İhtiyaç kredileriyle ilgili çarpıcı gerçek!
Merkez faizi tek haneye düşürdü ama kredi faizleri yükselişte.
Merkez Bankası iki hafta önce politika faizini yüzde 9,75'e çekti ancak kredi faizlerinde son dönemdeki yükseliş dikkat çekiyor. Bankaların ortalama ihtiyaç kredisi faizleri son bir ayda 1,25 puan artarak yüzde 15,35 seviyesine yükseldi. Üstelik bu ortalama rakam, kamu bankalarının salgın nedeniyle başlattığı özel kampanyalardaki düşük oranlar da dikkate alınarak hesaplanıyor.
Sozcu.com.tr'ye konuşan Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, kredi faizlerindeki artışın işletmelerin kapanması ve artan işsizliğin getirdiği riskle ilişkili olduğunu, pratikte kredi faizlerinin TCMB'nin açıkladığı ortalama oranın çok üzerinde olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son olarak 17 Mart’ta erken bir toplantıyla politika faizini (bir haftalık repo faizi) yüzde 9,75 seviyesine çekti ancak bankaların kredi faizleri artıyor.
Koronavirüs salgını nedeniyle zor duruma düşen milyonlarca kişi, başka bir destek olmadığı durumda krediye ihtiyaç duyuyor ancak zaten yüksek olan kredi faizleri daha da yükseliyor.
İki yıl sonra politika faizini tek haneye çeken Merkez Bankası’nın (TCMB) verilerine göre, bankalarca açılan kredilere uygulanan ağırlıklı ortalama faiz oranları, corona virüsü salgınının etkili olduğu mart ayında yükseldi.
21-28 Şubat 2020 döneminde yüzde 14,10 seviyesinde olan ortalama ihtiyaç kredisi faizi, 20-27 Mart haftasında ortalama yüzde 15,35 seviyesine yükseldi. Aynı dönemde, ortalama ticari kredi faizleri de yüzde 11,54’ten yüzde 12,22’ye ulaştı.
KREDİ FAİZLERİNDEKİ YÜKSELİŞİN NEDENİ RİSK ARTIŞI
Sozcu.com.tr’ye konuşan iktisatçı Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, bankaların kredi faizlerini belirlerken sadece merkez bankası fonlama faizlerine ya da mevduat faizlerine bakmadığını, kredi piyasasındaki gelişmeleri ve ekonomideki gidişatı dikkate aldığını hatırlattı.
Salgın nedeniyle birçok işletmenin kapandığı ve birçok insanın da işsiz kaldığı koşullarda kredi geri dönüşlerinde sorun olma ihtimalinin artacağını ve bu nedenle bankaların kredi arzının doğal olarak azalacağını belirten Uzunoğlu, “risk artışı nedeniyle kredi faizleri de artıyor” dedi.
TCMB politika faizi ve mevduat faizleri ile kredi faizleri arasındaki makasın açılmasının, artan riskten kaynaklandığını vurgulayan Uzunoğlu, Türkiye’nin kredi temerrüt takası (CDS) primlerinin 600’ler seviyesine ulaştığını hatırlatarak “Bankaların vadesi gelen dış borçlarını yenileme maliyetleri de yükseliyor, bu da kredi faizlerini artırıyor” ifadelerini kullandı.
PRATİKTE FAİZLER ÇOK DAHA YÜKSEK
TCMB’nin ortalama kredi faizi rakamları hesaplanırken, kamu bankalarının hükümetin talebiyle ekonomiye destek için uygulamaya aldığı ve piyasa faizlerinin altında oranlarla kullandırdığı kredilerin de dikkate alındığını hatırlatan Uzunoğlu, pratikte vergiler ve komisyonlar da eklendiğinde bankaların özel kampanya dışı normal kredi faizlerinin çok daha yüksek olduğuna dikkat çekti.
Nitekim, özel bir bankadan 12 ay vadeli 10 bin TL’lik bir ihtiyaç kredisi çektiğinizde, kredi tahsis ve sigorta ücreti ile vergiler dahil edildiğinde yıllık maliyet yüzde 28’e kadar ulaşıyor.
İFLAS RİSK PRİMLERİ (CDS) SON 10 YILIN ZİRVESİNDE
Salgının küresel ekonomiye darbe indirmesinin ardından, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerden Mart’ta 83 milyar dolarlık sıcak para çıkışı olurken, bu ülkelerin kredi temerrüt takası (CDS) primleri de yükseldi.
4 Şubat’ta 239 seviyesine kadar düşen Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri, 10 yıl sonra ilk kez 600 seviyelerini aştı ve dün 616’dan kapandı. En son Eylül 2018’de kur krizi sırasında Türkiye’nin CDS’leri 576 seviyesine yükselmişti.
CDS’lerin 616 seviyesinde olması, Türkiye’de Hazine ya da bankalar yurt dışından dövizle borçlanırken, yaklaşık 6,16 yüzde puanlık ek faiz ödemesine neden oluyor.