ANALİZ - NATO ile Rusya'nın bitmeyen kavgası: Ukrayna'yı bugüne getiren beş kilit olay
2000'lerin başından bu yana Rusya ve Batı'nın etki alanlarını genişletme çabalarına sahne olan Ukrayna'yı bugün içinde bulunduğu NATO-Rusya açmazına taşıyan kilit olayları derledik...
GERÇEK GÜNDEM - BARIŞ KAYGUSUZ
Son bir yıl içerisinde eski Sovyetler Birliği coğrafyasında Belarus protestolarından, Karabağ savaşına, Kırgızistan-Tacikistan çatışmasından Kazakistan'daki rejim karşıtı gösterilere kadar birçok önemli sürecin içerisinde yer alan Rusya, bu süreçteki en önemli adımlarından birini geçtiğimiz günlerde Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıyarak attı.
Rusya lideri Vladimir Putin, yaklaşık bir saat süren konuşmasında ağırlıklı olarak Ukrayna'nın tarihi olarak Rusya'nın bir parçası olduğunu ve hiçbir zaman bir 'devlet geleneğine' sahip olmadığını vurguladı ve eski Sovyetler Birliği ülkelerine verilen bağımsızlık hakkının Ekim Devrimi'nin lideri Lenin'in hatası olduğunu söyledi.
Putin'in bu sözleri Batı'da, Moskova yönetiminin eski Sovyetler Birliği coğrafyasına dair hırsları olarak yorumlanırken, NATO ile Rusya arasındaki tansiyon Soğuk Savaş döneminden bu yana ilk kez bu kadar yükseldi.
Rusya ile Batı ülkeleri arasındaki tansiyonun merkez üssü olan ve işgal tehdidi altında olan Ukrayna için ise Soğuk Savaş teması yeni değil ve ülkedeki iç siyaset 2000'lerin başından bu yana Rusya ve Batı'nın etki alanlarını genişletme çabalarının gölgesinde devam ediyor.
Ukrayna'nın bağımsızlığını ilan ettiği 1991'den bu yana geçen 31 yılda, ülkeyi bugün içinde bulunduğu NATO-Rusya açmazına taşıyan kilit olayları derledik...
1. EMEKLEME DÖNEMİNDE NATO İLE DİRSEK TEMASI
1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden Ukrayna, 1992 yılında Leonid Kravchuk başkanlığında ilk kez NATO ile ilişkiler geliştirdi.
Şubat 1992'de NATO Genel Sekreteri General M. Werner, Kiev'e bir ziyaret düzenlerken aynı yılın Temmuz ayında Kravchuk da Brüksel'deki NATO karargâhını ziyaret etti.
Ukrayna'nın Sovyetler Birliği'nden ayrıldığı referandumun sonuçları
Karşılıklı ziyaretlerin ardından aynı yıl içerisinde, Brüksel'de açılan Ukrayna Büyükelçiliği, Kiev-NATO temasının sürekli olmasını sağladı. Ukrayna, 1994 yılında NATO'nun Orta Asya ve Doğu Avrupa ülkelerini bünyesine katmak için oluşturduğu çerçeve anlaşmasını tamamlayan ilk eski Sovyet ülkesi olmuştu.
2. GAZETECİ CİNAYETİ DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ
1997 yılında yapılan bir anket Ukrayna'da o dönem NATO üyeliğine desteğin yüzde 37 karşı olanların ise yüzde 28 seviyesinde olduğunu gösteriyordu. Aynı yıl Ukrayna-NATO Komisyonu kurularak yakınlaşma bir adım daha ileri taşındı.
Ancak Ukrayna'nın NATO'yla yakınlaşmasında dengeleri değiştiren olaylardan biri muhalif gazeteci Georgiy Gongadze'nin 2000 yılında öldürülmesi oldu. Dönemin otoriter devlet başkanı Leonid Kuchma'nın öldürülen gazetecinin kaçırılması talimatını verdiği ses kayıtlarının ortaya çıkması büyük bir skandala yol açtı.
Ukrayna sokaklarında Kuchma karşıtı kitlesel gösteriler görülürken, dış politikada da Ukrayna'nın Batı'ya entegre olma çabaları sekteye uğramıştı. Kuchma'nın 2002'de resmen NATO'ya üye olmak istediklerini açıklaması ve 2003'te Irak'ın işgali için asker gönderme kararı da Ukrayna ile NATO ülkeleri arasındaki ilişkileri tamir edemedi.
Nitekim 2004 yılında yapılan bir Ukrayna-NATO Komisyonu toplantısından sonra bir açıklama yapan Leonid Kuchma, NATO üyeliğinin ülke için artık bir hedef olmadığını açıkladı.
3. KIRILMA NOKTASI 2004 SEÇİMLERİ
2004 yılı Ukrayna'nın yakın tarihini şekillendiren en önemli yıllardan biriydi. 2004'te yapılan seçimler Moskova yanlısı Viktor Yanukoviç ile Avrupa yanlısı Viktor Yuşçenko'nun yarışına sahne oldu. Seçim kampanyası sırasında zehirlenen Yuşçenko'nun yüzünde oluşan hasar uzun süre hafızlardan silinmezken, Yanukoviç seçimlerin galibi olarak ilan edildi.
Ancak seçimlerde hile yapıldığı iddiaları Ukraynalıları bir kez daha sokağa döktü. Kamuoyunda 'Turuncu Devrim' olarak isimlendirilen gösterilerin ardından tekrarlanan seçimlerde kazanan Viktor Yuşçenko oldu.
2004'te yapılan tekrar seçimlerinde yarışan Yuşçenko ve Yanukoviç'in oy oranları
Yuşçenko göreve gelir gelmez, Batı yanlısı bir ajandayı uygulamaya koydu ve ülkeyi Kremlin'in etki alanından çıkararak NATO ve Avrupa Birliği'ne yaklaştıracağı sözünü verdi.
Ancak Yuşçenko'nun iktidar yılları, siyasi belirsizlik ve her yıl tekrarlanan parlamento seçimleriyle geçti. Bu süreçte iki kez Turuncu Devrim yanlısı Timoşenko, bir kez de Rusya yanlısı Yanukoviç başbakanlık koltuğuna oturarak Yuşçenko ile birlikte çalıştı.
4. 2010 SEÇİMLERİ: YANUKOVİÇ'İN DÖNÜŞÜ
Yuşçenko iktidarını Moskova'yla yaşanan irili ufaklı krizlerin gölgesinde geçiren Ukrayna, 2010 yılında bir kez daha cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandığa gitti.
Seçimlerin kazananı Rusya'nın desteklediği Viktor Yanukoviç olurken, ülkenin batısındaki kentlerden Timoşenko'nun, daha çok Rusça konuşanların yaşadığı doğudaki kentlerden ise Yanukoviç'in çıkması ülkenin içinde kaldığı Batı-Rusya açmazını bir kez daha ortaya koydu.
2010'da Timoşenko'ya karşı Yanukoviç'in kazandığı seçimlerde oy dağılımı
İktidara gelen Yanukoviç, ülkenin doğusundaki zengin sanayicilerin desteğini de alarak yoksulluğa karşı savaş açacağı vaadinde bulundu. İlk icraatlerinden biri de Rusya ile yeni bir doğal gaz anlaşması imzalayarak, karşılığında Karadeniz'deki Ukrayna limanlarında Rus donanmasının bulundurulmasını sağlayan kiralama anlaşmasını uzatmak oldu.
Yanukoviç iktidara geldikten 1 yıl sonra, 2011'de, seçimlerde yarıştığı rakibi Timoşenko yedi yıl hapis cezasına çarptırılarak cezaevine konuldu.
5. MAIDAN GÖSTERİLERİ, KIRIM ve DONBAS
Yanukoviç hükümeti 2013 yılında, beklenmedik bir şekilde Avrupa Birliği ile yürütülen ticaret ve işbirliği görüşmelerinin askıya alındığını duyurdu ve Moskova'yla ekonomik ilişkileri geliştirme kararı aldı.
Yanukoviç'in bu kararı Ukrayna'da aylar sürecek gösterilerin de fitilini ateşledi. Kiev merkezli olan ve Maidan gösterileri adını alan gösterilere yüzbinlerce kişi katıldı ve şiddetin dozajı giderek arttı. Güvenlik güçlerinin sert müdahalesi nedeniyle olaylarda onlarca gösterici hayatını kaybetti.
Kasım 2013-Şubat 2014 arası devam eden Maidan gösterilerinin ülkeye dağılımı
Nihayet Şubat 2014'te Ukrayna parlamentosu Yanukoviç'in cumhurbaşkanlığını düşürürken, Yanukoviç ülkeyi terk etti. Ancak yaşanan gelişmelere Moskova sessiz kalmadı. Günler içerisinde bir grup silahlı kişi, Kırım'daki bölgesel parlamentoyu ele geçirerek parlamentoya Rusya bayrağını çekti.
Bölgede yapılan referandumun ardından Rusya, Kırım'a silahlı güçlerini göndererek ilhak sürecini başlattı. Bu gelişmeden kısa bir süre sonra ise Ukrayna'nın doğusundaki Luhansk ve Donetsk'te Rusya yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasında çatışmalar başladı ve Ukrayna'da süregelen Batı-Rusya kavgası en üst seviyeye ulaştı.
Ukrayna'nın doğusundaki bölgelerde Rusya ile birleşmeye karşı çıkanların oranı (Nisan 2014)
* Bu içerikte yer alan haritalı görseller Brookings Enstitüsü'nün konuyla ilgili çalışmasından alınmıştır