Varlık Fonu borcunu 2 kat artırdı: Varlık değil, borçlanma fonu!
Kamunun gelir getirici en önemli kurumlarını bünyesinde bulunduran AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye Varlık Fonu, borcunu bir önceki yıla göre yaklaşık iki katı artırarak 75 milyar TL’ye çıkardı.
Kanun gereği geçen yılın ekim ayında TBMM’ye sunulması gereken Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) ait 2018 Yılı Denetim Raporu, yedi ay gecikmeli olarak teslim edildi.
Devlet Denetleme Kurumu’nun raporuna göre AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu fon, kamunun önemli birçok kuruluşunu bünyesinde bulundurmasına rağmen borcunu bir yılda neredeyse ikiye katladı.
Birgün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre; Türk Hava Yolları, Türk Telekom, Ziraat Bankası, Halkbank, BOTAŞ ve PTT başta olmak üzere çok sayıda gelir getirici kuruluşu bünyesinde bulunduran TVF’nin 2017 yılında 37 milyar TL olan borcu 2018’de 75 milyar 404 milyon TL’ye yükseldi. Bu borçların 58 milyar TL’si uzun dönem borçlardan oluşurken geri kalan borçlarının ise kısa vadeli olduğu bildirildi.
ŞAHISLARA 500 MİLYAR TL KREDİ VERİLDİ
TVF’nin talep eden kuruluşlara ve şahıslara verdiği borçlar da raporlarda kendisine yer buldu. Edinilen bilgiye göre, TVF, 2018’de tam 641 milyar TL’lik avans ve kredi kullandırdı. Bunun 500 milyar TL’si kişilere verilen kredileri oluşturdu. Bu borçların kimlere verildiği ise raporda yer almadı.
ŞİRKETLERİNİ KONTROL EDEMİYOR
Birçok önemli kamu işletmesini elinde bulunduran TVF’nin bu şirketleri kontrol edemediği de ortaya çıktı. Denetim raporunu hazırlayan uzmanlar, fona devredilen birçok şirkete ait pay sahipliğinden doğan yönetim hakkının kullanılamadığını bildirdi.
Bakanlar Kurulu tarafından şirketlerin fona devredilmesi, yönetimlerinin fon tarafından yapılacağı anlamına gelmediği belirtildi. TVF bünyesinde olmasına karşın Türk Telekom, Halk Bankası, Ziraat Bankası, Türksat, PTT, BOTAŞ, ETİ Maden gibi şirketlerin fon tarafından kontrol edilemediği için yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu bildirildi.
Kanunda yer alan son tarihten yedi ay sonra TVF’nin denetim raporlarının TBMM’ye sunulmasının nedeni de yine bu raporlarda ortaya çıktı. Raporlara göre Cumhurbaşkanlığı tarafından geçen temmuzda denetim için Devlet Denetleme Kurulu’nda talimat gönderildi. Ancak TVF, mali tablolara ilişkin bağımsız denetim raporlarını, Devlet Denetleme Kurumu’na teslim etmedi. Buna gerekçe olarak ise “Henüz hazır değil” denildi. Uzun uğraşlar ve kurumlar arası yazışmalardan sonra Cumhurbaşkanlığı’nın talimatı, TVF tarafından altı ay sonra yerine getirildi. Devlet Denetleme Kurumu’nun raporu, ocaktan sonra hazırlanmaya başlandı.
Denetim Raporu’nda, milyarlarca TL’lik kaynağı elinde bulunduran TVF yönetiminin bir türlü toplantı yapmadığı da bildirildi. Buna göre aralarında Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yanı sıra Rifat Hisarcıklıoğlu, Fuat Tosyalı, Yiğit Bulut gibi isimlerin bulunduğu yöneticiler, iki katı borç artışının yaşandığı 2018 yılı faaliyet dönemine ilişkin hiç toplantı yapmadı.
ÖZEL: HAYIRSIZ DAMAT FONUNA DÖNÜŞMÜŞ
Raporu incelediğini belirten CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Rapor, TVF’nin varlık yaratmak yerine borç yaratan bir yapılanma haline geldiğini ve adeta bir paralel hazineye dönüştüğünü ortaya koydu. Elimizdeki bilgiler fonun, Hazine garantisiyle 34 milyar TL’lik borç ürettiği yönünde” dedi.
Şirketin 2018 yılı faaliyet dönemine ilişkin mevzuata rağmen 2019 yılının ilk 3 ayında olağan genel kurul toplantısı gerçekleştirilmediğine de dikkat çeken Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kuruluşundan bu yana mevzuata aykırı iş ve işlemler yapan bir şirketten söz ediyoruz. Başkanlığını Tayyip Erdoğan’ın, başkanvekilliğini Berat Albayrak’ın yaptığı bir şirketin denetim süreci başta olmak üzere neredeyse tüm faaliyetlerinde kanunun etrafından dolandığı anlaşılmaktadır. Aynı zamanda yürütmenin başı da olan şirketin başının kanun tanımaz, hukuk tanımaz bir yönetim sergilediğini gözler önüne sermektedir. Şirketin sadece mali denetime tabi tutulmuş olmasını, hukuka uygunluk ve performans denetimi yapılmamış olmasını da not etmek durumundayız. Norveç Varlık Fonu yöneticisi, bir başka fon yöneticisinin kiraladığı uçakla seyahat ederek kurumun itibarını ve kültürünü zedelediği için istifa etmişti. Türkiye’de ise ülkemizin geleceğindeki varlıklarının bile içine konduğu TVF’nin kamu kaynaklarının ne şekilde kullandığı ya da ekonomiye nasıl faydalı olabileceğine yönelik denetlemelerinin yapılmamış olmasını ciddi bir eksiklik olarak görüyoruz.”