Avrupa'dan dolara karşı dikkat çeken hamle

Aydınlık gazetesi yazarı Ufuk Söylemez, bugünkü köşesinde, "Müthiş bir iş, INSTEX!" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Avrupa'dan dolara karşı dikkat çeken hamle

Aydınlık gazetesi yazarı Ufuk Söylemez, bugünkü köşesinde, "Müthiş bir iş, INSTEX!" başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Ufuk Söylemez, uluslararası borcun ve dünyadaki toplam rezervlerin üçte ikisinin dolardan oluştuğunu hatırlatırken, doların gücünün kırılması gerektiğini ifade etti.

Söylemez, SWIFT sisteminde "ABD Bankalarının ve doların egemenliğinin yeri büyüktür" derken, "ABD’nin dayatacağı İran ambargosu, özellikle Avrupa’da ve AB’de ciddi rahatsızlık yaratmış durumdadır" dedi. Bu nedenden ötürü, Almanya Dışişleri Bakanı, Heiko Maas'ın, geçen Ağustos ayında, ABD’den bağımsız bir ödeme kanalı oluşturmak için bir Avrupa Para Fonu ve SWIFT sistemi kurulmasını teklif ettiğini hatırlatan Söylemez, bu söylemin bugün gelinen noktada hayata geçirilme aşamasına geldiğini ifade etti.

"TÜRKİYE DE YERİNİ ALMALIDIR"

"Almanya-İngiltere ve Fransa, ABD’nin İran’a yaptırımlarını bertaraf edecek, SWIFT’e alternatif, özel bir ödeme mekanizması oluşturdu. Kısa adı INSTEX olan bu organizasyonun (Instrument in Support of Trade Exchanges) merkezi ise Paris olarak belirlendi" diyen Söylemez, "INSTEX ödeme mekanizması sayesinde, ABD doları kullanmadan, SWIFT’e ihtiyaç duymadan ve ABD tarafından görülmeden, İran ile AB ülkeleri arasındaki ticaretin serbestçe yapılabilmesi mümkün olacak" dedi.

Ufuk Söylemez, "INSTEX’e Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç ve İsveç’ten oluşan 6 Avrupa ülkesinin daha katılmasıyla, yaygınlaştırılan sistemin, gelecekte Avrupa ve dünyadaki başka ülkelere de açılması planlanıyor" derken, "Genelde Avrupa, özelde AB, baskı ve zorlamayla, İran’la ticaretlerinin önüne geçmeye çalışan ABD’ye karşı beklenmeyen cesur ve kararlı bir adım atmıştır. Türkiye de, INSTEX sisteminde yerini behemehâl almalıdır, alacaktır" diye ifade etti.

Ufuk Söylemez'in yazısı şu şekilde:

"Düzenli okurlarımız gayet iyi hatırlayacaklardır. Bir yıl önce 23 Ekim 2018 tarihinde yine bu köşede yayımladığımız yazımızın başlığı şöyleydi; “ABD’nin dolar hegemonyası aşılabilir(mi)?

O yazıda – kısaltarak- şöyle demiştik; “…Şimdi benim yazacağım öneriyi düşünecek, değerlendirecek ve hayata geçirecek bir ekonomik vizyondan ve kadrolardan da mahrumdur bugünkü iktidar.

Meclisteki Muhalefet partilerinin ekonomi sözcüleri ve yöneticileri ise, hala K. Derviş’in -IMF’nin neo-liberal politikalarını aynen-yine-yeniden uygulanmasından ibaret görünen muhalefet anlayışları ile bu tür alternatifleri ne akıllarına getirebilirler, ne de söylemeye cesaret edebilirler.

Önce bir gerçeği kabul edelim; Avrupa Merkez Bankasının son tespitlerine göre dünyadaki uluslararası borcun (kredilerin) ve dünyadaki toplam küresel rezervlerin üçte ikisi “dolardan” oluşuyor.

Başka bir ifadeyle, toplam uluslararası kredilerin ve toplam uluslararası rezervlerin %60’ndan fazlası ABD para birimi olan dolardan müteşekkil hâlihazırda.

Öte yandan SWIFT (Society for Worldwide Interbank Financial Telecommunication) yani dünya çapında bankalar arasında birkaç dakika içinde elektronik ve güvenli fon transferini sağlayan sistemde, ABD Bankalarının ve doların egemenliğinin yeri büyüktür.

1973 yılında 15 ülkeden 239 bankanın bir araya gelerek başlattığı çalışma sonrasında 1977 yılında faaliyete geçen SWIFT sisteminden, hâlihazırda 200’den fazla ülkeden 11.000 banka ve finansal kuruluş servis almaktadır bugün.

Bu şartlarda, bir ülkenin tek başına doların hegemonyasına meydan okuması gerçekçi ve sonuç alınabilir bir iş olarak görünmemektedir.

Peki, ne yapılabilir? İlk olarak önce içeride yatırım iklimi ve kuvvetler ayrılığının, çoğulculuğu esas alan, laik ve demokratik bir hukuk devleti anlayışının ve uygulamalarının yeniden tesisi ile yüksek ve fahiş enflasyon karşısında tasarruflarını korumak için dolara sarılanlara güvence olacak bir enflasyonla mücadele programının başarıya ulaşması gerekiyor. Bunu mevcut koşullarda ve bu zihniyetle yapabilmek mümkün mü onu bilahare tartışacağız.

***

-Müthiş bir öneri -

İkinci olarak; dünyada bu konuda Trump’ın saldırgan ve kibirli politikalarından, açtığı ve tehdit ettiği ticaret savaşlarından usanan devletlerle iş birliğinin sağlanması gerekiyor.

Çünkü dünyada koşullar giderek uygun hale geliyor. Kasım ayında ABD’nin dayatacağı İran ambargosu, özellikle Avrupa’da ve AB’de ciddi rahatsızlık yaratmış durumdadır.

İşte tam bu nedenlerle geçen Ağustos ayında, Almanya Dışişleri Bakanı, Heiko Maas müthiş ve çarpıcı bir öneriyi ortaya attı. Maas; “…İran’la nükleer anlaşmayı kurtarabilmek için bağımsız bir AB ödeme sistemi oluşturulmasını…” önerdi.

ABD’den bağımsız bir ödeme kanalı oluşturmak için bir Avrupa Para Fonu ve SWIFT sistemi kurulmasını teklif etti.

Bu müthiş öneriye Merkel “evet” demedi ama gerekçelerine katıldığını ifade etti. ABD’ye bir nevi uyarıda bulundu ve aba altından sopa gösterdi bu dayatmaları karşısında.

Bu öneri şu veya bu biçimde önümüzdeki dönemlerde yine-yeniden gündeme gelebilir, tartışılabilir belki de hayata bile geçirilebilir.

Bu öneriye Belçika Merkezli SWIFT de hiçbir yorum yapmadı, yapamadı, muhtemelen tedirgin oldu.

Doların hegemonyasından, ABD’nin tehdit, dayatma ve yaptırımlarından kurtulmanın en iyi ve ciddi alternatiflerden birisi işte bu öneridir…”

***

Ve işte bu öneri, artık hayata geçirilme aşamasına gelmiş durumda bugün.

Almanya-İngiltere ve Fransa, ABD’nin İran’a yaptırımlarını bertaraf edecek, SWIFT’e alternatif, özel bir ödeme mekanizması oluşturdu. Kısa adı INSTEX olan bu organizasyonun (Instrument in Support of Trade Exchanges) merkezi ise Paris olarak belirlendi.

Ancak bu sistemin operasyonlarının fiilen başlatılabilmesi, ancak 29.06.2019 tarihinde gerçekleştirilebildi.

INSTEX ödeme mekanizması sayesinde, ABD doları kullanmadan, SWIFT’e ihtiyaç duymadan ve ABD tarafından görülmeden, İran ile AB ülkeleri arasındaki ticaretin serbestçe yapılabilmesi mümkün olacak.

ABD’nin INSTEX’e katılanların ABD finansal sisteminden çıkarılacaklarına dair tehditleri de bir işe yaramadı. Geçtiğimiz günlerde bu Ticareti Denetleme Enstrümanı olarak da tanımlanan INSTEX’e Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç ve İsveç’ten oluşan 6 Avrupa ülkesinin daha katılmasıyla, yaygınlaştırılan sistemin, gelecekte Avrupa ve dünyadaki başka ülkelere de açılması planlanıyor.

***

Türkiye’nin vakit geçirmeden bu sisteme dahil olmasında ticari ve siyasi çıkarları bakımından yarar olduğu aşikâr.

Trump, mektup gönderip, mal varlığı soruşturması ile alenen tehdit edince, Barış Pınarı Harekâtını aniden durduran ama Avrupa ülkelerine, “ey Merkel, ey AB” diye kafa tutmayı marifet sayan zihniyet artık değişmelidir.

Avrupa ile olan ticari, ekonomik ve sosyal ilişkilerin boyutları son derecede yüksektir. Genelde dış ticaretimizin özelde ise ihracatımızın yarısından fazlasını AB ülkeleri ile yapıyoruz.

Diğer yandan başta İran ve Rusya olmak üzere bölgemizde ABD’nin yaptırım tehdidi ve ambargolarıyla karşı karşıya olan ülkelerle de hem ekonomik, hem de siyasi karşılıklı çıkarlarımız söz konusudur.

O halde, daha fazla beklemeden, INSTEX’e Türkiye’nin de katılması için gerekli olan girişimlere başlanılmasında yarar vardır.

INSTEX, hegemonyacı dayatmacı anlayışa karşı hem Avrupa, hem de bölgemiz ülkeleri için yasal ve meşru bir alternatifi ortaya koyan, yerinde bir düzenleme olarak, ambargo ve yaptırım tehditleriyle yüz yüze olan ülke ekonomileri için yepyeni bir fırsat doğurmuştur.

Genelde Avrupa, özelde AB, baskı ve zorlamayla, İran’la ticaretlerinin önüne geçmeye çalışan ABD’ye karşı beklenmeyen cesur ve kararlı bir adım atmıştır. Türkiye de, INSTEX sisteminde yerini behemehâl almalıdır, alacaktır."

Etiketler
Aydın