Çin, Ukrayna'daki savaş hakkında ne düşünüyor?
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, "Mevcut durum, görmek istediğimiz tablo değil. Şu anda en önemli öncelik, Ukrayna'daki durumun daha kötüye gitmesini ve kontrolden çıkmasını önlemek için tüm tarafların gereken itidali göstermesidir." dedi.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Avrupalı muhataplarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde Pekin'in Ukrayna sorunu konusundaki tavrını oluşturan temel ilkeleri aktardı.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Vang, dün İngiliz mevkidaşı Elizabeth Truss, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Fransa Cumhurbaşkanı’nın Diplomatik Danışmanı Büyükelçi Emmanuel Bonne ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdi.
Vang, görüşmelerde Çin'in tutumunu 5 ilke çerçevesinde açıkladı.
Çin'in, öncelikle tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması, korunması ve BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine samimiyetle uyulması gerektiğini ifade eden Vang, bu net ve tutarlı tavrın Ukrayna için de geçerli olduğunu belirtti.
RUSYA'NIN GÜVENLİK TALEPLERİ CİDDİYE ALINMALI
Vang, ikinci olarak, Çin'in ortak, kapsamlı, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir güvenlik anlayışını savunduğunu vurgulayarak, "Bir ülkenin güvenliği diğer ülkelerin güvenliği pahasına olmamalı ve bölgesel güvenlik askeri blokları güçlendirerek ve genişleterek sağlanmalıdır. Tüm ülkelerin meşru güvenlik kaygılarına saygı gösterilmelidir. NATO'nun doğuya doğru üst üste beş kere genişlediği göz önüne alınarak Rusya'nın meşru güvenlik talepleri ciddiye alınıp uygun şekilde giderilmelidir." ifadelerini kullandı.
Üçüncü olarak, Çin'in Ukrayna'daki gelişmeleri yakından izlediğini kaydeden Vang, "Mevcut durum, görmek istediğimiz tablo değil. Şu anda en önemli öncelik, Ukrayna'daki durumun daha kötüye gitmesini ve kontrolden çıkmasını önlemek için tüm tarafların gereken itidali göstermesidir. Sivillerin can ve mal güvenliği etkin şekilde sağlanmalı ve özellikle büyük çaplı insani kriz önlenmelidir." şeklinde konuştu.
DOĞRUDAN DİYALOG VE MÜZAKERE BAŞLATMALI
Vang, dördüncü olarak, Çin'in Ukrayna krizinin barışçı çözümüne katkı sağlayacak tüm diplomatik çabaları desteklediğini ve teşvik ettiğini belirterek, "Çin, Rusya ile Ukrayna arasında doğrudan diyalog ve müzakerenin mümkün olan en kısa zamanda başlatılmasını memnuniyetle karşılayacaktır." temennisini dile getirdi.
Ukrayna sorununun karmaşık tarihsel bağlam içinde geliştiğine dikkati çeken Vang, "Ukrayna, Doğu ile Batı arasında köprü olmalı, büyük güç mücadelesinin cephesi değil." değerlendirmesinde bulundu.
Vang, ayrıca Çin'in AB ile Rusya arasında Avrupa güvenlik sorunları üzerine eşit temelde diyalog yürütülmesi ve nihayetinde etkin, dengeli ve sürdürülebilir bir Avrupa güvenlik mekanizmasının oluşturulmasını desteklediğini ifade etti.
GÜVENLİK KONSEYİ YAPICI ROL OYNAMALI
Beşinci olarak, Çin'in Ukrayna sorununun çözümünde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) yapıcı rol oynaması ve bölgesel barış ve istikrar ile tüm ülkelerin evrensel güvenliğine öncelik verilmesi gerektiğini savunan Vang, "Güvenlik Konseyinin eylemleri, gerilimi arttırmak ve çatışmayı körüklemek yerine durumun hararetini azaltmaya ve diplomatik çözümü kolaylaştırmaya yardımcı olmalıdır. Bu görüşle Çin, BM Şartı'nın 8'nci Bölümü'nde yer alan BMGK kararları içinde güç kullanımı ve yaptırımlara başvurmayı onaylamamaktadır." ifadelerini kullandı.
Vang, Çin'in BMGK'nin daimi üyesi ve sorumlu bir büyük ülke olarak uluslararası yükümlülüklerini daima sadakatle yerine getirdiğine ve dünya barışının ve istikrarının sağlanması için yapıcı rol oynadığına işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Barış ve istikrar söz konusu olduğunda büyük ülkeler arasında Çin, en iyi sicile sahiptir. Bugüne dek başka bir ülkeyi işgal etmedik ve vekalet savaşı yürütmedik. Etki alanı arayışında olmadık, askeri bloklar arası cepheleşmeye katılmadık. Çin, barışçı kalkınma ve ortak geleceği paylaşan insanlık topluluğu inşa etme hedefine bağlılığını sürdürüyor. Tüm hegemonya ve güç politikası girişimlerine karşı çıkmayı ve gelişmekte olan ülkelerin, özellikle küçük ve orta ölçekli ülkelerin haklarını ve çıkarlarını korumayı sürdüreceğiz."
(AA)