MEB verilerin üzerini kapatmak için yöntem mi değiştiriyor?
TÜİK verilerine göre 2012-2013 döneminde yüzde 97,6 olan ilkokul çağındakilerin net okullaşma oranı, 2018-2019 döneminde 93,3’e geriledi.
TÜİK verilerine göre 2012-2013 döneminde yüzde 97,6 olan ilkokul çağındakilerin net okullaşma oranı, 2018-2019 döneminde 93,3’e geriledi. Okullaşma oranındaki bu düşüş kız öğrencilerin eve kapatıldığını, erkek öğrencilerinse oto sanayiye gönderildiğini gözler önüne serdi.
Tüm tepkilere karşın iktidarın dayatması ile 2012-2013 eğitim öğretim yılında hayata geçirilen 4+4+4 eğitim sisteminin yarattığı tahribat, resmi veriler ile bir kez daha gözler önüne serildi.
Birgün'den Mustafa M. Bildircin'in haberine göre; Eğitim sisteminin 11 kez değiştiği AKP iktidarında, ilkokulda okullaşma oranı giderek düştü.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı, ‘Cinsiyete göre net ilkokul çağı okullaşma oranı’ tablosuna göre, kız ve erkek çocuklarının okullaşma oranı geriledi. Eğitimde açılan kara deliği ortaya koyan tabloda, 2012-2013 eğitim öğretim yılında ilkokulda yüzde 97,8 olan kız çocuklarının okullaşma oranı, 2018-2019 eğitim öğretim yılı için yüzde 93,7 olarak kaydedildi. Erkek çocuklarında ise okullaşma oranı 2012-2013 eğitim öğretim yılında ilkokulda yüzde 97,5’ken 2018-2019 eğitim öğretim yılında 93,7’a geriledi.
DÖRT PUAN GERİLEDİ
TÜİK’in, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) örgün eğitim istatistiklerinden derlediği, ‘Cinsiyete göre net ilkokul çağı okullaşma oranı’ verileri olumsuz tabloyu ortaya koydu.
İlkokulda okuyan ve ilkokul teorik yaş grubunda bulunanların toplam nüfusa bölünmesi ile elde edilen okullaşma oranı tablosunda, 2012-2013 döneminde ilkokul çağındaki okullaşma oranı yüzde 97,6 olarak kaydedildi. Bu oran erkek çocuklarında yüzde 97,5, kız çocuklarda ise yüzde 97,8 oldu. 2013-2014 döneminde ise toplam okullaşma oranı yüzde 96,2 oldu. Kız çocuklarının okullaşma oranı, önceki döneme göre bir puan düşerek yüzde 96,4’e sabitlendi.
KADEMELİ DÜŞÜŞ
TÜİK’in 2012-2013 ve 2018-2019 arasındaki eğitim öğretim dönemlerini kapsayan ilkokul çağındaki öğrencilerin okullaşma oranı tablosunda şu veriler yer aldı:
■ 2012- 2013: Yüzde 97,6
■ 2013-2014: Yüzde 96,2
■ 2014-2015: Yüzde 95,1
■ 2015-2016: Yüzde 93,9
■ 2016-2017: Yüzde 93,4
■ 2017-2018: Yüzde 93,4
■ 2018-2019: Yüzde 93,3
TATMİNKÂR CEVAP YOK
CHP Grubu Eğitim Danışmanı Ali Taştan, 4+4+4 ile birlikte tüm kademelerde okullaşma oranlarının azaldığına dikkat çekti. Özellikle kız öğrencilerde bu düşüşün göze çarptığını belirten Taştan, “MEB, bu düşüşle ilgili tatminkâr cevaplar vermiyor” dedi. MEB’in, 2020-2021 eğitim öğretim yılı itibarıyla okullaşma oranlarını eğitim seviyesine göre değil de yaş gruplarına göre açıklayacağını anımsatan Taştan, “AKP iktidarları döneminde, bir şeyin üzeri örtülmek isteniyorsa, o şeyin hesaplama yöntemi değiştiriliyor. MEB, düşen okullaşma oranlarının üzerini kapatmak için yöntem mi değiştiriyor?” diye sordu.
BÜTÇE ARTIRILMALI
Eğitim Sen Merkez Kadın Sekreteri Derya Yulcu da ilkokul çağındaki okullaşma oranlarındaki düşüşün köy okullarının kapatılmasıyla ilgili olabileceğini söyledi. Yoksulluğun okula devam konusunda büyük problem yarattığının altını çizen Yulcu, “Kız çocuklarının okullaşma oranı 2006-2015 yılları arasında kısmen artsa da o tarihten sonraki düşüş endişe verici” dedi. Yulcu, verilerin bu şekilde düşmesi durumunda, okula gidemeyen kız çocuğu sayısının 10 yıl sonra kaygı verici oranda artacağını vurgulayarak şunları söyledi:
“İnsanlar, çocuklarını okutmak istese de özellikle dezantajlı bölgelerde eğitime erişim halen ciddi bir sorun olarak ortada duruyor. Eşitsizlikler, okuma imkânlarını her geçen yıl azaltıyor. İktidarın kadına ve özgürlüklere bakış açısı bizi giderek geriye götürüyor. ‘Kadınlar iyi bir anne, iyi bir eş olacak’ anlayışı bize zarar veriyor. Eğitimin alınır satılır bir meta taline getirildiği şu süreçte, kamusal eğitim talebini her fırsatta dile getirmek gerekiyor. Eğitime, halka ve çocuklara ayrılan bütçenin artırılması lazım. Dezavantajlı bölgelerdeki köy okulları yeniden açılmalı. Eğitime ayrılan bütçe artırılmadan, eğitim hizmetinde ilerleme olamaz. Devlet okulları kaderine terk edilmiş durumda.”