Almanya'daki cinayetler Midyat'a uzandı
Almanya'da hasta bakıcılığı yaparken, işlediği cinayetler nedeniyle ömür boyu hapse çarptırılan Niels Högel'in öldürdüğü ileri sürülen Seyro Duran'ın Mardin'deki mezarı, savcılık kararıyla açıldı.
Almanya'da hasta bakıcılığı yapan Niels Högel, işlediği 5 cinayet nedeniyle 2015 yılında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Högel, 27 Ağustos 2017'de, karşısına çıkarıldığı mahkeme heyetine, 84 hastayı daha kalp krizine yol açabilecek ilaçla öldürdüğünü itiraf etti. Niels Högel'in, kalp krizine yol açabilecek ilaç enjekte ettiği yoğun bakımdaki hastaları kurtarmaya çalışarak, arkadaşlarının yanında 'kahraman' olarak görünmeye çalıştığını söylemesi üzerine soruşturma genişletildi.
Yapılan araştırmada, cinayete kurban gidenlerden 5'inin Türk olduğu belirlendi. Almanya'da, 2005'te rahatsızlanınca götürüldüğü, Niels Högel'in de çalıştığı hastanede yaşamını yitiren, 5 çocuk annesi Seyro Duran'ın (69) ölümü de şüpheli bulundu.
DHA'da yer alan habere göre, bunun üzerine Almanya'da yaşayan Kemal Duran, annesinin memleketi Mardin'deki mezarının açılması ve inceleme yapılması için Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Başsavcılık tarafından kadının Midyat'taki mezarının açılmasına karar verildi. Seyro Duran'ın Gülgöze Mahallesi yakınlarında bulunan Harbube Ezidi Mezarlığı'ndaki kabri bugün açıldı.
Uzman ekipler, cumhuriyet savcısı ve jandarma ekipleri ile Almanya'dan gelen Kemal Duran gözetiminde açılan mezardan numune aldı. Seyro Duran'ın kemiklerinden alınan örnekler, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
'ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUZ'
Seyro Duran'ın oğlu Kemal Duran, 2005 yılında rahatsızlanan annesinin hastaneye yatırıldıktan 2- 3 saat sonra öldüğünü belirterek, "Almanya'da annem hastalanmıştı. Onu her hasta gibi hastaneye götürmüştük. Bizim orada olduğumuz bir vakitte maalesef 2- 3 saat sonra annemin vefat ettiği söylendi bize.
O an yapabileceğimiz bir şey yoktu. Bizim isteğimiz devletin bu işi araştırması ve adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Devletin hakkımızı aramasını ve yanına bırakmamasını istiyoruz.
Biz hakkımızı arıyoruz. Devlet ne yapacağını bizden daha iyi biliyor. Annemi hastaneye götürmüştüm ve ölmüştü. Normal bir ölüm gibi biliyorduk; fakat bir gün Alman polisi beni çağırdı ve bu durumu bize anlattı. O dönem biz de avukat tuttuk. Avukatım bu olayı araştırdı. Ortaya çıktı ki bu işi o yapmış.
O da hastanede çalışan bir hemşireydi, bütün hemşirelerin üstündeydi. Ben annemi 2005 yılında hastaneye götürmüştüm. Bu olayın ortaya çıkması ise 2009'da bize söylendi. Benimle beraber 4 kardeşiz. Annem vefat ettiğinde 69 yaşındaydı. Annemin mezarının açılmamasını istiyorduk ama Almanya Savcılığı kabul etmedi. Biz de bugün annemin mezarını açmak için geldik" dedi.