Sözcü yazarından Saray'a IMF çözümü: 'Abdülhamit'in fikriydi dersin, halka yedirirsin'
Sözcü'nün ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, yen tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının ekonomide yarattığı tahribata ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözcü'nün ekonomi yazarı Murat Muratoğlu, yen tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının ekonomide yarattığı tahribata ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıyı "Şu aralar ülkece biraz sıkışığız dövize. Yabancı yatırımcılardan borç istesek kimse kredi açmıyor bize. İçeride para basıyoruz ama kullanılmıyor ki yurt dışına borç ödemede. Dolar bulmamız gerekiyor haliyle. Bir yıl içerisinde vadesi gelen 174 milyar dolar borcumuz var" diyerek anlatan Muratoğlu, iktidarın kesin bir dille reddettiği IMF seçeneğine değindi.
Türkiye'nin dış borçlarına dikkati çeken Muratoğlu, "IMF son çare" dedi. İktidarın, “Buradan geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil" sözü için de, "Lafını bir yolla çevirmek icap ediyor" diyen Muratoğlu, "Karar verdin mi bir kere, ikna ettin mi IMF'yi de… Gerisi kolay! Yandaş medya ne işe yarar? Olası anlaşmayı; “IMF aslında Abdülhamid'in fikriydi, kökleri Osmanlıya dayanan bir kuruluş kendisi” dersin, halka yedirirsin. Neleri yemedi ki, buna tokum desin!" ifadelerini kullandı.
Murat Muratoğlu'nun "IMF aslında Abdülhamid’in fikriydi!" başlıklı yazısı şöyle;
Bu virüs olayı olmasaydı ekonominin batık olduğunun anlaşılması zaman alacaktı. Salgın sürecinde her şey gün gibiortaya çıktı!
Şu aralar ülkece biraz sıkışığız dövize… Yabancı yatırımcılardan borç istesek kimse kredi açmıyor bize… İçeride para basıyoruz ama kullanılmıyor ki yurt dışına borç ödemede… Dolar bulmamız gerekiyor haliyle…
★★★
Bir yıl içerisinde vadesi gelen 174 milyar dolar borcumuz var. İlla ödememiz gerekmiyor, çevirsek de yeter. Bugünlerde minimumu ödeyip borcu ertelemek dolar bazında yüzde 8-9 faizi kabul etmek demek.
Bizim kadar zor durumda olan ülke sayısı belki bir elin parmakları… Yurtdışı borçlanma piyasaları sonbahardan önce açılmaz.
Para bulabileceğimiz kaynaklar sınırlı… Peki, ne olacak? Ya bir yol bulunacak, ya Türkiye duvara çarpacak!
Dünyadaki bütün para kaynaklarını kontrol eden ülke Amerika… Dedi ki; “Rezervlerinizde tutuğunuz Amerikan tahvili varsa getirin, gerekirse iki katı nakit doları size vereyim.”
İyi güzel de, Türkiye Rusya'dan S-400 füzesi alması ve Halkbank davası nedeniyle Amerika bize yaptırım uygulayacak paramızı ödemeyecek diye rezervlerindeki bütün Amerikan tahvillerini sattı neredeyse…
Şöyle ki; Bundan 5 yıl önce rezervinde 80 milyar dolarlık Amerikan tahvili tutan Türkiye'nin portföyü 2.7 milyar dolara kadar indi… Dişimizin kavuğuna bile yetmez ki!
Diğer bir seçenek Amerika ile takas yapmak. Onlara Türk Lirası verip karşılığında Amerikan doları almak… Şartı; Bu ay kurulacağı söylenen S-400'leri unutmak. Sahi ne oldu o iş?
O da olmazsa kaldık mı IMF'ye? Hayır tabii ki de!
Erdoğan Meclis açılış konuşmasında; “IMF defterini tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattığımızın altını çizerek ifade etmek istiyorum” diyerek bu işin dönüşünün olmayacağını belirtti.
Bu kadar net konuştuktan sonra gidip de Türkiye'nin anlaşma yapması düşünülebilir mi?
★★★
IMF'den para almak için şeffaf olmamız gerek. Anlaşırsan, borcu ödeyene kadar yandaşa kuzu döşünde marine edilmiş garantili ihale veremezsin!
Tabii önce S-400'ler için; “Buradan geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil” lafını bir yolla çevirmek icap ediyor. Bu nedenle IMF son çare…
★★★
Karar verdin mi bir kere, ikna ettin mi IMF'yi de… Gerisi kolay! Yandaş medya ne işe yarar?
Olası anlaşmayı; “IMF aslında Abdülhamid'in fikriydi, kökleri Osmanlıya dayanan bir kuruluş kendisi” dersin, halka yedirirsin. Neleri yemedi ki, buna tokum desin!