Üniversitelerdeki tablo ortaya çıktı: 250 bin kontenjan boş kaldı
2006 yılı itibarıyla sayıları hızla artan üniversitelerde 2021 YKS’nin ardından toplam 250 bin kontenjan boş kaldı.
İktidarın, “Her ile bir üniversite” politikasının akademiye olumsuz etkisi, üniversite kontenjanlarına yönelik verilere yansıdı.
2006 yılı itibarıyla sayıları hızla artan üniversitelerde 2021 YKS’nin ardından toplam 250 bin kontenjan boş kaldı.
Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre; boş kontenjanlar mühendislik, mimarlık, tıp ve hukuk bölümlerinde sırasıyla 11 bin 872, 4 bin 414, 341 ve 713 ile ifade edildi. Öğretmenlik, rehberlik ve psikolojik danışmanlık ile Diş Hekimliği bölümlerinin de olduğu sekiz popüler bölümde ise 19 bin 973 kontenjanı kimse tercih etmedi.
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, “Eğitim sistemine bilinçli olarak siyasetin katıldığı AKP döneminde, gençlerimize nitelikli eğitim vermek, istihdam ve iyi bir gelecek sağlamak gibi bir çaba göremiyoruz” dedi.
Akademinin durumunu ve boş kontenjan tablosunu değerlendiren CHP’li Lale Karabıyık, “Bir dekan bir mekân’ anlayışıyla her yere üniversite olsun mantığıyla açılan üniversitelerde bölüm ve verilen kontenjanın ise bir meslek envanteri yapılmadan, ihtiyaca göre kontenjan belirlemesi yöntemi kullanılmadan gerçekleştirilmesinden dolayı çok sayıda mezun iş bulamıyor” diye konuştu.
Karabıyık, fakülte ve bölümlere meslek envanteri yapılarak kontenjan verilmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “2006 yılından itibaren üniversitelerin sayısı artmasına rağmen bilimsel çalışmalarda istenilen seviyeye ulaşılamadı.
Üniversitelerin performanslarını arttırabilmeleri, her şeyden önce bilimsel, yönetsel ve mali özerklik ile ilgili olup, ayrılan bütçe, liyakatle belirlenen atamalar, seçilmiş rektör ve yeterli sayıda kadro ve araştırmacı ile mümkün olacaktır.
İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde de ifade ettiğimiz gibi üniversitelerimiz, her türlü düşüncenin özgürce tartışılabildiği, her türlü bilimsel çalışmanın özgürce yapılabileceği ortamlar olmalıdır. Bilimsel, yönetsel ve mali özerklik çok önemlidir.”