Emekli Tuğgeneral Eslen, NATO'nun yeni hamlesini anlattı: 'Montrö Sözleşmesi’nin delinmesi gündeme gelebilir'

GERÇEK GÜNDEM - İspanya, geçen günlerde NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne ev sahipliği yaptı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, üye ülkelerin liderlerinin katılımı ile gerçekleştirilen oturumun ardından yaptığı basın toplantısında ise dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Stoltenberg, geçen haftaki konuşmasında, Yeni NATO Stratejik Konsept belgesinin kabul edildiğini ifade etti.

“ABD KURDUĞU DÜZENİ DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞIYOR”

NATO’nun yeni stratejik belgesi ve ABD’nin dünya düzenindeki rolü üzerine Gerçek Gündem’e değerlendirmelerde bulunan emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, “NATO’nun yeni stratejisi ile ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yani 77 yıl önce kurduğu kurallara dayalı liberal dünya düzenini korumak ve küresel liderliğini sürdürmek için NATO’yu küresel jeopolitik aktöre dönüştürmektedir” dedi.

Nejat Eslen, ABD’nin, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurduğu kurallara dayalı düzeni devam ettirmek istediğine dikkat çekti.

Eslen şunları söyledi:

“ABD’nin, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurduğu kurallara dayalı bu liberal dünya düzeninin, günümüz şartlarına uygun olup olmadığı geçen 77 yıllık süre içerisinde insanlığa faydalar sağlayıp sağlamadığı değerlendirilmelidir. Gerçek şudur ki 77 yıllık süre içerisinde küresel maddi varlığın büyük bir kısmı bazı devletler ve küçük bir azınlık tarafından kontrol edilmiştir. 77 yıl öncesinin şartları değişmiştir.

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra küresel üretimin yüzde 50’sini gerçekleştiren ABD, günümüzde ise yüzde 20’sini gerçekleştirebilmektedir ve ABD toplumu giderek bir tüketim toplumuna dönüşmektedir.”

“ABD, ÇİN VE RUSYA İLE HESAPLAŞMAK İÇİN NATO’YU KULLANMAK İSTİYOR”

ABD’nin, liderliğini üstlendiği NATO ile asıl hedefinin Çin olduğunu dile getiren Nejat Eslen, “ABD, Çin’den önce Rusya ile hesaplaşmak ve bu amaçla NATO’yu kullanmak istemektedir” dedi.

Eslen şunları söyledi:

“ABD’nin, gündeme getirdiği kurallara dayalı bu dünya düzeninin kurallarının neler olduğu da açıkça ifade edilmelidir. ABD’nin kurallara dayalı dünya düzeninde, asıl hedefi Çin’dir. Çin, liberal dünya düzeninin imkanlarını kullanarak küresel üretim merkezine dönüşmüştür. ABD’nin asıl sorunu da ekonomiktir. ABD, Çin’den önce Rusya ile hesaplaşmak ve bu amaçla NATO’yu kullanmak istemektedir. NATO’nun yeni stratejisi ile Atlantik ve Pasifik coğrafyaları birleştirilmekte, ABD’nin güdümünde NATO, ABD’nin Asya Pasifik’teki müttefikleriyle işbirliği gayretlerini sürdürecek ve Çin’i çevrelemeye çalışacaktır.

Finlandiya ve İsveç’in de katılmasıyla yakında 32 üyeli olacak olan ABD’nin liderliğini yaptığı NATO’nun, Rusya tarafından tehdit edildiğini ifade etmek inandırıcı değildir.

Özetle, dünya düzeni yeni ve tehlikeli bir kutuplaşmaya doğru ilerlemektedir. Bir tarafta ABD’nin liderliğini yaptığı kurallara dayalı dünya düzeninini kabul edenle diğer tarafta ise bu düzene karşı çıkanlar."

“MONTRÖ SÖZLEŞMESİ’NİN DELİNMESİ GÜNDEME GELEBİLİR”

Nejat Eslen açıklamasının devamında ise ABD’nin, Rusya’nın dünyaya açılışını sağlayan Karadeniz ve Baltık Denizi’nde sıkıştıracağına dikkat çekti.

Eslen, söz konusu sıkıştırma üzerine “Montrö Sözleşmesi’nin delinmesi de gündeme gelebilecektir” dedi.

Eslen şunları ifade etti:

“Yeni strateji belgesine göre, ABD, NATO’yu kullanarak ve öncelikle Rusya’nın Baltık Denizi’nden ve Karadeniz’den dünyaya açılışını tıkamaya çalışacaktır. Bu nedenle potansiyel kriz bölgeleri Baltık Denizi ve Karadeniz’dir. Baltık Denizi ve Karadeniz Rusya’nın nefes borularını oluşturur. Bu nefes borularının tıkanması Rusya için çok ciddi bir beka sorununa dönüşebilir. Aynı süreçte ABD, Rusya’yı içinden de karıştırmak isteyebilir.

Türkiye’nin güncel güvenlik sorunları ile NATO’nun yeni stratejisinin hedeflerini karşılaştırdığımızda, NATO’nun hedefleri ile Türkiye’nin güvenlik kaygılarının örtüşmediğini ifade etmek mümkündür. Aksine, ABD güdümündeki NATO, Rusya ile hesaplaşma kapsamı içinde Karadeniz’de Rusya’yı sıkıştırmaya çalışacak ve bu amaçla Montrö Sözleşmesi’nin delinmesi de gündeme gelebilecektir. Bu durum, NATO üyesi Türkiye’yi Karadeniz meselesinde zorlu kararlarla karşı karşıya bırakabilecektir. Bu konuda Türkiye, ABD’nin ciddi baskılarıyla karşı karşıya kalabilir. Türkiye’deki karar vericilerin, potansiyel gerginlik alanı Karadeniz konusunda şimdiden çalışmalar başlatmalı ve uygulanabilecek stratejinin esaslarını belirlemelidir.

ABD’nin asıl amacı, NATO’yu da kullanarak yani sert güçle dünya düzeninin karşısında durduğu iddia edilen Çin ve Rusya ile hesaplaşmaktır. Bu da daha riskli daha tehlikeli bir dünya anlamına gelmektedir.”

UKRAYNA SAVAŞI, F-35 VE S-400 TARTIŞMALARI

Nejat Eslen ayrıca, F-35 ve S-400 tartışmaları ile Ukrayna savaşına dair ise şu değerlendirmeleri yaptı:

“F-35 ve S-400 meseleleri son dönemde Türkiye’de sıkça tartışılmaktadır, kanımca; F35 ve S400 meseleleri Türkiye’nin değişmekte olan dünya düzenine uyum sağlamakta jeopolitik pozisyonunu belirlemekte zorlanması ile ilgilidir ve doğaldır. Günümüzde Türkiye ne Atlantik yapısının tam içinde ne de tam dışındadır. Güçlü bir iç cephe oluşturuluncaya kadar Türkiye bocalamaya devam edecektir.

Yeniden farklı bir şekilde kutuplaşan dünyada Türkiye öncelikle bu yeni kaygan ve risklerle dolu ortamı anlamaya çalışmalı önyargısız milli çıkarları esas alan düşünceler üretmelidir.

Ukrayna savaşına gelince; Rus ordusu Ukrayna’nın en önemli bölgesini ele geçirdi. Putin artık savaşı sona erdirmeli. Kanımca Putin savaşın politik amacını hatırlamalı ve savaşı bitirmeli. Ukrayna ordusunun direnci zayıfladı. Buna rağmen Putin nerede duracağını bilmeli.”

(Ukrayna-Rusya savaşında son durum)