Kılıçdaroğlu, DİSK 16. Genel Kurulu'nda konuştu: Dünyanın bütün demokratları birleşin
DİSK 16. Genel Kurulu, İstanbul Haliç Kongre Merkezinde başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel kurulda konuştu.
DİSK 16. Genel Kurulu, İstanbul Haliç Kongre Merkezinde başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel kurulda konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Karl Marx bir dönem 'Dünyanın bütün işçileri birleşin' diyordu. Şimdi geldiğimiz 21 YY'da otoriter rejimlerin giderek güç kazandığı bir ortamda yeni bir söylemle yola çıkmak zorundayız. Dünyanın bütün demokratları birleşmek zorundayız" ifadelerini kullandı.
Erdoğan: Sermayenin milliyeti yoktur
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;
Ekonomide gelişmekte geriye giden bir ülkeyiz. Bunun çok değişik nedenleri var. Türkiye freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor. Hepimiz bu kamyonun içindeyiz.
İnsanın inancına, kimliğine ve yaşam tarzına saygı duymalıyız. 82 milyondan herhangi bir kişi bu 3 nedenden ötürü ötekileştirilirse buna isyan etmeliyiz. Bu yapılmadığı için ayrıştık, bölüştük. Bunun çıkış yolu demokrasidir.
Marx "dünyanın bütün işçileri birleşin" diyordu, şimdi otoriter rejimlerin güç kazandığı bir ortamda yeni bir söylemle yola çıkmak zorundayız. "Dünyanın bütün demokratları birleşin" demeliyiz.
2008'de sosyal güvenlik yasası reform diye toplumun önüne kondu. Bazı sendikalar karşı çıktı, bazıları destekledi. Niçin EYT'liler var? Kaç işçi, kaç sendikacı bunun farkında? Kişi prim ödeme gün sayısı dolunca işi bırakıyor. Çünkü çalışıp yaşı doldursa alacağı emekli aylığı düşecek. Siz böyle bir reform dünyada gördünüz mü?
1 demokrasi, 2 üreten Türkiye, 3 güçlü bir sosyal devlet, 4 sürdürülebilirlik. Hiç kimsenin açta açıkta kalmadığı, işsizlik yüzünden kimsenin kendini yakmadığı bir Türkiye'yi güçlü bir sosyal devlet kurarak inşa edebilirsiniz.
Hala taşeron işçiler var, apartman görevlilerinin çocuklarının güneş görmeye hakkı var mı? İyi eğitim görmeye hakkı var mı? Sendikacı olmak sadece işçinin sorunlarıyla ilgilenmek değil, Türkiye'nin ve dünyanın sorunlarını yakından izlemek ve çözüm üretmektir.
Bugün Türkiye egemen güçlerin taşeronluğunu yapıyorsa o ülkede sorun var demektir.
Sürdürülebilirlik devlette liyakat demektir. Siz bu ülkede ayakkabı kutusunda rüşvet alan insanı Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmek üzere bir başka ülkeye büyükelçi olarak gönderirseniz o ülkede sorun var demektir.