YÖK'ün 'özel öğrenci' statüsü düzenlemesi yürürlükte
YÖK tarafından özel öğrenci statüsünün 'istismar kapısı' olmasını önlemek amacıyla hazırlanan düzenleme, yürürlüğe girdi. Buna göre özel öğrencilik imkanından bir program süresince en fazla iki dönem yararlanılabilecek.
'Yükseköğretim Kurumlarında Ön Lisans ve Lisans Düzeyindeki Programlar Arasında Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal ile Kurumlar Arası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik' bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yönetmeliğe göre, özel öğrencilik imkanından bir program süresince en fazla iki dönem yararlanılabilecek. Bu süre ancak belli şartlar dahilinde uzatılabilecek. Öğrencinin yükseköğretim kurumuna yerleşmesinden sonra eğitim nedeniyle ikamet edilen ilde tedavisi mümkün olmayan ciddi bir hastalık teşhisi koyulduğunun ya da hastalığının ilerlediğinin devlet hastanesi veya devlet üniversitesi hastanesinden alınmış sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi gerekecek.
Öğrencinin, maruz kaldığı darp, şiddet gibi fiiller sebebiyle öğrenimini kayıtlı bulunduğu yükseköğretim kurumunda sürdürmesinin mümkün olmadığına ilişkin üniversite yönetim kurulunun teklifinin olması istenecek. Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarında eğitim alan Türk vatandaşı öğrenciler, özel öğrencilik imkanından en fazla iki dönem yararlanabilecek.
'ÖZEL ÖĞRENCİLİK ÖNEMLİ FIRSAT KAPISIDIR'
YÖK'ten konuya ilişkin yapılan açıklamada; öğrencilerin, kayıtlı oldukları yükseköğretim kurumundaki eğitimlerini isteğe bağlı olarak veya zorunlu sebeplerle belli bir süre dahilinde başka bir yükseköğretim kurumunda 'özel öğrenci' sıfatıyla sürdürmelerinin mümkün olduğu hatırlatıldı.
Bu yolun, öğrencilere farklı yükseköğretim kültürü kazandıracağı, kişisel gelişimlerine katkı sağlayacağı için doğru ve önemli olduğu belirtilerek, "Bundan başka zaman zaman öğrencilerimizin sonradan ortaya çıkan sağlık sorunları veya maruz kaldığı fiiller (darp, şiddet vs) sebebiyle aynı yükseköğretim kurumunda eğitimlerine devam etmeleri de mümkün olmayabilir. Bu öğrencilerimiz için de özel öğrencilik önemli bir fırsat kapısıdır. Ancak özel öğrencilik istisnai bir yoldur, tüm lisans eğitimi süresince kullanılacak bir yol ve istismar kapısı değildir. Aksi halde puan üstünlüğü/başarı esası ile yerleştirme yapıldığından, sosyal adalet ve fırsat eşitliği ilkesi ihlal edilecek, kamu vicdanı zedelenecektir" denildi.
'İSTİSMAR YOLUNA DÖNÜŞMEYE BAŞLAMIŞTIR'
Yükseköğretim çağındaki tüm adaylar için üniversitelere giriş ve yerleştirme işlemlerinde 'sosyal adalet', 'fırsat eşitliği', 'eşitlikçilik' vazgeçilmez ilkeler olduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"Herhangi bir yolla bu ilkelerin dolanımına müsaade etmeyeceğiz. Maalesef, bazı öğrencilerimiz, üniversite sınavında yeterli puana alamadıklarından dolayı yerleşemedikleri üniversitelere, farklı şehirlerde bulunan ve puanı çok düşük üniversitelerin aynı programına yerleşip daha sonra 'özel öğrenci' sıfatıyla gelip okuyabilmekte, yani başarıları yetmediği halde (diplomasını almamakla birlikte) istedikleri illerdeki, istedikleri üniversitede bütün eğitimlerini alabilme imkanına sahip olmaktadırlar.
Bu olumsuz örneklerin yurt içinde olduğu kadar yurt dışını kapsar şekilde genişletilmesi de ne yazık ki söz konusudur. Ülkemizde bir yükseköğretim kurumunu kazanamayan öğrencinin yurt dışındaki bir yükseköğretim kurumuna yerleştikten sonra eğitim ve öğretiminin 'bütününü' 'özel öğrenci' sıfatıyla ülkemizdeki bir yükseköğretim kurumunda devam ettirmesi, sosyal adalet ve fırsat eşitliği ilkeleriyle bağdaştırılamaz. Bu uygulamalardan anlaşılacağı üzere özel öğrencilik imkanı, bir istismar yoluna dönüşmeye başlamıştır." (DHA)