Öncesi ve Sonrasıyla Bangladeş'te 'Z Kuşağı Devrimi': Peki Ya Bundan Sonra Ne Olacak?
Bangladeş’te Şeyh Hasina Vecid’in yıllardır süren baskıcı rejimine karşı Bangladeşli öğrenciler, üç hafta süren bir protesto başlattı. 300 kişinin öldüğü eylemler sonucu Şeyh Hasina istifa edip ülkeden kaçtı, Dr. Yunus önderliğinde geçici bir hükümet kuruldu. Gerçek Gündem’e konuşan Bangladeşli bir üniversite öğrencisi, protestoların öncesi ve sonrasını değerlendirdi. Ülkesinin geleceğine dair tahminlerini paylaştı.
EGEMEN İSAR-GERÇEK GÜNDEM
Bangladeş’te çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu protestolar, dünya tarihine geçecek bir kazanımla sonuçlandı ve Şeyh Hasina Vecid’in istifa etmesine neden oldu, peki bundan sonra ne olacak?
300 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Güney Asya ülkesi Bangladeş’te, Şeyh Hasina’nın başbakanlığında ülkeyi yöneten Avami Birliği Partisi, tepki çeken bir karara imza atmıştı. 1971 yılında gerçekleşen Bangladeş’in bağımsızlık savaşında şehit düşmüş veya gazi olmuş kişilerin çocuklarına ve torunlarında kamuda yüzde 30’luk bir kontenjan ayrılacağı açıklanmıştı.
Kovid-19 pandemisine rağmen, ekonomik büyümede başarılı bir performans çizen fakat yaşam maliyetinin yüksek olduğu, enflasyonun giderek arttığı ve işsizliğin, özellikle genç işsizliğin nüfusa oranla epey fazla olduğu ülkede, 'kota' adıyla bilinen bu düzenleme teklifi, sokaklara taşan halk tarafından protesto edildi.
Protestoyu başlatan ve çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu eylemciler, 3 hafta boyunca sokaklardaydı. Başbakan Hasina ve yönetiminin son yıllardaki baskıcı politikası eylemlerde de devam etti ve protestoları kanla bastırmaya çalıştılar. Protestolarda toplamda 300 kişi hayatını kaybetti.
PROTESTOLARLA GELEN KAZANIM
Protestolar sonucu Hasina görevinden istifa ederek Hindistan’a kaçtı. Göstericiler ise Dakka’daki başbakanlık konutuna kadar girdi. Protestolar kazanımla sonuçlandı ve eylemcilerin istediği şekilde yeniden düzenlendi. Protestoyu başlatan ve öncülük edenlerin büyük çoğunluğu öğrenci olduğu için, Bangladeş’te yaşanan bu değişime ‘Gen Z Revolution’ Türkçesiyle 'Z Kuşağı Devrimi' de deniyor.
SÜREÇ NASIL DEVAM EDECEK?
Geçmişte Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Muhammed Yunus’un başkanvekilliğinde bir geçici hükümet kuruldu ve haftalar süren protestolar son buldu. Bangladeş, geçici hükümetle bir süre yönetilecek. Ardından yeniden bir seçim olacak. Devrik Başbakan Hasina’nın oğlu Sajeeb Wajid Joy, geçici hükümet seçimlere gitmeye karar verdiğinde annesinin ülkeye döneceğini, yeniden aday olup olmayacağının ise kesin olmadığını söyledi.
Gerçek Gündem’e konuşan, Bangladeş’ten Türkiye’ye üniversite okumaya gelen S.R.E, ülkesindeki öğrenci hareketlerinin kısa tarihine değinerek hem protesto sürecini hem geçici hükümetin başa geliş sürecini hem de 'Bangladeş’te şimdi ne olacak?' sorularına dair yanıtlarını paylaştı.
'ÖĞRENCİ HAREKETİNİN ÖZEL BİR YERİ VAR'
S.R.E, 1952 yılında Urdu dilinin Bangladeş halkının da resmi dili olduğunu deklare etmesinden sonra Bengal Dil Hareketi'nin başlattığı eylemsellikler kapsamında 21 Şubat 1952 tarihinde bir eylem düzenleyen Bangladeşli üniversite öğrencilerinin katledilmesiyle başlayan ve BM’nin “Anadil” günü ilan ettiği tarihsel olayı hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
"Bangladeş’te öğrenci hareketi her dönemde vardı. Biz eskiden Pakistan’ın bir parçasıydık. Onların dili Urduca. Pakistan, Doğu Pakistan’ın yani şu anki Bangladeş’in resmi dilinin Urduca olduğunu söylemesi ve bu konuda baskı yapmasının ardından öğrenciler sokağa çıkmıştı. Biz her 21 Şubat’ta bu olayı anıyoruz. 21 Şubat, 1999’da ‘Anadil Günü’ ilan edildi. Bu sebeple öğrenci hareketinin özel bir yeri vardır Bangladeş’te. 1971’da Pakistan’a karşı verdiğimiz bağımsızlık savaşında da öğrenciler savaştı. En merkezi üniversitemiz Dakka Üniversitesi, öğrenci hareketine önderlik ediyor. Geçmişte olduğu gibi, son eylemlerde de Dakka Üniversitesi eylemlere önderlik yaptı. Bangladeş’teki öğrenci hareketinin zengin bir geçmişi var. Geçmişte de eylemler yapıyordu, hala yapıyor. Üniversite içinde de güncel politik konulara ilişkin tartışmalar oluyor. Çok aktifler."
'KONUŞMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMAMASI EYLEMLERİN ÖNÜNÜ AÇTI'
Öğrenci hareketi güçlü olsa da ülkeyi yöneten Avami Partisi’nin ve Hasina’nın son 10-15 yılda başta öğrenci hareketi olmak üzere muhalif kesime ciddi baskı uyguladığını söyleyen S.R.E, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şeyh Hasina’nın başında olduğu Avamilik, son 10-15 yılda başta öğrenciler olmak üzere, kendilerine eleştiri getiren getirmeyen birçok kesime baskı uyguluyordu. Ülkede ciddi bir baskı vardı. Her gelen iktidar bunu yapıyordu fakat Avamilik bunu çok sert bir şekilde yaptı. Avami Birlik Partisi, bizim Atatürk’ümüz Bangabandhu Şeyh Muciburrahman’ın partisi. Özgürlük savaşımızı yöneten parti Avami Partisi’ydi. Köktenci, Radikal İslamcılarla mücadele ediyor. Bangladeş’in ilerici, laik, seküler kesiminin partisi. Bu düşünceye sahip olan kesim her zaman Avami’ye destek vermişti. Bağımsızlık savaşımıza destek verdiği için biz de Avamliği destekliyorduk. Seküler bir parti. Öğrenciler aslında sevmesi gerekirken maalesef Atatürk’ümüz Bangabandhu’nun kızı Hasina, kaçak Başbakanımız, konuşma özgürlüğü dahil birçok özgürlüğü kısıtlayınca, bu eylemler oldu. Konuşma özgürlüğünün olmaması bu eylemlerin önünü açtı.”
'YOLSUZLUK CİDDİ BİR SORUNDU, ÜLKEDE DEMOKRASİ KALMAMIŞTI'
Getirilmesi planlanan ama yapılan eylemler sonucu yeniden düzenlemeye gidilen kota sisteminin, halkın türlü sebeplerden dolayı sokağa çıkmak için beklediği fitili ateşlediğini belirten S.R.E, şunları söyledi:
“Bu kota sistemi, bağımsızlık savaşında savaşmış, gaziler veya şehitlerin, çocuklarına ve torunlarında, evet torunlarında dahil yüzde 30’luk yer açıyordu. Kota sistemi öncesi de bağımsızlık savaşında savaşmış şehit ve gazilerin yakınları Avamliği destekliyordu ve bu kişilere alan açılıyordu. Halk, sokağa çıkmak için bir fırsat için bekliyordu zaten, bu durum kıvılcımı yaktı… Dünya genelinde son zamanlarda meydana gelen olaylar ve artan enflasyon, birçok ülkeyi etkiledi. Bangladeş’te bundan etkilendi. Tüm bunlara rağmen Bangladeş uyguladığı ekonomik programla büyük övgü almıştı. Buna rağmen ülkede büyük bir eşitsizlik söz konusuydu Bangladeş için. Belli bir kesim çok zenginleşiyor, büyük bir kesim gittikçe fakirleşiyor. Ülkeyi yöneten Şeyh Hasina’nin önderliğindeki Avami Partisi iktidarında, yasadışı bir şekilde ülke dışına çıkarılan paralar artmıştı, yolsuzluk ciddi bir sorundu.
Hasina, ülkenin her kademesine kendi adamlarını yerleştirmişti. Hasina kendini kraliçe olarak görmeye başlamıştı, ülkede demokrasi kalmamıştı. Bunun dışında oy vermekte sorun yaşıyorduk. İnsanlar serbest bir biçimde oy kullanamıyordu. Muhalif partilerin seçmenleri de oy vermeye korkuyordu ve bu sanki bir kültür haline dönüşüyor gibiydi. Biz bu eleştirilerimizi açık bir şekilde dile de getiremiyorduk. Çünkü buna uygun yasalar vardı Devlete karşı çıkmış sayılıyorduk. Başımıza bela açarlardı. Sandık başında polisler duruyordu, ayrıca Avami’nin gençlik kolu Chhatra Lig de karşımızdaydı. Son protestolarda da eli silahlı bir şekilde öğrencilere karşı çıktı Chhatra Lig. Öğrencilerin yanlarında olmaları gerekirken olmadılar. Devlet onlara altyapı oluşturarak silah verdi. Bir nevi paramiliter güçtüler.”
'SON YILLARDA FAŞİZM ORTAYA ÇIKTI'
S.R.E, sözlerine, “Tüm bunlar halkın öfkesine neden oldu. Tamam yolsuzluk yapıyordu Avami Partisi, onu yüzde yüz desteklemiyorduk ama azınlık hakları, Bangladeş’te Hindular var, Hristiyanlar var Budistler var, bunların haklarını koruma konusunda olsun, özgürlük savaşımızın değerlerini koruma konusunda, sekülerizmi koruma konusunda büyük sözler etti Avami Partisi. Avamiliğin ana gücü bunlar olmuştu. Ama son yıllarda bir faşizm ortaya çıktı. Ve bu devlet için kötü bir geleceğe neden oldu. Aslında halk Avamiliği seviyordu, bizim bağımsızlık savaşımızda yer aldı. Şimdi ise Avami Partisi, Şeyh Hasina’nın kötü yasaları ve faşizmi nedeniyle çökmüş diyebiliriz" diye devam etti.
'PROTESTOCULAR KÖKTEN DİNCİ OLMAKLA SUÇLANDI'
Bangladeş’teki genç işsizliğin sokak eylemlerini ne ölçüde etkilediği sorusunu cevaplayan S.R.E, şu ifadeleri kullandı:
“İşsizlik oranımız çok büyük. Öğrenciler iş bulmak için çok çalışıyor. Çok büyük bir nüfusumuz da var. İş bulma konusunda büyük bir rekabet de söz konusu. Öğrenciler iş bulamazken, bağımsızlık savaşında mücadele etmiş gazilerin ve şehitlerin torunlarına kadar devlet içinde yüzde 30 kontenjan açılırsa tabii ki öğrenciler buna karşı tepki gösterecekti. Şehit ve gazilerin yakınları da bu protestolara katılmıştı. Az önce söylediğim gibi bu durum fitili ateşledi. Bunun kadar olmasa da benzer bir protesto daha olmuştu 2018 yılında. Ben de o zaman liseye gidiyordum. Sokaklarda kötü trafik kurallarına bağlı kazalar meydana geliyordu. Sokaklar ve yollar güvenli değildi. Bunu protesto eden öğrenciler ise kökten dinci Bangladeş Cemaat-i İslami’nin gençlik kolu olan Şibir’e üye olmakla suçlanıyordu. Şibir olmak Bangladeş’te büyük bir suç. (Cemaat-i İslami Partisi, 1 Ağustos 2013 tarihi itibarıyla Bangladeş Yargıtayı tarafından yasadışı ilan edilmişti.)
Şibir’in bağlı olduğu partinin kanlı bir geçmişi var. Öğrenciler bu şekilde terörize edilmemek için sokağa çıkmaya korkuyordu. Ben de o zamanlar sokağa çıkmıştım. Hükümeti protesto ettiğinizde size Cemaat-i İslami gözüyle bakılıyordu. “Başka görüşten olamazlar, bunlar Cemaat-i İslami’dir” deniyordu protestolara katılanlara. Veya bunlar Pakistan desteklidir deniliyordu Hasina başbakanken. Şimdi Hasina Hindistan’a kaçtı. O kadının da başka bir hayat hikayesi var. Onun tüm ailesi 1975’teki darbede öldürüldü. Şeyh Bangabandhu da o darbede öldürüldü. Onun kızı Hasina ve Hasina’nın bir kız kardeşi sağ olarak kalmıştı. Almanya’daydı o zamanlar. Sonra iktidara geldi, çok büyük başarılar elde etti ama faşist olduğu ve demokrasiye saygı göstermediği için şimdi böyle bir şey yaşadı.”
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Bangladeşli üniversite öğrencisi, protestolar sonrası süreçle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı.
“Bangladeş’te her zaman faşizm vardı. Siyasal altyapı içinde her zaman mevcuttu. Protestolar sonrası bile faşizm bir daha gelmeyecek diyemeyiz. Bunu ön göremeyiz. Geçici hükümet kuruldu. Biz buna hükümet demiyoruz Bengalce’de Muhammed Yunus’a da başbakan demiyoruz. Bakanlara da bakan demiyoruz. Çünkü demokratik bir şekilde gelmedi. Kötü anlamda söylemiyorum. Üstelik bu geçici hükümet. Biz Dr. Yunus’tan çok umutluyuz. Ünlü bir kişi dünya çapında. Bilge biri. Fakat şöyle bir sorun var, Dr. Yunus’tan hiçbir zaman siyaset yapmadı. Uzaktan gördü. Hiçbir zaman bir siyasi partinin içinde bulunmadı. Bu beni endişelendiriyor. Bence Bangladeş, hatta her ülke için, yönetimde olacak kişinin siyasi geçmişi önemli. Yine de Dr. Yunus çok iyi ve tarafsız bir insan. Eğer birini seçmemiz gerekseydi, bu kesinlikle Dr. Yunus olmalıydı. Umut görüyoruz çünkü bu geçici hükümette 17 kişilik bir bakanlık ekibi kuruldu, Yunus’un danışmanlığında. Bu kişiler arasında protestolara rehberlik eden 2 öğrenci lideri de bulunuyor. Bangladeş tarihinde olmadı, dünya tarihinde olmuş mudur bilmiyorum. Bu bizim için mutlu edici bir şey tabii ki ama süreç her şeyi gösterecek.
Şöyle bir endişem de var; Dr. Yunus ve ekibi şimdiki durumu düzeltemezse, bizdeki iki parti, Avami ve Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP), BNP’nin içinde Cemaat-i İslami’den kişiler de var ve BNP Pakistan yanlısı bir parti, bunlardan biri başa gelirse her şey daha da kötü olabilir. Protestoya katılan öğrenciler ne BNP’yi ne da Avami’yi istiyor. Bu iki partiyi de istemiyor. BNP faşist bir parti. BNP başımıza gelirse Hindistan ile düşmanlık içinde yaşarız, Avami başa gelse Pakistan ile düşmanlık yaşarız. Biz daha demokrat ve bağımsız yeni bir anlayış, oluşum istiyoruz. Dr. Yunus mevcut durumu ne kadar toparlayabilir? Bunu en az 2-3 ay sonra göreceğiz ama Bangladeş’in durumu çok kötü. Şu an aktif bir devlet olmadığı için Hindular ve diğer azınlık gruplar çok büyük bir zulüm görüyor, seküler, ilerici ve ateist insanların evi yakılıyor. Kimi bunları Cemaat-i İslam yapıyor diyor, kimisi Avami yapıyor diyor. Avami yapıyor diyenler, ‘Şeyh Hasina ben ülkeden gittim, bakın ne oldu’ algısını yaratmak için yaptığını söylüyor. Çok karmaşık bir durumun içerisindeyiz. Bakalım Dr. Yunus ne kadar başarılı olacak.
'PROTESTOYA KATILANLAR YENİ PARTİ KURABİLİR'
Askerlerin darbe yapmak gibi bir hazırlığı, şu anda öyle bir ise girişmek gibi bir durumları yok. 2005’te askeri liderler Hasina tarafından ortadan kaldırılmıştı. Ordumuzun 'ülkenin yönetimini ele alıyoruz' diye bir girişimi yok. Şimdi ne olur bilemiyoruz, ordunun rolü ne olacak ileride. Polisler hala sokağa çıkmadılar. Hasina, kendi taraftarlarını polis yapmıştı. Polisler, eylemler sırasında protestocu öğrencileri öldürmüştü. Şimdi polisler kafalarını çok fazla kaldıramıyor. Cemaat-i İslam ve benzeri dinci gruplar polislere gördüğü yerde müdahale ediyor. Bazı yerlerde öldürdü bile. Polisler şimdi ciddi bir telaş içinde. Bu yüzden sokağa çıkmıyorlar. Bu Dr. Yunus’un büyük bir sınavı olacak. Polisleri kendine güvendirerek sokağa çıkartabilecek mi? Dr. Yunus, barış üzerine Nobel ödülü aldı. Şimdi Bangladeş’e ne kadar barış getirebilecek. Ben ve benim Bangladeş’te protestolara katılan arkadaşlarım endişe içinde. Yeni parti gerekiyor. Ne kadar doğru bilmiyorum ama protestoya katılan öğrencilerin kendi siyasi partilerini kuracağını duydum. Bu olursa ve gelecek seçimimiz, tarafsız ve demokratik bir şekilde organize edilirse umut görüyorum. 2006’de de geçici hükümet kurulmuştu. 2 yıl sonra seçime gidilmişti. Şimdi muhalifler de seçime gidilmesi için baskı yapıyor. Şimdi ne zaman seçime gidilir bilmiyorum ama 2 sene içinde gideriz diye tahmin ediyorum.”
Kaynak: Haber Merkezi