Yunan basınından 'sığınmacı' eleştirisi: Atina, Ankara'nın arkasına saklanmayı bırakmalı

Yunanistan'da yayın yapan Efimerida ton Sintakton gazetesinde, "Yunanistan hükümeti, Türkiye'nin sorumluluklarının arkasına saklanmayı bırakmalı" ifadelerine yer verildi.

Yunan basınından 'sığınmacı' eleştirisi: Atina, Ankara'nın arkasına saklanmayı bırakmalı

Yunanistan basını Ankara ve Atina hükümetlerinin Meriç’te bir adacıkta mahsur kalan insanlara yardım etmek yerine sorumluluklarını birbirlerine yüklemeye odaklı hatalı bir kriz yönetimi stratejisi izlediğini yazdı.

Gazete Duvar Nikolaos Stelya'nın haberine göre, Yunanistan tarafında, muhalif basının yazdığı üzere muhafazakâr Yeni Demokrasi iktidarı, Meriç'te mahsur kalan mültecilerin durumunu, Türkiye ile gerginlik kartını oynayarak, yarı-melez bir savaşın bir parçası olarak sunmaya ve kendi sorumluluklarını gizlemeye çalışıyor.

Kiriakos Miçotakis hükümeti, geçtiğimiz saatlerde Genelkurmay Başkanlığı'nın Meriç’te mültecilerin mahsur kaldığı adacığın Türk tarafında olduğunu bildirdiği 26 Temmuz tarihli bir belgeyi kamuoyuyla paylaştı. Hükümet bu bilgiyi paylaşırken başka kritik bir bilgiyi kamuoyundan gizli tutmayı seçti. Yunanistan’ın Türkiye'ye yönelik kurtarma talebi, 26 Temmuz tarihli bir belgeden ve beş yaşındaki Maria'nın akrep sokması sonucu ölümünün bildirilmesinden günler sonra geldi.

Efimerida ton Sintakton, konuyla ilgili olarak “Hükümet 26 Temmuz'dan itibaren adanın Yunanistan’a ait olmadığını bildiğine göre, Kapitan Andreevo Üçlü Temas Merkezi aracılığıyla Türk makamlarının harekete geçmesi için neden 11 Ağustos'a kadar beklemiştir? Kapitan Andreevo aracılığıyla Türkiye'ye yapılan kurtarma talebi, beş yaşındaki Maria'nın akrep sokması sonucu trajik ölümünün bildirilmesinden iki buçuk gün sonra geldi. Ulusal Polis Teşkilatı tarafından 11 Ağustos'ta yapılan açıklamada, adanın mülkiyetinin ne zaman öğrenildiği belirtilmekten özellikle kaçınılmıştır” yorumunda bulunuyor.

Gazete ayrıca, ilgili haberine şu soruları ekliyor: “Yunanistan Mülteciler Konseyi ve HumanRights360'ın 20 Temmuz'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmasından sonra kurtarma operasyonunda gecikme yaşandı. (Ayrıca) Mahkeme aynı gün talebi kabul etti, ancak hükûmet kararı görmezden geldi. Adacığın mülkiyeti hakkında Genelkurmaylığın bilgilendirilmesi neden Mahkeme kararından itibaren altı kritik gün sürmüştür? Hükümet, mahkemenin kararına yanıt vermek için hangi adımları attı?”

'TESPİT EDİLEMEYEN' İNSANLAR TÜRKİYE'YE GERİ İTİLDİ

Efimerida ton Sintakton gazetesine göre Yunanistan polisi mültecilerin yerini tespit edemediğini iddia etse ve yetkililer tarafından çekilmiş tarihsiz bir drone fotoğrafını yayınlasa da, mülteciler polislerin yerini birden fazla kez tespit etmişti. Efimerida ton Sintakton mültecilerin, kendilerini polis olarak tanıtan ve mültecilerden ayrılmalarını isteyen Yunanistan tarafındaki kişilerle iletişim kurarken çekilmiş video görüntülerini yayımladı. Gazete ayrıca, ağaçların altında saklanan mülteciler tarafından çekilen ve tepelerinde uçan insansız hava araçlarını gösteren görüntülere de yer verdi.

Gazeteye göre, 26 Temmuz'un erken saatlerinde bir grup polis Arapça konuşan meslektaşlarıyla beraber adacığa çıktı ve güç kullanarak mültecileri tutukladı. Yunanistan topraklarına götürülen insanlar bir gözaltı merkezine kapatıldı. Ertesi sabah ise insanlar zorla Türkiye topraklarına geri itildi.

TÜRKİYE'NİN SORUMLULUĞU

Türkiye topraklarına geri itilen insanlar güvenlik güçleri tarafından alı konuldu. Efimerida ton Sintakton gazetesine göre günlerce bir gözaltı merkezinde tutulduktan sonra, Suriye'ye geri gönderilecekleri tehdidiyle, mülteciler Meriç sınırına geri götürüldüler. Bu esnada mülteciler hem Türkiye, hem de Yunanistan tarafının havaya ateş açtığına tanık olduklarını dile getirdi.

Mültecilerin küçük gruplara ayrıldığı, bunlardan en büyüğünün 7 Ağustos Pazar günü Kissari köyünün doğusundaki asıl adacıkta yeniden bir araya geldiği belirtildi. Pazartesi gecesiyse beş yaşındaki Maria, akrep sokması sonucu hayatını kaybetti.

Efimerida ton Sintakton, konu hakkında “Meriç'te mahsur kalan mülteciler konusunda Türkiye'nin sorumlulukları ilk andan itibaren dile getirilmiştir. (Yeni gelişme) Göç ve İltica Bakanı Notis Mitarakis'in mültecileri yargısız infaz yoluyla komşu ülkeye gönderme girişiminde iddia ettiğinin aksine, Türkiye'nin mülteciler için güvenli bir üçüncü ülke olmaktan çok uzak olduğunu kanıtlıyor” ifadelerine yer verdi.

Gazete ayrıca, “(Yunanistan) Hükümetin Türkiye'nin sorumluluklarının arkasına saklanmayı bırakıp, mültecilerin hayatlarını riske atan, iltica sürecine erişimlerini engelleyen ve hukukun üstünlüğünün sınırlarını test eden, insan onurunu acımasızca sınayan politikalarının sorumluluğunu üstlenmesinin zamanı gelmiştir” vurgusunda da bulundu.

Etiketler
Yunanistan Ankara Türkiye