KESK’ten İzmir’de bölge mitingi: Binlerce emekçi alanda

İzmir’de KESK’in düzenlediği bölge mitinginde bir araya gelen binlerce emekçi, iktidara “Halk için bütçe, demokratik bir ülke istiyoruz” diye seslendi. SOL Parti, isim değişikliği ardından ilk kez kitlesel biçimde alana çıktı

KESK’ten İzmir’de bölge mitingi: Binlerce emekçi alanda

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu, “Halk için bütçe, demokratik bir ülke istiyoruz!” talebi ile bugün İzmir Gündoğdu Meydanı’nda miting düzenledi.

İzmir’in çeşitli bölgelerinden miting alanına yürüyen emekçiler, Cumhuriyet Meydanı’nda toplandı. Muğla, Aydın, Uşak, Manisa, Denizli, Afyonkarahisar ve Kütahya’dan emekçilerin katılımıyla gerçekleştirilen mitingde DİSK, TMMOB, İzmir Tabip Odası üyeleri de yer aldı. SOL Parti ve HDP, Halk Evleri, EMEP’in yer aldığı siyasi örgütler de emekçileri yalnız bırakmadı.

Öte yandan yeni adıyla katılılığı ilk mitinge SOL Parti’nin kitlesel katılımı dikkat çekti. Cumhuriyet Meydanı’nda korteji oluşturan SOL Parti üyeleri Gündoğdu’daki miting alanına coşku ile girdi.

YENİ YILA İŞSİZLİK VE HAYAT PAHALILIĞIYLA GİRDİK

KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ülkenin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal, toplumsal bunalım gittikçe derinleştiğini söyleyerek, “Bir avuç mutlu azınlığın dışında kalan herkesin, hepimizin geleceğe ilişkin umutları karartılmak isteniyor. AKP iktidarının bile isteye seçtiği, uygulamak üzere iktidara geldiği, IMF tavsiyelerine göre belirlediği ekonomi politik tercihleri bu ülkeyi her gün biraz daha fazla uçuruma sürüklüyor. Yeni bir yıla yine rekor üstüne rekor kıran işsizlik oranlarıyla, geçinmeyi giderek imkansız hale getiren yüksek enflasyonla, hayat pahalılığıyla girdik. Ülkemizi uluslararası mali sermayenin yağmasına açanlar, ucuz iş gücü cenneti yaratanlar emekçiler için ise cehennemin taşlarını döşediler. KHK’ler eliyle bir gecede on binlerce kamu emekçisi çalışma hakkından, işinden, ekmeğinden edilirken, iş güvencesinin ortadan kaldırılması, sözleşmeli, esnek, güvencesiz istihdamın temel istihdam haline getirilmesinde büyük bir adım attılar. Ağaç kökü yesinler dedikleri KHK’lilerin seyahat, eğitim hakkını gasp ettiler, banka hesabı açmayı dahi yasakladılar. Seçme ve seçilme hakları gasp edildi, halkın iradesini yok sayarak atadıkları kayyumlar eliyle emekçiler işlerinden edildi Emekçilerin, işçilerin başta grev hakkı olmak üzere sendikal hak ve özgürlüklerini engelleyip kent meydanlarını bizlere, işçilere, emekçiler yasakladılar, her tür hak arayışına zor aygıtlarıyla, şiddetle karşılık verdiler” diye konuştu.

ÇARŞI, PAZAR EL YAKIYOR

Son bir yılda yapılan zamlara vurgu yapan Gezen, “Son bir yıl içinde elektriğe yüzde 45, doğalgaza yüzde 44, peynir, süt, yoğurt gibi süt ürünlerine yüzde 35, çaya yüzde 32, köprü geçiş ücretlerine yüzde 47, toplu taşıma ve ulaşıma, tütün ürünlerine ve bebek mamasına yüzde 40, bebek bezine yüzde 35, akaryakıta yüzde 22 zam yapıldı. Son iki yıl içinde ise elektriğe yapılan zam oranı yüzde 75’i, doğalgaza yapılan zam oranı ise yüzde 65’i geçti. Yılın daha ilk haftasında Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprülerinin geçiş ücretlerine yüzde 14 zam yapıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde ekmeğin fiyatı son sekiz ayda yüzde 50 zamlandı. Çarşı, pazar el yakıyor. Ama damadın şirketine dönüşen TÜİK’e bakarsanız 2019 yılı resmi enflasyonu yüzde 11,84! Buna inanmamızı bekliyorlar” ifadelerine yer verdi.

EKONOMİ TIKIRINDA’ YALANLARINA ARTIK HİÇ KİMSE İNANMIYOR

Birgün'de yer alan habere göre Gezen sözlerine şöyle devam etti: “Oysa 2020 yılından itibaren vergi, harç ve cezaların yüzde 22,58 artırılması sadece bizim değil, hükümetin de kendi açıkladığı resmi enflasyon rakamlarına inanmadığını ispatlıyor. Buna rağmen alırken yüzde 22,58, verirken yüzde 11,84’lük enflasyonla, IMF politikalarına uygun olarak, emekçi sınıfların maaş artışlarını düşük tutuluyor. Bunun için halkın yaşadığı gerçek enflasyonu TÜİK vasıtası ile perdeleseler de siyasi iktidarın ‘işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutuklarına, ‘ekonomi tıkırında’ yalanlarına artık hiç kimse inanmıyor. Ve ne hikmetse her maaş artış döneminde enflasyon düşüveriyor! Bu ülkede neredeyse her iki kişiden birinin asgari ücretle çalıştığı, asgari ücretin ise açlık sınırının altında olduğu yetmiyormuş gibi asgari ücretten de vergi kesiliyor.”

YAPILAN ZAMLAR GERİ ALINMALI

Son olarak taleplerini sıralayan Gezen şunları ifade etti:

“Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere, iş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini istiyoruz. Kadınların sürekli ve güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, kamuya alımlarda eşitsizliği artıran, torpilin, kayırmanın, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik araştırması ve arşiv kaydı uygulamasına son verilmesini istiyoruz. Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınmalı. Tüm emekçilerin ücretlerinin insanca yaşanacak bir seviyeye çekilmesi için ek zam yapılmalı. Hem kamu emekçilerinin hem işçilerin TÜİK’in resmi hedeflenen enflasyon rakamlarını temel alan toplu sözleşmeleri hükmünü çoktan hükmünü yitirmiştir. Bu toplu sözleşmeler derhal yenilenmeli, maaşlarımızda-ücretlerimizde yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır. Demokrasiyi yok eden tüm uygulamalara, hukuksuzluklara, kayyumlara son verilmeli, halkın iradesi tanınmalı. KHK ile ihraç edilenler tüm haklarıyla iade edilmelidir.”

TEMEL KAMUSAL HİZMETLERİN HERKES TARAFINDAN ULAŞILABİLİR OLMALI

“Vergide adalet için, emekçilerin, halkın üzerindeki vergi yükünün azaltılması için, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılmalı, asgari ücret vergi dışı bırakılmalı. Temel tüketim maddelerinden alınan KDV sıfırlanmalı. Birinci vergi dilimi yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir. Kısacası az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak adil bir sistemin kurulmasını istiyoruz. Toplanan vergilerin emekçilere, halka geri dönmesi için, kamu kaynaklarının kimlerden toplanacağına, hangi ihtiyaçlar için harcanacağına halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla karar verilmeli; süreç açık, şeffaf yürütülmeli ve denetlenebilir olmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliği hayatın her alanında olduğu gibi yarattığımız kaynakların harcanmasında esas alınmalı. Özelleştirme soygununa, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, yağma ve talana son verilmeli. Temel kamusal hizmetlerin herkes tarafından eşit, ulaşılabilir, nitelikli bir şekilde sunulmasına öncelik verilmeli. Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle kaynaklarımız barış ve demokrasi için kullanılmalıdır.”

Etiketler
İzmir Miting