İşsiz gençler anlatıyor: 500 ilana başvurdum dönen olmadı
İşsizler ordusu büyüyor. İşsizler yüzlerce ilana başvursa bile sonuç alamıyor. İşsiz gençler yaşadıklarını anlattı.
İşsizler ordusu büyüyor. İşsizler yüzlerce ilana başvursa bile sonuç alamıyor. İşsiz gençler yaşadıklarını anlattı.
İşsiz ordusuna her gün binlerce kişinin daha eklendiği ülkede, 15 ile 34 yaş arasında 2 milyon 792 bin kişi işsiz bulunuyor. İş arayanlar, zorlu bir geçim mücadelesi veriyor. İşsizlerin BirGün gazetesinden Uğur Şahin'e anlattıkları ise çarpıcı.
Ekonomideki ‘durgunluk’, kendini her ay giderek artan işsizlik verilerinde gösteriyor. İstihdamda azalış devam ederken, neredeyse işsiz ordusuna her gün binlerce yurttaş daha ekleniyor. Ülkede resmi rakamlara göre, 4 milyon 243 bin işsiz bulunuyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) raporuna göre ise ‘geniş tanımlı işsiz sayısı’ 7 milyon 364 bin.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Temmuz ayı verilerine göre, 15-24 yaş arası gençlerde işsizlik, bir önceki yıla göre 7,2 puan yükseldi. Söz konusu yaş grubundaki işsizlik, yüzde 27,1 ile ulaşıp rekor kırdı. 15-24 yaşları arası işsiz sayısı 1 milyon 508 bin olurken, 25 ve 34 yaş arası işsizlik yüzde 14,7 yükseldi. Buradaki işsiz sayısı da 1 milyon 284 bin… Peki, işsizler ne düşünüyor? Bir günleri nasıl geçiyor? Bu soruya yanıt aramak için Ankara’da yaşayan 26 yaşındaki Furkan Bircan ve İstanbul’da oturan 28 yaşındaki Caner Yılmaz ile görüştük. İki ismin de aktardıkları, işsizlik sorununu daha gözler önüne serdi.
Şahin'in haberi şöyle;
BAŞVURUMA CEVAP GELMİYOR
İlk olarak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü mezunu Furkan Bircan ile görüşüyorum. Bircan, politikacı, diplomat ve bürokrat yetiştiren Mülkiye’den mezun olduğu 2017’den bu yana iş arıyor. İş aramayı sürdürdüğü gibi, afiş asarak ve broşür dağıtarak ‘geçimini’ sağlıyor, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nin ‘ekonomi’ bölümünde de yüksek lisans eğitimini sürdürüyor.
Bircan, 4 üzerinden 3,15 ortalama ile Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdiğine dikkat çekiyor. Hemen peşine de “İngilizcem gerçekten iyi” diyor. Devamında da, “YDS puanım 90, nispeten kalifiye biri olduğumu düşünüyorum ama başvurduğum hiçbir yerden geri dönüş alamıyorum” ifadesini kullanıyor.
“Sigorta kaydım bile yok” şeklinde konuşuyor ve broşür dağıtımı ile afiş asma ‘işi’ için, “Cep harçlığım çıkıyor, aileye yük olmayayım diye yapıyorum bunu” diyor ve ekliyor: “Zaten onlarla kalıyorum, kira ödeyebileceğim bir durum söz konusu bile değil.”
Bircan’a göre Ankara iş olanakları kısıtlı bir şehir… Çalışabileceği firmaların İstanbul’da olduğunu kaydediyor Bircan, ama ‘pahalılık’ nedeniyle mega kente yerleşmeyi göze alamadığını vurguluyor. Bircan’a “İş bulma umudun var mı” diye soruyorum, şöyle cevaplıyor: “Yok. Açıkçası hiçbir umudum yok. İnsan işsiz olunca mutsuz, endişeli ve umutsuz şekilde uyanıyor. Sürekli şunu düşünüyorum; çalışan insanlar her gün kalkıyor, işe gidiyor. Bense işsizim ve gelecek kaygım çok fazla. Bölüme girdiğim zaman hayalim bürokrat olmaktı. Ama insan bir süre sonra kabulleniyor ve iş aramaktan umudunu kesiyor.”
VASIFSIZ BİR İŞTE ÇALIŞACAĞIM
Bircan, şu çarpıcı aktarımda bulunarak sonlandırıyor sözlerini: “Kurumlara CV bıraktım, dönüş bekliyorum ama dönüş olmadı. Yaşım geçiyor, beni endişelendiren de bu. Artık 27-28 yaşına geldiğinde bile özel şirket seninle çalışmak istemiyor. Yaşlı buluyorlar ve ben 26 yaşıma giriyorum. 1 ila 2 yıl içinde düzenli bir iş bulamazsam, ki muhtemelen bulamam herhangi bir işte vasıfsız şekilde çalışacağım. Kendi bölümüme dair yapabileceğim bir şey gözükmüyor.”
200 BAŞVURU YAPTIM, BİRi ARADI
Ardından Caner Yılmaz ile Mecidiyeköy’de buluşuyorum. Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu Yılmaz, senelerdir işsiz. İş bulma umuduyla İstanbul’a gelen Yılmaz ile bir kahvehanede oturuyoruz. “Çayı bile içerken hesap yapmak zorundayız artık” ifadesini kullanıyor Yılmaz. Devamında da şöyle diyor: “Kendi alanımla ilgili olarak internet siteleri üzerinden 200’e yakın iş başvurusu yapmışımdır. Alanım dışını dâhil edersek bu 500’e yaklaşmıştır. Kendi alanımla ilgili yaptığım başvurudan bir tanesi geri dönüş yaptı. ‘Bu hafta içinde haber vereceğiz’ diyorlar ama yüzde 80’i haber vermiyor. Haber verip döneceğiz deyip gerçekten dönen tek bir kurum oldu.”
TÜM GÜN İŞ BAKIYORUM
Yılmaz, iş aramakla geçen bir gününü şöyle anlatıyor: “Sabah uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra hemen ilanları kontrol ediyorum. Bir günüm, yeni bir ilan var mı diye bakmakla geçiyor. Bazen evden dışarı çıkıyorum, kafam dağılsın, başvuruları açık havada yapayım diye… Hatta şöyle bir detay da verebilirim, o kadar iş ilanına bakıyorum ki, telefonumda sadece iş bulma sitelerinin reklamı çıkıyor. Kafam dağılsın diye telefondan oyun oynuyorum, hemen ilan çıkıyor: ‘Size uygun bir iş var’ yazıyor. Sürekli mailler geliyor, ‘size uygun bir ilan, başvurun’ diye, başvuruyorum ama olmuyor.”
Yılmaz, bir futbol takımının ürünlerinin satıldığı mağazaya iş başvurusu yapmış, onun sonucunu bekliyor. Bunun haricinde de bir marketler zincirine CV’sini bırakmış. Yılmaz’ın alanıyla ilgili yaptığı bir başvuruya dair anlattıkları ise oldukça çarpıcı: “Sultanbeyli’deki bir gazete ile görüşme yaptım. Gazetenin sahibi bana diyor ki; ‘biz sadece dizgici aramıyoruz. Hem dizgi yapacak, gazeteyi tasarlayacaksın, hem de haberi yazacaksın’. Yani tek başına sayfalarca gazeteyi benden çıkarmamı istiyor. Bunun karşılığında da asgari ücret vereceklerini söylediler, üstelik sigortayı 2 ay sonra yapacaklarını bildirdiler. 8 sayfalık gazetenin her işini sen yapacaksın, bu mu iş?”
HARCAMALARA DİKKAT EDİYORUM
Caner Yılmaz, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Harcamalara dikkat ediyorum, etmek zorundayım. Gerçi biraz boşverdim. İşsiz olduğum için belli bir yaştan sonra ailenden de isteyemiyorsun. Kredi kartı kullandım, bankalar borcunu istiyor. Bütün gün iş ilanlarına bakıyorum, sıkıntıdan ve stresten gezmek vs. insanın aklına gelmiyor.”