Cemal Kaşıkçı'nın o röportajı ilk defa yayınlandı

Suudi Arabistan'ın 2 Ekim'de İstanbul Konsolosluğu'nda öldüğünü kabul ettiği gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın 15 Ağustos'ta Suriye konusunda katıldığı bir televizyon programında yaptığı konuşma yayımlandı.

Cemal Kaşıkçı'nın o röportajı ilk defa yayınlandı

Hayatı 2 Ekim'de Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'na girmesiyle son bulan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın bundan bir süre önce Suriye konusunda katıldığı bir televizyon programında yaptığı son konuşma yayına verildi.

İstanbul'dan yayın yapan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad karşıtı Syria TV'nin 15 Ağustos'ta yaptığı ama ölüm açıklaması üzerine ilk kez yayımladığı röportajda, Kaşıkçı, Türkiye'yi öven, Suudi kraliyetini eleştiren değerlendirmeler yapıyor.

"Türkiye, Suriye halkının en iyi ortağı olduğunu ispat etti. Afrin muhteşem bir başarıydı. Sadece uygulanış şekliyle değil, çok temiz savaştı. Hiçbir yıkıntı olmadı. Rakka'daki tahribatı gördünüz. Daha önemlisi de Türkiye o bölgeyi Suriyelilere teslim etti" diyen Kaşıkçı, Suriyelilerin Afrin'i yerel meclislerle iyi bir şekilde yönettiğini iddia ederek şöyle devam ediyor:

"Bu tecrübe diğer Suriyelilerin gıpta ile bakmasına neden olacak ve belki de İdlib'de mesela, 'Buyurun bu tecrübeyi buraya taşıyın' diyecekler."

Türkiye'nin Suriye'de disiplinli bir şekilde hedefe doğru ilerlediğini, Türkiye'nin Suriyeliler için büyük bir şans olduğunu dile getiren Kaşıkçı, Suriye konusunda şu ana kadar bir anlaşma olmadığını belirterek, bu konunun Cenevre ve Astana görüşmeleri arasında kaldığını belirterek "Bana göre Astana ekibi Suriye'nin geleceğini kuracak" diyor.

Suudi istihbaratı mazisi bulunan gazeteci, ABD'nin Suriye'deki gelecek planlarına ilişkin şunları söylüyor:

"ABD'nin bugünlerde öncelikleri çok farklı. ABD ileriye dönük planlar yapmak için rahat değil. Trump'ın ABD'de iç savaşı var, bilinen skandalları var. Biz artık eski ABD yönetimiyle karşı karşıya değiliz, değişken, hızlı bir yönetim görüyoruz. ABD yönetiminde piramidin başındakiler değişiyor. CIA, Dışişleri Bakanlığı, ulusal güvenlik biriminin başındakiler hep yeniler. Bunların zamana ihtiyacı var. Ancak Suriye meselesinin bunların istikrarına kavuşmasını bekleme şansı yok."

ABD yönetimindeki istikrarsızlığın bölge ülkeleriyle ilişkilerine etkisiyle ilgili soruyu şöyle yanıtlıyor:

"ABD ile Türkiye'nin ilişkilerini etkileyeceğini sanmıyorum. Çünkü aralarında iletişim hattı var. Örneğin Türkiye, Münbiç'e ABD ile anlaşma sonrası girecek. Suudi Arabistan ABD'den, İran'ın Suriye'den çıkarılmasına destek olmasını istiyor. Ancak ABD bu isteği yerine getirmezse Suudi Arabistan kızacak mı? Tabii ki kızmaz. Çünkü elinde güçlü kozu yok. Artık Suudiler, Suriye meselesinin kilit oyuncusu değil."

Suudi Arabistan'ın Suriye meselesinde yaptığı hatalara değinirken şöyle konuşuyor:

"Suudi Arabistan Suriye'de demokrasi ve özgürlüğe giden değişimin yaşanması konusuna hevesli değildi. Suudi Arabistan Türklerle, Suriye'de iş birliği yapmadı… Katar ve Suudiler, Suriye'de çekiştiler. Bunların bedelini hem Suriye devrimi hem de Riyad çekiyor."

Daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'ye Arap ülkelerinden oluşturulacak bir gücün gönderilmesini gündeme getirmesine ilişkin şu yorumu yapıyor:

"Bak bu öneri güzel çünkü Suudilerin Suriye meselesine ilgili olduklarını gösterir. Ancak sorun bunun detaylarında. Mesela Suudi Arabistan ordusu, Mısır veya diğer Arap ülkelerinin katılması için uygun bir altyapı hazırlığı olmalı. Türkiye ile temas kurulmalı ve ilişkilerin yumuşatılması gerekir. Çünkü bu ülkelerin Türkiye ile arasında Suriye temas hatları oluşacak… Önerinin hayata geçirilmesi zor. Mısır ordusu da Suriye'ye gidemez. Eğer Fırat'ın doğusuna giderlerse o bölgeyi Esad'e teslim ederler. Esad ile anlayış içindeler çünkü."

Suudi Arabistan'ın İran'la sorunlu olduğunun hatırlatılması üzerine "Suudi Arabistan'ın bölgeye ordu göndermesi onları Türkiye ile anlaşmaya iter. Dolaysıyla bu da Suudi Arabistan-Türkiye işbirliğine yol açar ve Suriye halkı için iyi olur" yorumunu yapıyor.

Suudi Arabistan'ın Esad yönetimine karşı tutumunu şöyle değerlendiriyor:

"Suudi Arabistan, Arap ülkelerindeki eski rejimlerin kalmasını destekliyor. Esed rejiminin İransız kalmasını istiyor. Ancak Beşşar Esed, İran'dan başkasına güvenmiyor. Zaten İran'ın sayesinde var. Suudi Arabistan, 2011'deki sisteme dönülmesini temenni ediyor. Mısır'da olduğu gibi Suriye'de de Arap baharının son bulmasını istiyor. Yemen'de Ali Abdullah Salih'in bir halifesini bulup Yemen'in başına geçirmek istiyor. Ancak bu Suriye'de çok zor çünkü halk ayaklanması devam ediyor."

İran'ın Suriye'deki askeri varlığının güçlendiğini belirterek, "İran, Suriye'de yeni bir demografik harita çiziyor. Rejim de buna destek oluyor. Rejim yasa ve kanunlarla milyonlarca insanın evlerine dönmesini engelliyor" iddiasını ortaya atıp şöyle devam ediyor:

"İran Suriye'de Humus, Halep gibi illeri işgal ediyor. Beşar, Suriye'yi işgal ediyor. 6-7 milyon Suriyeli çıkardı. Rejimin son olarak 10 sayılı kararı ise Suriye'deki demografik haritayı değiştirmek içindi."

İsrail ve İran arasında yaşananların sadece Suriye'deki çatışma alanlarının sınırlarının çizilmesi için olduğunu, İran'ın İsrail'in düzenlediği saldırılara yanıt vermediğini söyleyerek "İsrail Suriye'de İran'la çatışmaz ve buna girmez. İran'a karşılık vermek Arap ülkelerine düşer. İsrail bu görevi Arapların yerine yapmaz. Bu işi en son yapacak ülke İsrail" diyor.

ABD'nin Suriye'de itibarını yeniden kazanmak için hala fırsatı olduğundan söz ederek "ABD, Rusların Suriye'deki hayatlarını zorlaştırabilir. Bunu da Suriye devrimine destek vererek yapabilir. Türklere destek vererek yapabilir mesela. Ruslar bu kaygılarını dile getirdiler aslında" önerisinde bulunuyor.

Ancak ABD'nin Fırat'ın doğusunda çok iyi çalışmadığını öne sürüp "Petrol, su ve enerji zengini bir bölgeyi ele geçirdiler. Belki de bu ona yeter. ABD'nin Suriye'deki oyunların kurallarını değiştirmesi için sahada olması gerekir" diyor.

Teorik olarak ABD'nin istemesi durumunda Suriye yönetiminin ve İranlıların hayatını zora sokabileceğini öne sürerek şöyle devam ediyor:

"Ama şu var ABD'de şu an ileriye dönük planlar yapacak kurumlar yok. ABD'nin önemli kurumlarında daha bu ay değişikler oldu. Bunlara zaman gerek. Trump'ın üzerindeki baskılardan kurtulması gerek. ABD seçimleri yaklaşıyor. Dolayısıyla ABD'nin 180 derece değişeceğini sanmıyorum."

İsrailli yetkililerin Esad'ı öldürmekle tehdit etmelerinin sadece sözde olduğunu söyleyerek "İsrail Esad'ı öldürse rejimin sonu olur, bunu herkes biliyor. Peki İsrail bunu ister mi? Hazırlar mı? Bence bu tür açıklamalar tehditten ibarettir. Çünkü aynı zamanda İsrail'in Esad'ın kalmasından elde ettiği faydalardan bahseden başka İsrail yetkililerinin açıklamaları var" diyor.

Kaşıkçı röportajı, Syria TV'nin YouTube kanalında da yayımlandı.

Etiketler
Suudi Arabistan Ağustos Suriye