Eğitim-Sen: Devlet okulları yüz yüze eğitime uygun değil
Eğitim-Sen raporunda, MEB tarafından verilen “Okulum Temiz” sertifikasının yeterli bütçe ve temizlik personeli olmadan alınmasının mümkün olmadığı belirtildi.
Eğitim-Sen raporunda, MEB tarafından verilen “Okulum Temiz” sertifikasının yeterli bütçe ve temizlik personeli olmadan alınmasının mümkün olmadığı belirtilirken, yüz yüze eğitim için devlet okullarındaki kalabalık sınıflarda fiziki mesafenin korunamayacağı sınıf mevcudunun 12 kişiye indirilmesi gerektiği vurgulandı.
Eğitim-Sen, Covid-19 Salgınında Gelinen Aşama ve Eğitim Kurumlarının Durumu konulu çalıştay sonrasında bugün rapor yayınladı. Raporda, yüz yüze eğitime geçen İsrail ve ABD’de, fiziksel uzaklık, maske, el yıkama gibi önlemlere dikkat edilemediği için bu ülkelerde vakaların artmasına dikkat çekildi.
"İsrail'de okullar açıldı, vakalar 2 kat arttı"
Raporda Koronavirüs salgını sırasında okulları açın ülkelerden de örnekler verilerken, İsrail’de okullar açıldıktan sonra vaka sayısının 2 kat arttığının altı çizildi: “İsrail'de fiziksel uzaklık, maske, el yıkama gibi olanaklarla birlikte okullar açıldıktan 10 gün sonra, iki ayrı okulda birbirinden bağımsız olarak salgın ortaya çıkmıştır. Daha sonrasında salgın İsrail'de ikinci dalganın oluşumuna yol açmıştır. Şu anda İsrail ikinci dalgayı birinci dalgadan daha yüksek hasta sayısıyla birlikte yaşamaktadır.”
"Tedbirler alındıktan sonra okullar açılabilir"
Raporda, ‘MEB okulları açmak istiyor, sendikalar istemiyor’ algısının yanlış olduğu bildirildi. “Salgından korunmayı ve bulaşma riskini minimuma indirmeyi sağlayan tüm tedbirler alındıktan sonra okullar açılabilir. Okullar açılmadan önce fiziksel mesafe ve hijyen planlaması yapılmalıdır. Devlet okullarında bir sınıfta maksimum 12 öğrenci olmalıdır” açıklaması yapıldı.
Raporda, hijyen malzemelerinin velilerden ya da öğretmenlerden para toplanarak değil de devlet tarafından ücretsiz bir şekilde karşılaması gerektiği vurgulandı.
Okullarda iş yeri hekimliği ve iş yeri hemşireliğinin bulunması gerektiği belirtildi. İş yeri hekimleri ve hemşirelerinin okullardaki çalışanlar üzerinde, risk grupları oluşturmak, sağlık durumlarını izlemek, çalışma koşullarını belirlemek açısından çok önemli işlevleri olacağı bildirildi.
Rapora göre, MEB’in başlattığı ‘Okulum Temiz’ belgesinin gerçeklikten uzak. Raporda, 120 sayfalık kılavuz incelendiğinde devlet okullarının, yeterli bütçe ve temizlik personeli olmadan sertifikayı alması mümkün olmadığı bildirildi.
Rapordaki diğer satır başları şu şekilde:
"Uzaktan öğretim kapsamında yapılan sınavlar adil değil. Çünkü öğrencilerin içerisinde bulunduğu sınıfsal, sosyal, coğrafi eşitsizlikler gibi hâlihazırdaki eşitsizliklerin derinleşmesine neden oluyor.
Geçtiğimiz süre zarfında laboratuvar, okul deneyimi gibi uygulamalı dersler için hiçbir hazırlık yok.
Üniversitelerde seyreltme yapılarak, fakülteler farklı zaman dilimlerinde ikili ya da üçlü eğitim yaparak ve diğer fakültelerin de dersliklerini kullanarak yüz yüze eğitime geçilmelidir.
Uzaktan eğitim konusunda “acil uzaktan eğitim” kavramı kullanılmalı. Bunun sadece bu dönem için destekleyici olması gerektiği, ama bu yapılırken de olması gerektiği gibi yapılması talep edilmeli. Bu haliyle yapılamayacağı vurgulanmalı. Kampüslere dönene kadar uzaktan eğitim olması gerektiği gibi yapılmalı.
Okulların açılmaması nedeniyle çalışan annelerin çocuklarının evde olması, özel bakıma ihtiyacı olan yaşlıların olması ve bu sorumlulukların hepsinin kadının üzerinde olması kadınların ciddi sorunlar yaşamasına neden oldu.
Kimi üniversitelerde hiçbir oryantasyon süreci işletilmeden, gerekli önlemler alınmadan idari ve teknik personel geçici süreli biçimde tıp fakültelerine görevlendirildi.
Pandemi sürecinde eve kapanma nedeniyle öğrencilerde oluşan travma, travma sonrası stres, kaygı ve korku konusunda MEB kapsamlı bir çalışma yürütmelidir."