Akdeniz’de hava yumuşarsa piyasalar nasıl etkilenir? Uzmanlardan önemli açıklamalar
Doğu Akdeniz krizine ilişkin değerlendirme yapan uzmanlara göre jeopolitik risklerin azalması piyasaları bir nebze de olsa rahatlatabilir ancak Türkiye'nin enflasyon ve faiz gibi halletmesi gereken daha önemli meseleleri bulunuyor.
Türkiye ve Yunanistan arasında Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim uzun süredir devam ediyor. Piyasaların da yakından takip ettiği gerilimde dün yeni bir gelişme yaşandı. Reuters, Türkiye ve Yunanistan’ın yakın zamanda İstanbul’da görüşme konusunda uzlaşı sağladığını duyurdu.
Bir gazetecinin, “Türkiye ve Yunanistan arasındaki görüşmeler İstanbul’da mı olacak?” sorusunu yanıtlayan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “İstikşafi görüşmeler başlayabilir. Çerçeve, prensipler belli olacak. Ona göre tarih ve yer konusu belirlenir.” dedi.
Piyasaları rahatlatması beklenen bu gelişme şu an için beklenen etkiyi yapmasa da uzmanlar jeopolitik risklerde yaşanan düşüşün piyasalara da olumlu yansıyacağı görüşünde. Ancak ekonomi için daha önemli başlıklar da masada duruyor.
MEHMET GERZ: TÜRKİYE’NİN TEK SORUNU BU DEĞİL
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz konu hakkında sozcu.com.tr’ye açıklamalarda bulundu.
Jeopolitik risklerdeki azalmanın kısa vadede olumlu olabileceğini belirten Mehmet Gerz, “Ancak Türkiye'nin tek sorunu bu değil. Döviz kuru ve enflasyon beklentileri yükseliyor. Kredi notumuzu tarihteki en düşük seviyeye indiren Moody's raporunda önemli uyarılar var” açıklamasında bulundu.
KREDİ NOTU EN KÖTÜ SEVİYEDE
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's 12 Eylül'de, Türkiye kredi notunu B1'den B2'ye düşürmüştü. Yatırım yapılabilir seviyenin 5 kademe altındaki bu not, 2001 krizi dönemi dahil Türkiye tarihinin en kötü kredi notu oldu. Bu seviyede Türkiye ile birlikte Uganda ve Tanzanya gibi ülkeler bulunuyor. Moody's, rezervlerdeki sert düşüşe ve Doğu Akdeniz'de artan gerilime de işaret etmişti.
“FAİZLER %11.5’İN ÜZERİNE ÇIKARSA KURLARDA GERİLEME GÖREBİLİRİZ”
TCMB'nin faizleri gerektiği kadar artırarak, kurumsal karar alma kapasitesini göstermesi gerektiğini belirten Gerz, “Faizler enflasyon beklentisi olan %11,5'un üzerine çıkarsa döviz kurlarında gerileme görebiliriz. Döviz kuru istikrar kazanırsa borsanın önü açık çünkü hisse senetleri son 15 yılın en düşük değerinde işlem görüyor.” ifadelerini kullandı.
ENVER ERKAN: DİPLOMASİ KANALININ KULLANIMI OLUMLU
Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan da konu hakkında açıklamalarda bulundu.
Türkiye ile Yunanistan arasında artan doğrudan diyalog ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Macron arasındaki telefon görüşmesinin BİST'in pozitif hareketinde etkili olduğunu ve yukarıda kapanmasını sağladığını hatırlatan Erkan, “Bugün borsada alım etkisi devam ediyor ve hafta başındaki sert satışlardan geri dönüş yapma eğilimi içinde. Haberlere göre, Türkiye ve Yunanistan İstanbul’da bir görüşme yapmayı kabul etti. Mevcut ortamda diyaloğun sürdürülmesi ve sorunun çözümü için diplomasi kanalının kullanımı olumlu.” yorumunda bulundu.
“KURDA BİR ETKİSİNİ GÖRMEDİK”
Kurda ise herhangi bir etki görülmediğini söyleyen Erkan, “Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesinde, aynı zamanda küresel olarak dolar, diğer para birimlerine karşı güçlendiği bir ortamda artmayı sürdürüyor. CDS'ler 567 bps, gösterge faizi %13,77 seviyesinde. TCMB toplantısından genel beklenti, politika faizinin sabit kalması ve likidite yönetimiyle yapılan sıkılaştırmanın devam ettirilmesi yönünde. Merkez Bankası, TL'yi desteklemek için şimdiye kadar likiditeyi düşürerek ortalama fonlama maliyetini 320 baz puan artırarak temmuz ortasından bu yana %10.61’e çıkardı.” ifadelerini kullandı.
CEM BAŞLEVENT: YAPTIRIM ENDİŞELERİNİN AZALMASI OLUMLU YANSIR
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent konu hakkında sozcu.com.tr'ye açıklamalarda bulundu.
Doğu Akdeniz’deki gerilimin azalmasının ve taraflar arasındaki iletişimin normalleşmesinin, piyasalarda küçük boyutlu da olsa, pozitif etki yapacağını söyleyen Prof. Başlevent, “Özellikle Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye yönelik bir yaptırım kararının çıkmasına dair endişelerin azalması, piyasalara olumlu yansıyacaktır. Bu tür siyasi gelişmelerin, ekonomiye doğrudan etkileri olmasa dahi, piyasalardaki büyük oyuncular tarafından fiyatları istedikleri yöne çekmek için bir gerekçe olarak kullanıldığını da hesaba katmakta fayda var.” açıklamasında bulundu.