Yeni yılın ekonomi gündemi: ABD yaptırımları
Türkiye ekonomisi ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya. CHP’ye göre Ocak 2020’de uygulanması beklenen olası yaptırımlar enerji ve savunma sanayisine darbe vurduğunda bu alanda 1 milyar dolar kayıp yaşanabilir.
İYİ Parti çözüm için diplomasi kanallarının işletilmesi, siyasetin bilgilendirilmesi çağrısı yaptı. HDP ise yaptırımların uluslararası sıcak paranın ülkeye girişini engelleyeceği uyarısını yaptı.
Türkiye, Suriye’ye yönelik politikaları, Rusya ile yaptığı S-400 hava savunma sistemi anlaşması, Libya ile imzaladığı deniz yetki, askeri ve güvenlik iş birliği anlaşmaları ile dış politikada çalkantılı bir yılı geride bırakıyor. Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı S-400 füze sisteminin Ankara’da konuşlandırmasıyla birlikte ABD de Türkiye’ye yönelik yaptırımların ilk adımlarını attı.
Duvar'dan Müzeyyen Yüce'nin haberine göre, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde onaylanan ‘Türkiye’ye yaptırım’ içeren tasarının ABD Başkanı Donald Trump tarafından 20 Aralık’ta imzalanması, Türkiye’ye askeri ve finansal yaptırımların önünü açtı. Öte yandan Trump’a, ‘CAATSA’ olarak bilinen ‘Amerika’nın hasımlarıyla yaptırım yoluyla mücadele’ yasasını uygulaması çağrısı yapılıyor.
ABD’nin yaptırımları uygulaması durumunda ekonomide sıkıntılar doğurabileceği endişesi artıyor. Siyasi partiler, ‘yaptırımlar’ gölgesinde 2020 yılını değerlendirirken, yaptırımların ekonomik ve siyasi maliyetlerinin ağır olacağı görüşünde.
CHP EKONOMİ RAPORUNDA CAATSA UYARISI
ABD’nin Türkiye yaptırım hamlesi, CHP ekonomi raporuna da yansıdı. Rapor göre CAATSA Yasası kapsamındaki yaptırımların uygulamaya konulma ihtimali artıyor. Trump’ın hafif önlemleri seçmesi durumunda yaptırımların Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri kısıtlı kalabilir. Ancak bankacılık sistemine ilişkin yaptırımlar, örneğin mali kurumlar ve bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması durumunda ödemeler sisteminde ve dolayısıyla da ekonomide sıkıntılar doğurabilir. Raporda, yaptırımların en geç Ocak 2020’de uygulanmaya başlayabileceği ifade ediliyor.
ÖZTRAK: S–400 YAPTIRIMLARI EKONOMİYİ SARSAR
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye’nin 2020 yılına derinleşen ekonomik krizle gireceği görüşünde. ABD’deki Halkbank davası, Washington’dan gelmesi beklenen S-400 yaptırımlarının ekonomiyi ciddi şekilde sarsacağını belirten Öztrak, hükümetin bu konularda bir önlem almadığını savunarak şöyle konuştu:
“Milletin yediği ekmekten, içtiği sudan toplanan vergilerle 75 milyar TL’ye İstanbul’a kanal yapacağız diyorlar. Oysa bizim üretken yatırımlara, daha fazla işe, daha fazla kazanca, daha fazla istihdama ihtiyacımız var. Bugün Türkiye’nin en önemli ihracat firmaları birer birer kapanıyor. İflaslar, konkordatolar almış başını gitmiş, iktidar önceliği kanala vermiş.”
HAVA SAVUNMA ŞİRKETLERİNE YAPTIRIM ETKİSİ
Pentagon bütçesi ile birlikte onaylanan yaptırımlar nedeniyle sadece Eskişehir’in milyarca dolarlık kaybı olacağına dikkat çeken CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, yaptırımların Türkiye’ye maliyetini şu sözlerle açıkladı:
“Rusya’dan alınacak S-400 füzeleri nedeniyle, ABD ile F-35 projesinin iptal edilmesi Türkiye’de en çok Eskişehir’i, Eskişehir merkezli hava savunma şirketlerini, onların alt yüklenicilerini ve dolayısıyla buralarda çalışan binlerce Eskişehirliyi vuracak. Eskişehir’deki 1.Hava İkmal Bakım Merkezi F35’lerin tüm dünyadaki tek ana bakım üssü olacaktı. Dünyadaki tek motor bakım merkezi olacaktı. Yani önümüzdeki yıllarda üretilecek en az bin uçağın motor bakım merkezi burası olacaktı. Buradan kaybımız milyarlarca dolar olacaktır.”
1 MİLYARLIK SAVUNMA SANAYİ İHRACATI VARDI
TEI, Alp Havacılık gibi önemli savunma şirketlerinin ciddi iş kaybına uğrayacağının da altını çizen Çakırözer, “TEI’nin elinde F-35 de dahil olmak üzere önümüzdeki dönemde 5-6 milyar dolarlık sipariş var. Bu yaptırımlar bu şirketleri doğrudan etkileyecektir. Bu savunma şirketlerinin işinin durması, azalması demek, silsile yoluyla Eskişehir organize sanayi bölgesinde alt yüklenici konumundaki 40- 50 üreticiyi yakından etkileyecektir. Bu şirketlerin üretimleri sonucu Eskişehir’in ortalama yılda 1 milyar dolar savunma sanayi ihracatı vardı. Neredeyse tamamı ABD’ye. Şimdi bunu kaybediyoruz” dedi.
Çakırözer, Rusya ile birlikte yürütülen Türk Akım projesi nedeniyle Türk ve uluslararası enerji firmalarına da yaptırım uygulanmasının söz konusu olduğunu, bu durumun Türkiye’nin egemenlik haklarına müdahale olduğunu kaydetti.
İYİ PARTİ: DİPLOMASİ ÇALIŞTIRILMALI
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. İsmail Tatlıoğlu, CAATSA yaptırımları hususunda ABD’nin tavrını doğru bulmadıklarını, siyasi konjonktüre bağlı bir tavır alındığını söyledi. Türkiye ile ABD’nin dış politika eksikliklerinin her iki ülkeyi de bu noktaya taşıdığına dikkat çeken Tatlıoğlu, sorunun çözümü olarak da diplomasiyi işaret etti. Tatlıoğlu, “ABD ile Türkiye arasındaki diplomasinin çalıştırılarak sıkıntılar probleme dönüşmeden çözüleceği kanaatindeyiz ve destek veriyoruz” dedi.
ABD’nin Türkiye’ye yaptırım uygulaması durumunda ekonomiye etkisinin tahlilini şu an yapmanın doğru olmadığını ifade eden Tatlıoğlu, Türkiye’yi böyle bir psikoloji içine sürüklemek istemediklerini söyledi. Tatlıoğlu, “Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda siyaseti yeterince bilgilendirmedikleri kanaatindeyiz. Bunun da güçlü bir politika oluşturmada Türkiye’yi eksik bıraktığını düşünüyoruz” diye konuştu.
HDP: ULUSLARARASI SICAK PARA GİRİŞİNİ ENGELLEYECEK
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu da söz konusu yaptırımlara ilişkin diplomasi yollarının etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini ifade etti. Katırcıoğlu, “Türkiye’nin Suriye’de attığı adımlar ve Libya kararları başta olmak üzere dış politikadaki kararları ile birlikte CATSAA yaptırımlarının uygulanması kuvvetleniyor. 2020 için bazı kararların alınmasının yabana atılmaması gerekiyor. CATSAA yaptırımları hayata geçerse uluslararası sıcak paranın Türkiye’ye gelmesi de engellenmiş olacak ve ekonomik dar boğaz giderek artabilir. Bu konuda önlem alınması gerekiyor” dedi.
'Mehmet Ağar'ın sözleri etkimizi gösteriyor'Ali Babacan'dan gündeme ilişkin açıklamalar: Mehmet Ağar'ın sözleri etkimizi gösteriyor... Kanal İstanbul bir kutuplaştırma projesi çünkü gündemi değiştirmeye ihtiyaç var. Çünkü gündemde işsizlik var... Kavala ve Demirtaş tutuksuz yargılanmalı...