'Ne yapsalar İmam Hatip okulları başaramıyor'
Eğitimdeki sorunları mercek altına alan Boyun Eğme Dergisi'nin 242. sayısında imam hatip okullarıyla ilgili çarpıcı değerlendirmeler var.
Boyun Eğme Dergisi'nin 242. sayısı 'Eğitim hakkımızı istiyoruz' manşetiyle eğitimdeki temel sorunlar ele alıyor.
Yurttaşların eğitim ve sağlık hakkı arasında tercih yapmaya zorlandığı salgın günlerinde, TKP’nin bütün eğitim hizmetlerinde devletleştirme talebini inceleyen Boyun Eğme çok temel bir soruyu sorarak başlıyor: Okullar ne işe yarar? Ülkemizde eğitim harcamalarında zengin ile yoksul arasında tam otuz iki kat fark olduğuna dikkat çeken dergi, çocuk işçiliği, özel okullar ve eğitimdeki gericileşmeyi de mercek altına alıyor.
Derginin 242. sayısındaki imam hatip okullarının durumunu özetleyen değerlendirme hayli ilgi çekici veriler içeriyor.
"MEB istatistiklerine göre geçtiğimiz yıl 1651 tane imam hatip lisesinde (İHL) toplam 502 bin 847; 3437 tane imam hatip ortaokulunda (İHO) ise 777 bin 439 öğrenci kayıt yaptırmış. Öğrenci ve okul sayılarını oranlayarak yapılan basit bir hesapta dahi imam hatiplerde derslik başına düşen öğrenci sayısının oldukça düşük olduğu görülebilir.
Beş ortaokuldan biri imam hatip
2012 yılında 4+4+4 modeliyle açılan İHO’ların bu sayılarla birlikte tüm ortaokullara oranı %20’lere dayanmış durumda. İller bazındaki dağılıma bakıldığında ise bu oranın değiştiği, Bursa, Antalya, İstanbul gibi büyükşehirlerin de bulunduğu 27 ilin bu oranın üzerine çıktığı görülüyor. Gümüşhane ve Bayburt’ta İHO’ların sayısı normal ortaokulların üstüne çıkarken, Tunceli ve Ardahan’da ise sadece birer tane İHO bulunuyor.
Ortaöğretim düzeyinde iller bazında tabloya bakıldığında, imam hatipleşme olgusunun daha çeşitli olduğu görülüyor. Çünkü bu düzeyde neredeyse her okul türünün imam hatipte bir muadili var.
İHL’ler de diğer liseler gibi bu düzeyde fen lisesi, sosyal bilimler lisesi, meslek lisesi, güzel sanatlar lisesi, spor lisesi, yabancı dil hazırlık sınıfı uygulayan liseler, açık lise gibi türlere ayrılmış durumda. Bu haliyle imam hatipler, paralel bir eğitim sistemi görüntüsü veriyor. Öyle ki, çeşitli sebeplerle örgün eğitimin dışına çıkan öğrenciler için açık İHO ve İHL dahi var.
Bu paralel sistemin kapsamadığı tek alan ise özel okullar. Diğer taraftan özel okullar da varlıklarını biraz da imam hatiplere borçlu. Eğitim alanındaki dinselleşmeden kaçan kimi aileler çocukların özel okullara gönderiyorlar."
Yıllardır yatırım yapılıyor, başarı yok
Boyun Eğme dergisinde imam hatiplerle ilgili bir başka tespitse kamuoyuna özellikle iktidar çevreleri tarafından yansıtılan "imam hatiplerin sınav başarıları" üzerine. Şöyle deniliyor:
"Lise düzeyinde bu çeşitliliğin sebebi tahmin edilebileceği gibi, bu okulların akademik başarı düzeyini arttırmak ve tercih edilmesini özendirmek. MEB tarafından yayımlanan çeşitli politika belgelerinde de bu durum açıkça dile getiriliyor. Fen ve sosyal bilimler proje İHL’leri ilk mezunlarını geçtiğimiz eğitim öğretim yılında verdi.
Bununla ilişkili olarak mezunlar arasında üniversite sınavı başarısında önceki yıllara göre bir artış sağlandı. Bu durum ‘imam hatiplerin büyük başarısı’ olarak lanse ediliyor. Sanki dini eğitim almak akademik başarıyı beraberinde getirir gibi bir algı yaratılmak isteniyor. Oysa bu okullar yıllardır sınava hazırlık odaklı bir çaba içindeler.
"İmam hatip dışındaki okullara temizlikten altyapıya kadar hiçbir yatırım yapılmazken, her türlü maddi kaynak imam hatiplere aktarılıyor. Teknolojik altyapıya ve donanıma sahip geniş binalarda, çok da tercih edilmemesinin sonucu olarak az sayıda öğrenciye hitap eden bu okulların, sadece donanımsal avantajları değil, programları ve işleyişleri bile sınav başarısı odaklı.
Sınav odaklı eğitim sisteminde diğer okul türlerinden bir adım öne geçmek için her türlü fırsatı değerlendiren bu okulların imkanları düşünüldüğünde, akademik başarının halen çok düşük olduğu görülebilir.
Geçtiğimiz yıl yapılan üniversite sınavlarında yerleşme oranlarına bakıldığında, fen lisesi mezunlarının yüzde 48,6’ının, anadolu lisesi mezunlarının yüzde 27,9, İHL mezunlarının ise ancak yüzde 16,4’ünün bir lisans programına yerleştiği görülüyor. Yani ne yapsalar olmuyor!"