'Aşı bulunmadan yapılacak her türlü tahmin ve hedef gerçekçi değil'
Ekonomist Pelin Yenigün Dilek: Ekonomiyle ilgili Mart 2020 öncesi yapılan hiçbir hedef artık gerçekçi değil ve hatta aşı bulunmadan önce yapılacak her türlü tahmin ve hedef, birçok değişikliğe maruz kalacak.
Ülke ekonomileri üzerine analizler yapan LongViewTurkey’in ekonomisti ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) eski Ekonomi Danışmanı Pelin Yenigün Dilek, koronavirüs pandemisiyle ilgili bilinmezlikler sona ermeden, ekonomiyle ilgili tahminlerde en kötümser olanların dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Bu yaşanan krizin finansal ani duruş krizi değil, ekonomik ani duruş olduğuna dikkat çeken Yenigün Dilek, “Pandemiyi veya iklim krizini yönetmekle ekonomiyi yönetmek arasında ‘seçim ya da takas’ diye bir şey yok. Gelinen bu aşamada pandemi ve ekonomik kriz, sadece kriz döneminde kulak verilen sağlık sektörü uzmanlığı ya da merkez bankalarının boğucu likiditesi ile aşılamayacak gibi duruyor” dedi.
Yenigün Dilek, bu süreçten sonra artık ekonomik büyümeyi ve finansal piyasaları bir sene daha kurtaracak anlayışa, bir doktorun ekonomiye yarattığı faydayı aldığı maaşa bağlayan milli gelir ve finansal muhasebe sistemine, iklim krizini gençlerin aktivizmi ve bilim adamlarının evhamı olarak yorumlayan enerji politikalarına ve maksimum 4 seneye odaklanan siyaset anlayışına ihtiyaç olmayacağını vurguladı.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç, artık entegre sağlık, sosyal, eğitim, ekonomik ve finansal politikaların önemini anlayan bağımsız kurumlara ve liderliğe ihtiyaç olacağını anlatan Pelin Yenigün Dilek ile koronavirüsün ekonomiye etkilerini, Türkiye’nin YEP hedeflerini nasıl etkileyeceğini ve çözüm yollarını konuştu.
TEPE NOKTAYI GÖRMEDİK
- Koronavirüs nedeniyle küresel ekonomik faaliyette hızlı bir düşüş var. Virüsün etkisi ne oldu, kısa sürede geride kalır mı?
Krizle ilgili olarak, bazı kurumlar ekonomik tahminlerini aşağı yönlü düzeltmeye başladılar. Ama eldeki hangi verilerle bunları yapabildiklerini anlamıyorum. Şu anda Avrupa ve ABD’de pandeminin tepe noktasını görmedik. Çin’dekine benzer 2-3 aylık bir süreç içinde, tepe noktasının görüleceği görüşü kabul görüyor. Böyle bir senaryoda bile dünya ekonomik büyümesinin eksi olacağı ve ABD ve Avro bölgesinde mart ayıyla başlayan süreçte çift haneli daralmalar olacağı öngörülüyor. Pandemiyle ilgili bilinmezlikler sona ermeden, tahminlerde en kötümser olanları dikkate almalıyız.
BELİRSİZLİK AZALTILMALI
- Virüs nedeniyle ekonomide yaşanan şoka karşı ne yapılabilir? Bu belirsizlik ortamının geçmesi için atılan adımlar yeterli mi?
Talebin çöktüğü ve nakit akışının hızla daraldığı bir ortamda, ucuz kredi imkânları, kısa dönemde nakit sıkışıklığı için önemli olmakla birlikte, bireylerin ve şirketlerin ihtiyacı olan sadece maliyetlerin düşürülmesi değil; belirsizliğin azalması lazım. Çünkü şirketlerin ve bireylerin gelirleri düşerken, artan borçluluk oranları uzun vadede sıkıntı yaratabilir. Kısa vadede virüsle ilgili belirsizliği azaltamıyorsak, ekonomik olarak belirsizliğin azalmasına yardımcı olacak geniş içerikli ve toplumun tüm kesimlerini kapsayan politikalar sunulmalı. Ülkelerin açıkladığı programlarda, bu belirsizliği azaltmak için üç ortak nokta karşımıza çıkıyor: Çalışanların gelirlerini koru, şirketlerin nakit sıkışıklığıyla iflas etmesini engelle ve geri ödenemeyen krediler karşısında, finansal sistemi koru. Bütün ülkeler er ya da geç, bu üç alanda adımlar atmak zorunda kalacaklar.
EKONOMİK ANİ DURUŞ KRİZİ
- Bu krizi önceki yıllarda yaşanan krizlere benzetebilir miyiz, mesela 2008 krizi?
Bu yaşanan kriz finansal ani duruş krizi değil, ekonomik ani duruş. O yüzden karşılaştırma yapmanın anlamı yok. Merkez bankalarının “Ne kadar likidite gerekiyorsa verilecek” yaklaşımı gerekli ama bu krizde yeterli değil. Hem para politikası hem de maliye politikalarında alışılmışın dışında düşünce yapısına ihtiyaç var. Bu bağlamda, küresel ekonomide bütün ödeme sistemlerine bir çeşit müdahale olacak. Özel sektör ödemelerinde öteleme de ülkelerin finansal sektörlerinin gücü dahilinde önlem paketlerinin içinde. Fakat geçmiş dönemden farklı olarak merkez bankalarının, ülkelerin epidemiyi önleme aşamasında artan sağlık harcamalarını finanse etmek için çıkartılabilecek pandemi bonolarını alarak finanse etmesi artık politika tercihleri arasında.
VİZYON EKSİKLİĞİ
- Salgın dünyadaki küresel finansal mimaride değişime neden olur mu?
Bu kriz, umuyorum ki bütün dünyada liderlik kalitesinde bir değişikliğe sebep olacak. Uzun vade-kısa vade dengesini kuramayan vizyon eksikliği, artık eskisi kadar kolay paçayı sıyıramaz. Liderlik vasıflarında bir değişiklik, beraberinde uluslararası yapılanmada da bir dizi farklılaşmayı getirebilir. Uluslararası kurumlar, tek bir ülkeyi ya da bölgeyi kapsayan krizlere göre yapısal ve finansal olarak yapılanmış durumdalar. Bütün ülkeleri kapsayan bir kriz karşısında şu anda çok silahları yok. Gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için IMF, Dünya Bankası ve bölgesel kalkınma bankalarının da daha fazla kaynağa ve alışıldık politika araçlarının ötesinde enstrümanlara ihtiyacı olacak.
YEP HEDEFLERİ HAYAL
- Yeni Ekonomik Program (YEP) hedefleri böyle bir ortamda ne kadar gerçekçi?
Mart 2020 öncesi yapılan hiçbir hedef artık gerçekçi değil ve hatta aşı bulunmadan önce yapılacak her türlü tahmin ve hedef, birçok değişikliğe maruz kalacak. Öngörebildiğimiz vade için tahmin yapabiliriz. O da şu anda iki parametreye bağlı: Pandeminin tepe noktasını ne zaman görebiliriz, aşı ne zaman kullanıma hazır olacak?
- Bu dönemde yatırımcılara ve yurttaşa neler öneriyorsunuz?
İster şirket hedefleri olsun, ister kişisel öncelikler, bireysellik ve tek odaklılık artık eskisinden daha zor ve riskli. Uzun dönemde her türlü sosyal, çevresel ve sağlık sektöründeki baskıları bunlara verilecek politika tepkilerini ve hatta sistematik değişiklikleri tartışacağız. Kamu politikalarının ağırlığı her alanda artarken, şirketlerin yarattığı faydanın parasal değerlerden, sosyal ve çevresel konulara daha fazla kaydığını göreceğiz.
HANEHALKLARI DESTEKLENMELİ
- Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde bir dizi önlem açıklandı, bunlar şu anda ekonomide oluşan sorunları çözmeye ne derece çare olacak?
Ekonomik mesajlar ve politikalar, neyin önemli olduğu mesajını topluma vermekte eskisine göre daha fazla önem taşıyor. Açıklanan diğer ülke paketlerinde, “Hiçbir şirket iflas etmeyecek, mali konuları düşünmeyin; önce kendinize iyi bakın; sizler için ne gerekiyorsa yapacağız” mesajları önemliydi. Ardından nasıl sorusunu da hızlıca cevaplayan ülke programları gördük.
KAYNAK HAVUZU YOK
Türkiye’deki programın ana felsefesi de koruma olarak öne çıkıyor, ama nasıl ile ilgili sorular süreç içinde belirlenecek gibi duruyor. Çünkü Türkiye’nin ABD ve Avro bölgesi gibi bir kaynak havuzu yok. Şu aşamada, bütün sektörleri kapsayan ve toplumun her kesimine ulaşacak gelir yardımları olmadan, toparlamadan bahsetmenin mümkün olmayacağı anlaşılıyor. Öncelikli olarak hanehalklarının ve KOBİ’lerin mali olarak doğrudan desteklenmesi, serbest ve kayıtdışı çalışanların durumu, sağlık sektörüne yapılacak acil yardımlar cevap arayacağımız ilk konular olmalı.
İNŞAAT DEĞİL SAĞLIK
Bütün ülkelerde hem talep bazlı hem arz taraflı yapısal değişiklikler olma ihtimali yüksek. Sağlık sektöründe pandemi durumuna daha hazırlıklı olmak için hem fiziki kapasite artırımları hem de belli teknolojilerin daha fazla kullanımı olacak. Doğal afet ve sıradışı durumlara daha fazla hazırlıklı olmak için lojistik, sigorta sektörlerinde değişiklikler olacak. Havayolu trafiğinin az kullanılması ve turizmde tercihlerin değişmesi ve kapasite fazlası yaşayan sektörlerden başka sektörlere kayış da söz konusu. Talebin toparlanmasını desteklemek amacıyla, ülkelerin büyük yatırım projeleriyle destek olmaya çalışmaları pandemi sonrası gündeme gelecek. Büyük ihtimalle, gıda ve sağlık sektöründe kendine yeterlilik konusu daha fazla gündeme gelecek. Aynı şekilde iklim krizinin engellemeyle ilgili büyük yatırım projeleri göreceğiz.