Yılbaşından bu yana 62 milyar dolarlık müdahale yapıldığını açıklayan ekonomist: Sürdürülebilir değil
Dolar önceki akşam başlayan hareketini dün de sürdürdü. Gün içinde 6.97 lirayı aşan dolardaki hareketlilik uzmanlara göre risklerin arttığına işaret ediyor.
Dolar önceki gün akşam saatlerinde kısa bir süre de olsa 2 aya yakındır bulunduğu dar banttan yükselişe geçti ve 7 seviyesine yaklaştıktan sonra yeniden 6.85 liraya indi. Dün sabah ise güne 6.86 lira seviyelerinden başlayan dolar bir süre 6.90 lirada kalırken 6.97 lirayı aşarak ayın en yüksek seviyesine çıktı. Euro ise hızlı yükselişini sürdürdü ve 8.18 lirayı geçti. Sepet kur 7.6 lira ile tüm zamanların zirvesinde. Türk Lirası dünün yüzde 1’i aşarak günün en çok değer kaybeden para birimi oldu.
Peki 1.5 aydır yatay seyrini sürdüren dolardaki bu hareket neye işaret ediyor?
Dünya gazetesinden Şebnem Turhan’ın haberine göre, Analistler uzun bir süredir Merkez Bankası ve kamu bankaları eşliğinde yapılan müdahalelerle dolar kurunun belli bir seviyede tutulduğuna işaret ederken bu tür hareketlenme risklerinin her zaman var olduğunu vurguladı. Ekonomist Haluk Bürümcekçi, yılbaşından bu yana 62 milyar dolarlık müdahale yapıldığını dile getirdi.
Dolar dışarıda ise değer kaybediyor. Dolar endeksi 94 seviyesinin altında ve Euro/dolar paritesi değer kazanmaya devam ediyor. Türkiye’de ise işler biraz tersine işliyor. Euro’da yükseliş yurtdışına paralel yaşanırken dolar dışarıdaki değer kaybına rağmen yurtiçinde yükselişe geçti. Konuya ilişkin açıklama yapan bir analist Merkez Bankası’nın müdahaleyle dolardaki yükselişi durdurmaya çalıştığını hatırlatarak bunun da rezervleri erittiğini ve eritmeye de devam ettiğini belirtti.
TEMMUZDA DOLAR ENDEKSİ YÜZDE 3,6 GERİLEDİ
Dolar endeksinin 2018’den bu yana en düşük seviyede iken ve dışarıda değer kaybederken yurtiçinde değer kazanmasının çelişkili olduğunu vurgulayan analist talebin yerli ve yabancıdan gelebileceğini kaydetti. Yabancının çıkışının halen sürdüğünü hatırlatan analist yerlinin ise kambiyo vergisi ve düşük faize rağmen dolar talebi olduğuna işaret etti. Ayrıca Merkez Bankası’nın geçen hafta uzun bir aradan sonra VİOP’ta vadeli döviz kontratlarında tekrar işlem yaptığına da dikkat çeken analist daha önce kamu bankaları için yapılan bu işlemin tüm bankalar için yapılmasının da döviz kurunu tutmak için yapılmış hamle olarak yakından izlendiğini vurguladı. Bir diğer bilgi veren uzman tüm kur sepetinde bir hareket olduğunu dile getirerek Türkiye’de ise ekstra haberler olduğuna dikkat çekti. ABD-Çin gerginliği ve ikinci dalga endişelerinin arttığını hatırlatan uzman zaten aşırı olan risk alta iştahının düşmesinin de bu sonucu doğurduğuna işaret etti.
Öte yandan dolar başlıca para birimleri karşısında temmuzda yüzde 3,6 geriledikten sonra yaklaşık 10 yılın en kötü aylık performansını kaydetmeye hazırlanıyor. Dolar endeksi mayıs ortasından bu yana yaklaşık yüzde 7 geriledi. Açık dolar pozisyonları iki yılın en yüksek seviyesinde bulunuyor.
Analistler teknik olarak dolar/ TL kuru için 6.93 lira seviyesini direnç olarak izlendiğini, 6.81 lira seviyesinin de destek konumunda olduğunu belirtiyor.
İLK 6 AYDA 62 MİLYAR DOLARLIK MÜDAHALE
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, şimdi neden doların hareketlenmeye başladığını bilmenin zor olduğunu dile getirerek yerli oyuncunun talebi olabileceğini ancak uzun süredir sürdürülen politikanın daha dikkate değer olduğunu söyledi. Bürümcekçi, haziran sonuna göre yılbaşından bu yana 62 milyar dolarlık bir müdahale olduğunun hesaplandığına dikkat çekerek şunları söyledi:
BÜYÜK MÜDAHALELER YAPMAK ZORUNDA KALINIYOR
“Rezervi artıran ve azaltan işlemlerin farkı oldukça yüksek. 62 milyar dolar gitmiş durumda. Konu büyük, konuyu doların yükseldiği düştüğüne bağlamak zor. Niye 6.85 liraya çakıldı kaldı? Öncelikle altyapısı yabancı pozisyonu kalmadı kısıtlamalar. Swaplar özellikle yabancıların TL alıp açığa sattıkları işlemlerdi onlara kısıtlamalar geldi.
40-50 milyar dolarlar boyutundayken kalmadı. Yabancı portföy çıkışları 11-12 milyar dolar oldu. Yabancıyla ilgili sorun kalmadı ve oradan bir hareket gelmiyor. Geriye vatandaş ve ticaret kalıyor. Vatandaş geçen yıl ciddi boyutta döviz almıştı. Eskisi kadar faizin cazip olmaması ve kambiyo vergisi vatandaşın talebini dizginliyor. Aşırı bir sıçrama yaratmıyor. Geriye cari denge kalıyor, O taraf da kötü gidiyor. Gördüğümüz gibi sızıntı oluyor, büyük müdahaleler yapmak zorunda kalıyorlar. Bu dövizi karşılayacak Merkez Bankası dışında mecra yok.
Ve böylece kurda bir sakinlik sağlanabiliyor. Kısmi sermaye kontrolü ve müdahalelerle. Şimdi niye oldu, bunu bilmek zor.
Bir süredir bu politika sürüyor. Sürdürülebilir değil diyoruz. Müdahaleyi bitirirsen faizi yükseltmek zorunda kalırsın ve öyle bir eğilim de yok. 2019’dan beri 94 milyar dolarlık bir müdahale var.”
HAZİRANDA DÖVİZ VARLIKLARI YÜZDE 13,2 AZALDI
Merkez Bankası haziran dönemine ilişkin "Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Gelişmeleri" verileri yayımlandı. Buna göre, resmi rezerv varlıkları haziranda bir önceki aya kıyasla yüzde 5 azalışla 86.3 milyar dolar oldu. Aynı dönemde döviz varlıkları yüzde 13,2 gerileyerek 45. 8 milyar dolara inerken, altın cinsinden rezerv varlıklar yüzde 6.5 yükselişle 39,1 milyar dolara çıktı. Vadesine 1 yıl veya daha az kalmış Merkezi Yönetim ve Merkez Bankası'nın önceden belirlenmiş döviz çıkışları (döviz kredileri, menkul kıymetler ve mevduat işlemlerinden doğan yükümlülükler) haziranda bir önceki aya göre yüzde 4,4 azalarak 21.2 milyar dolara düştü. Bu tutarın 16.3 milyar doları anapara, 4.9 milyar doları faizden oluştu. Bu dönemde, Merkez Bankası'nın yurt içi ve yurt dışı yerleşik bankalarla yaptığı finansal türev işlemlerinden kaynaklanan net döviz ve altın yükümlülükleri 58.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, söz konusu tutarın 15.5 milyar doları bir ay vadeli olarak kayıtlara geçti. Şarta bağlı döviz çıkışları, 1 yıl içinde ödenecek Hazine garantili dış borçlar ile diğer yükümlülüklerden (bankacılık sektörünün döviz ve altın cinsinden zorunlu karşılıkları ve akreditifler) oluştu. Söz konusu yükümlülükler haziranda bir önceki aya göre yüzde 1 artarak 27.9 milyar dolar oldu.