Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen anlattı: Suriye’de istikrar nasıl sağlanabilir?
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, AKP’nin ideolojik önyargıyla sürdürdüğü Suriye politikasının yıllarca Türkiye'ye zarar verdiğini ifade etti. Eslen, "Türkiye, değişen şartlara göre yeni bir Suriye stratejisi geliştirmelidir” dedi.
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, Cumhuriyet gazetesinde “Olaylar ve Görüşler”de bir yazı kaleme aldı.
Eslen, “İstikrarlı Suriye Türkiye’nin çıkarınadır” başlıklı yazısında, AKP’nin son dönemde çark eden Suriye politikasına dikkat çekti. Suriye’de istikrarın sağlanmasının Türkiye’nin çıkarına olacağını belirten Eslen, AKP’nin ideolojik önyargıyla sürdürdüğü politikanın yıllarca ülkeye ciddi zararlar verdiğini ifade etti.
Eslen, “Yıllar geçti, şartlar değişti. Ancak değişmeyen tek unsur Suriye’de istikrarın, Türkiye’nin güvenlik çıkarları için önemi. Türkiye, değişen şartlara göre yeni bir Suriye stratejisi geliştirmelidir” dedi.
İşte o yazı:
“ABD’nin geniş Ortadoğu’yu şekillendirmek amacıyla başlattığı Arap Baharı, güney komşumuz Suriye’yi, ülkede demokrasiyi geliştirmek bahanesiyle 2011’de vurmuş ve sokak hareketleri başlatılmıştı... Varsayalım ki o tarihte Ankara’da karar verici konumundaydık ve Suriye’deki bu gelişmeleri dikkate alan bir strateji geliştirmemiz gerekiyordu. Ne yapmamız gerekirdi?
Öncelikle, Suriye’de istikrarın Türkiye’nin bu ülkeyle ilgili en önemli çıkarı olduğunu; istikrarsız Suriye’nin Türkiye’nin güvenliği için ciddi tehditler oluşturabileceğini; Türkiye’nin Ortadoğu pazarlarına açılan ve bu ülkeden geçen ticaret yolunun tehlikeye girebileceğini; iç savaşın başlatıldığı istikrarsız Suriye’den ülkemize sığınmacı akını olabileceğini; istikrarsız Suriye’de, PKK terör örgütünün bu fırsatı kullanarak etki alanını genişletebileceğini; muhalifler arasından terör örgütleri türeyebileceğini düşünmemiz ve Suriye’de istikrarın korunmasını asli hedef yapan bir strateji geliştirerek uygulamamız gerekirdi.
İDEOLOJİK ÖNYARGI
Suriye karışmaya başladığında Türkiye’yi yönetenler, Suriye’de ulusal çıkarları esas alan strateji uygulamak yerine ideolojik önyargılı stratejiyi tercih ettiler. Suriye’de istikrarın korunmasını hedeflemek yerine, tam tersini yaptılar; Arap Baharı’nın rüzgârına, ABD’nin taleplerine kapılarak, İhvancı, siyasal İslamcı ideolojileri uygulayarak Suriye’de Esad’ın devrilmesini ve bu ülkeye İhvancı rejimin yerleştirilmesini amaçladılar.
Aradan yıllar geçti. Türkiye, Suriye’den kaynaklanan ciddi bir sığınmacı akınına uğradı. Ülkemizin güneyinde demografik yapı sığınmacılar nedeniyle değişmekte. PKK-YPG terör örgütü, ABD desteğiyle etki alanını genişletti, iç savaş nedeniyle Suriye’nin üçte birini, enerji ve su kaynaklarını kontrol etmekte. İdlib’de HTŞ şemsiyesi altında ciddi bir terörist yoğunlaşması devam etmekte. Arapsaçına dönen Suriye’de çok sayıda devlet, devlet dışı aktör ve terör örgütü kendi çıkarları peşinde koşmakta...
YENİ STRATEJİ
Şimdi Rusya’nın talebiyle Esad yönetimiyle diyalog gündemde. Diyalog kurulması önemli ancak bu süreçten kolay ve çabuk sonuç beklenmemeli. Doğal olarak Esad’ın Türkiye’den, kontrol ettiği bölgelerdeki askeri gücü, ÖSO ve İdlib hakkında talepleri olacak.
Yıllar geçti, şartlar değişti. Ancak değişmeyen tek unsur Suriye’de istikrarın, Türkiye’nin güvenlik çıkarları için önemi. Türkiye, değişen şartlara göre yeni bir Suriye stratejisi geliştirmelidir. Bu strateji şüphesiz PKK-YPG, HTŞ, ÖSO’yla ilgili amaçları da kapsamalıdır. Ancak bu stratejinin asıl hedefi Suriye’de istikrarın yeniden sağlanmasına katkı olmalıdır. Çünkü Suriye’de istikrar ne kadar geliştirilirse bu ülkeden kaynaklanan sorunlar o kadar azalır. O nedenle, Esad yönetimiyle başlatılacak diyalog sürecinde Türkiye’nin yeni Suriye stratejisi, öncelikle şu iki soruya yanıt aramalıdır:
Suriye’de istikrar nasıl sağlanabilir?
Suriye’de istikrarın sağlanmasına Türkiye nasıl katkı sağlayabilir?"