Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen gündeme getirdi: AKP'nin sığınmacı politikasının arkasında Avrupa'nın doğalgaz projesi mi var?
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Rus doğalgazına karşı Doğu Akdeniz gazı projesini gündeme getirdi. Eslen, “Doğu Akdeniz gazının, Batı’ya taşınmasında bir alternatif ise bu gazın Suriye üzerinden Türkiye’ye, Türkiye üzerinden de Avrupa’ya taşınması" dedi.
GERÇEK GÜNDEM - Rusya’nın saldırılarının ardından başlayan Ukrayna savaşı devam ediyor.
İki ülke arasındaki sıcak çatışmanın yanısıra Rusya’ya karşı ek ekonomik yaptırımlar da gündeme geliyor.
Avrupa'nın en büyük doğalgaz tedarikçisi olan Rusya'dan gelen arzın aksaması ise NATO ve Avrupa Birliği ülkelerinde tartışma konusu oldu. Avrupa, doğalgaz ihtiyacının yüzde 35'ini Rusya’nın karşılaması, ekonomik yaptırımların da önünü tıkadı.
RUS DOĞALGAZINA KARŞI AB VE NATO’NUN ALTERNATİF ARAYIŞI
Rusya ile NATO-AB bloğunun ekonomik ve politik savaşı üzerine Gerçek Gündem’e açıklamalarda bulunan emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, “Ukrayna savaşının Avrupa üzerindeki en önemli etkisi enerji konusunda oldu. Savaş devam ederken bile Avrupa ülkeleri, büyük ölçüde Rus doğalgazı ile beslenmeye devam ediyor. Bu savaş, ABD liderliğindeki Avrupa’nın, Rus gazına alternatif enerji arayışlarını hızlandırdı. Bu kapsamda, Doğu Akdeniz enerjisi de ciddi bir alternatif olarak yeniden gündeme geldi” dedi.
“SURİYE ÜZERİNDEN TÜRKİYE’YE, TÜRKİYE ÜZERİNDEN AVRUPA’YA”
Nejat Eslen açıklamasının devamında, Rus doğalgazına karşı Doğu Akdeniz gazının Avrupa ülkelerine taşınmasında iki alternatifin söz konusu olduğunu ifade etti.
Eslen, “Doğu Akdeniz gazının, Batı’ya taşınmasında bir diğer alternatif ise bu gazın Suriye üzerinden Türkiye’ye, Türkiye üzerinden de Avrupa’ya taşınması projesidir” ifadelerini kullandı.
Eslen şunları söyledi:
“Kısa bir süre önce ABD, Doğu Akdeniz gazının Girit üzerinden Yunanistan’a ve Avrupa’ya taşınmasının pahalı bir proje olduğunu, bu projenin desteklenmediğini açıkladı. Bu durumda, Doğu Akdeniz gazının boru hatlarıyla Avrupa’ya taşınması için iki alternatiften söz etmek mümkündür:
Birincisi, bu gazın Kıbrıs üzerinden Anadolu’ya ve Avrupa’ya taşınmasıdır. Ancak bu konuda ciddi siyasi bir engel mevcuttur. Bu projeye işlerlik kazandırabilmek için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin anlaşması gerekir. Oysa Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türkiye tarafından tanınmamakta ancak bütün dünya ülkeleri tarafın tanınmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ise bunun tam tersi bir durum söz konusudur. Çünkü, KKTC’yi Türkiye hariç hiçbir ülke tanımamaktadır.
Bu nedenlerle Doğu Akdeniz doğalgazının Kıbrıs üzerinden Anadolu’ya ve Avrupa’ya taşınması zordur. Doğu Akdeniz gazının, Batı’ya taşınmasında bir diğer alternatif ise bu gazın Suriye üzerinden Türkiye’ye, Türkiye üzerinden de Avrupa’ya taşınması projesidir. Bu projenin gerçekleşmesi için Suriye’de istikrarın sağlanması gerekir.”
“TÜRKİYE’NİN SURİYE POLİTİKASINDA, BATI’NIN SURİYE İLE İLGİLİ PROJELERİ ETKİLİ OLACAK”
Son dönemde iktidarın Suriyeli sığınmacılarla ilgili “giden gelmeyecek” açıklamasında bulunmasına dikkat çeken Eslen, göçmen politikasının değişmesinde küresel faktörlerin olduğuna dikkat çekti.
Eslen, “Türkiye’yi yönetenlerin Suriye politikasında hem de Batı’nın Suriye ile ilgili projelerinde önemli gelişmeler beklenmelidir” dedi.
Eslen sözlerine şöyle son verdi:
“Rusya, Suriye’de güçlü bir aktördür. Ancak Ukrayna savaşı nedeniyle, Rusya’nın Suriye’deki etkinliğini sürdürebilmesi mümkün değildir. Ayrıca Batı zaten Esad’ın Suriye’de liderliğinin devamını kabul etmiş durumdadır. Rusya’nın Suriye’deki etkinliğinin azalması, bu ülkede Batı’nın projelerinin önünü açabilecektir. İşte bu şartlarda Türkiye’de, ülkeyi yönetenler sığınmacı politikalarında radikal bir dönüşüm başlatmıştır. Körfez mali kaynaklı sığınmacı konutları gündemdedir. Bu şartlarda, önümüzdeki süreçte, hem Türkiye’yi yönetenlerin Suriye politikasında hem de Batı’nın Suriye ile ilgili projelerinde önemli gelişmeler beklenmelidir.
Türkiye’de, AKP yönetiminin sığınmacı politikasındaki değişikliğin, yaklaşan seçimlerle ilgili olduğu yorumları gündeme gelmektedir. Ancak sığınmacıların dönüşü ile ilgili açıklamalar yapıldıktan sonra, yapılan anketlerde AKP’nin oylarında bir değişiklik olmadığı görülmüştür. AKP’nin yüzde 32 civarında sabit bir oyu vardır ve AKP destekçileri, her şartta bu desteğini sürdürmekte kararlıdır. Bu nedenle sığınmacı politikasındaki değişikliğin iç faktörlerden ziyade dış faktörlerle ilgili olduğu söylenebilir.
Sığınmacı politikasındaki bu değişimin, Doğu Akdeniz gazının Suriye üzerinden Anadolu’ya ve Avrupa’ya taşınmasıyla ilgili olup olmadığını bugünden kesin bir şekilde ifade etmek mümkün değildir. Ancak Batı’nın Ukrayna savaşı nedeniyle en büyük sıkıntısının Rus gazına alternatif kaynaklar arayışı olduğu düşünüldüğünde bu ihtimali göz ardı etmemek gerekir. Zaten İsrail Cumhurbaşkanı da bu amaçla Türkiye’ye gelmişti. Maliyeti en düşük proje de buradan geçecek proje olacaktır. Zaman içinde Katar doğalgazının da bu projeye eklenmesi mümkün olabilir.”