30 aydından manifesto: Yeni bir direniş ruhu çıkmazsa...
"Şimdi Avrupa fikri için savaşmalıyız, aksi halde onun popülizm dalgaları altında yok oluşunu izlemek zorunda kalacağız.
Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi 21 ülkeden 30 tanınmış entelektüel, ortak bir manifestoyla milliyetçiliğin ve popülizmin güç kazanması ve liberal demokrasi değerlerinin tehlike altında olması nedeniyle "Avrupa gözlerimizin önünde parçalanıyor" uyarısında bulundu.
BBC Türkçe'den Övgü Pınar'ın haberine göre, Fransız filozof Bernard-Henri Levy'nin girişimiyle hazırlanan manifestoyu imzalayanlar arasında Orhan Pamuk, Milan Kundera, Salman Rüşdi, Mario Vargas Llosa, Svetlana Alexievich, Herta Müller, Elfriede Jelinek ve Roberto Saviano gibi bazıları Nobel ödüllü yazar, tarihçi ve düşünürler de var.
Fransa'da Liberation, İngiltere'de The Guardian, İtalya'da La Repubblica gazetelerinde yayımlanan manifestoda "Avrupa fikri tehlikede" deniliyor.
La Repubblica'da "Evimiz Avrupa'yı kurtaralım" başlığıyla yayımlanan manifestoda şu ifadeler yer alıyor:
"Avrupa, öfkeden körleşmiş ve ilgi odağı olma fırsatı yakalamanın coşkusuyla dolmuş sahte peygamberlerin saldırısına uğruyor. Geçen yüzyılda kendisini iki kez intihardan kurtaran, biri Manş Denizi'nin diğeri Atlantik'in öte yanındaki iki büyük müttefiki tarafından terk ediliyor. Kremlin'in lideri tarafından gittikçe daha alenileşen manipülasyonlara maruz kalıyor. Avrupa, bir fikir olarak, bir irade ve temsil olarak gözlerimizin önünde parçalanıyor."
"Yeni bir direniş ruhu ortaya çıkmazsa bir felaket olacak"
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin bu "feci atmosferde" yapılacağını vurgulayan imzacılar "Faşizmin yenilgiye uğratılmasından 3 çeyrek asır sonra, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından 30 yıl sonra medeniyet için yeni bir savaş yaşandığını" belirterek şöyle devam ediyor:
"Bir şeyler değişmezse; yükselen dalgayı durduracak bir müdahale gelmezse, tüm kıtada en kısa zamanda yeni bir direniş ruhu ortaya çıkmazsa bu seçimler bugüne kadar gördüklerimiz içinde en yıkıcısı olacak: Sabotajcılar zafer kazanmış olacak; Erasmus, Dante, Goethe ve Comenius mirasına hâlâ inananlar için utanç verici bir yenilgi olacak; akıl ve kültürü aşağılama politikası kazanacak; yabancı düşmanlığı ve antisemitizm patlaması yaşanacak; bir felaket olacak."
Kendilerini "Avrupa-perverler" olarak tanımlayan imzacılar, "Bu yaklaşan felakete teslim olmayı reddediyoruz" diyor.
Manifesto şu cümlelerle sona eriyor:
"Şimdi Avrupa fikri için savaşmalıyız, aksi halde onun popülizm dalgaları altında yok oluşunu izlemek zorunda kalacağız.
"Milliyetçi ve kimlikçi saldırıya karşılık olarak aktivizm ruhunu yeniden keşfetmeliyiz ya da aksi halde öfke ve nefretin bizi sarmalayıp batıracağını kabul etmeliyiz. Paris'ten Roma'ya kadar, Barcelona, Budapeşte, Dresden, Viyana ve Varşova duraklarından geçen, özgürlüklerimizi ateşe atmak isteyen bu ruh kundakçılarına karşı alarm zillerini acilen çalmalıyız.
"Ufukta beliren bu garip 'Avrupa' yenilgisinin ardında; toplumlarımızı büyük, saygıdeğer ve müreffeh kılan her şeyi yıkmayı amaçlayan bu yeni Avrupa vicdani krizinin ardında, 1930'lardan bu yana görülmemiş büyüklükte bir meydan okuma var: liberal demokrasiye ve onun değerlerine yönelik bir meydan okuma."