışında, yüzlerce sivil ve askeri personelin yaşam ve sağlığına tehdit oluşturmuştur.
Kurbanların ailelerine ve yakınlarına üzüntümü bildirerek, başsağlığı diliyorum.
Hatırlayacağınız üzere Mayıs 2020'de benim teklifim üzerine barışçıl gösterilerin yapılmasına ilişkin bir yasa kabul edilmişti.
Bu kanun aslında ülkede demokrasiyi geliştirmek adına önemli bir adımdır, sebebi yasanın protesto ve gösteri düzenleme izni gerektirmemesi, sadece yetkililere bilgi vermesi yeterliydi. Yasa çerçevesinde, protesto ülkenin herhangi bir şehrinin merkezinde yapılabileceği belirtilmiştir.
Ancak bazı sözde “insan hakları savunucuları” ve “aktivistler” kendilerini yasalardan üstün koyarak, istedikleri yerde toplanma ve istediklerini konuşma hakları olduğuna sanmaktadırlar.
Bu sözde “aktivistlerin” sorumsuz eylemleri nedeniyle, polisin dikkati kolluk kuvvetlerinin ana faaliyetine tam olarak odaklanamamaktadır. Genellikle taciz ve hakarete uğramaktadır.
Bu "aktivistler" yüzünden internet engellenmekte. Netice olarak milyonlarca vatandaş ve yerel iş dünyası zarar görüyor.
Yani, iç ekonomik, sosyal ve siyasi istikrara büyük zarar verilmektedirler.
Kendilerini çok uluslu halkımızın temel çıkarlarından uzak “özgür” medya ve “dış figürler” olarak görenler, kanun ve düzenin ihlali konusunda gerçekten kışkırtıcı bir rol oynamaktadır.
Tüm bu sorumsuz demagogların Kazakistan'daki trajedinin ortaya çıkmasına suç ortağı olduklarını abartısız bir şekilde söyleyebiliriz. Her türlü yasal vandalizm karşı sert önlemler alacağız.
Tarihimizdeki bu kara çizgiyi hızla aşacağımıza hiç şüphemiz yok. Önemli olan, gelecekte bu tür olayların tekrarlanmasını önlemektir.
Tarafımdan oluşturulan özel kurumlar arası çalışma grubu militanlar ve teröristlerin tespiti için görevlendirilmiştir. Vatandaşlarımıza söz veriyorum, hepsi en ağır şekilde cezalandırılacaktır.
Tüm Kazakistanlılardan dikkatli ve ihtiyatlı olmalarını rica ediyorum. Şüpheli kişilerin herhangi bir kuşkulu faaliyetini kolluk kuvvetlerine ve yardım hatlarına bildirin.
Kolluk kuvvetlerinin ve ordunun eylemleri ve kurumlar arası koordinasyonu ile ilgili olarak ele alınması gereken birçok konu bulunmaktadır.
Ayrıca, özel kuvvet güçlerinin, özel araçların ve ekipmanın yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bu sorunlarla acilen çözüme kavuşturmamız lazım.
Militanların eylem yapma planları ve gizli hazırlıklarını Devletin nasıl öngörmediğini anlamak önem arz etmektedir. Sadece Almatı 20.000 militan tarafından saldırıya uğradı.
Tüm bölgelerde askeri, idari ve sosyal tesislere yönelik organize, askeri hazırlıklı ve zalimce saldırısı onların net bir planın olduğunu göstermektedir.
Militanlara ek olarak, ideolojik sabotaj konusunda eğitilmiş, yeterli seviyede dezenformasyon veya "sahte" bilgileri kullanan ve insanların davranışlarını manipüle edebilen uzmanlar çalışmıştır.
Görüldüğü gibi bunların eğitim ve rehberliği tek bir komuta merkezinden yönetiliyordu. Kazakistan Milli Güvenlik Komitesi ve Başsavcılık bununla ilgili incelemeleri başlatmıştır.
Şimdi ise iyi haberlere gelelim.
Durumun istikrara kavuşması nedeniyle, ülkenin belirli bölgelerinde sınırlı olarak internet iletişimini etkinleştirmeye karar verdim. Bu kararın vatandaşlarımızın yaşam faaliyetlerini olumlu yönde etkileyeceğinden eminim.
Ancak sizleri uyarmak isterim, internete erişim, dezenformasyon, iftira, hakaret, kışkırtıcı çağrılara yol verilmeyecektir.
“MİLİTANLAR SİLAHLARINI BIRAKMADILAR”
Bu tür materyallerin ortaya çıkması durumunda, onların tespiti sonrası yasal işlemler uygulanacaktır.
Terörle mücadele operasyonu devam etmektedir. Militanlar silahlarını bırakmadılar, suç işlemeye devam etmekte ya da hazırlıklarını sürdürmektedir. Onlarla sonuna kadar savaşmalıyız. Teslim olmayanlar yok edilecektir.
Yaşadığımız trajediden ders almamız gerekiyor. Bunun sosyo-ekonomik zararı olacaktır.
Hükümetin konuyla ilgili somut kararlar vermesi gerekir, bununla ilgili ben 11 Ocak'ta Meclis oturumunda açıklama yapacağım.
Sevgili yurttaşlarım, sizinle gurur duyuyorum!
Bu zor günlerde sakin kalan, istikrarı ve toplumsal düzeni sağlamak için çaba sarf eden Kazakistan vatandaşlarına şükranlarımı bildirim.
Provokasyonlara, yıkıcı çağrılara rağmen, yasalara ve ülkenize sahip çıktınız.
Büyük şehirlerdeki öğrencilere, işçi grupları üyelerine, sanayi ve tarım işçilerine yurttaşlık bilincinden dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Barışçıl bir protesto düzeni sağlayan bölge sakinlerine teşekkür ediyorum.
Barışçıl biçimde ifade edilen tüm talepler dikkate alınacaktır. Diyalog sonucunda uzlaşmaya varıldı. Kritik sosyo-ekonomik sorunlara yönelik çözümler geliştirildi.
Bu nedenle, durumun istikrarlı olduğu bölgelerde, olağanüstü hal rejimini aşamalı olarak kaldıracağız.
Kutsal Vatanımız Kazakistan’ın dünya haritasında güçlü bir devlet olacağına, ekonomimizin dinamik olarak gelişeceğine, vatandaşlarımızın sosyal durumunun iyileşeceğine güvencim tamdır. Bu hedeflere ulaşmak için bir reform planı ve onların hayata geçirilmesi ile ilgili somut adımlar teklifinde bulunacağım."