Bütçesi en yüksek olan kurumlardan biri olan SGK'daki 'açık' büyüyor!
AKP iktidarının ‘sanal iyilik’ hali yaratmak için verileri makyajlamasına rağmen SGK’nin gelir-gider dengesi hızla bozuluyor, ‘açık’ giderek büyüyor.
AKP iktidarının ‘sanal iyilik’ hali yaratmak için verileri makyajlamasına rağmen SGK’nin gelir-gider dengesi hızla bozuluyor, ‘açık’ giderek büyüyor.
Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kılıç'ın hazırladığı Birgün'deki haber şöyle:
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Programı sunumunda istihdamın artırıldığını, ülkenin üretim ve yatırımda küresel bir cazibe merkezi haline getirildiğini ifade etti ve sanal bir iyilik tablosu sergiledi.
Oysa rakamların gösterdiği gerçek şu, resmi verilere göre Türkiye’nin en yüksek bütçeli kurumlarından biri olan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) gelir-gider dengesi hızla bozuluyor. SGK, 2020 Ocak-Temmuz arasındaki ilk yedi ayda tarihi rekor kırarak 50 milyar TL ‘açık’ verdi, prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı ise yüzde 71,8’den yüzde 62,7’ye düştü.
DENGE HIZLA BOZULUYOR
AKP iktidarının sanal iyilik hali yaratmak için verileri makyajlamasına ve manipülasyonuna rağmen gerçekte SGK’nin gelir- gider dengesi hızla bozuluyor ‘açık’ artmaya devam ediyor.
Sosyal güvenlik sisteminde gelirler ve giderler arasındaki dengenin sağlanması sistemin sürdürülebilir olması bakımından son derece önemli. AKP iktidarı, sosyal güvenlik sisteminin mali açıdan sürdürebilirliğinin sıkıntıda olduğu gerçeğini gizlemek ve üzerini örtmek için reklamlarla halka pembe tablo pazarlamaya çalışıyor. Oysa rakamların gösterdiği gerçek durum bunun tam tersi. SGK’nin 2019 yılında toplam 39,9 Milyar TL olan açığı, 2020 yılının ilk 7 ayında tarihi rekor kırarak 50 Milyar TL oldu.
SGK’de prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranları da giderek düşüyor.
SGK’nin en önemli finansman kaynağı primler. Prim gelirleri 2019 yılında emekli aylıkları ve sağlık ödemelerinin yüzde 71,8’ini karşılarken yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi bu oran prim gelirlerinin azalması ve prim alacaklarının tahsil edilememesi sonucunda bu yılın ilk 7 ayda yüzde 62,7’ye düşmüş durumda.
Yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve ekonomik durgunluk sosyal güvenliğin finansal durumunu negatif yönde etkiler. Artan finansal ve ekonomik krizler istihdamın korumasızlığını artırır, formel sektörde kitlesel iş kayıplarına, işsizlikte hızlı artışa ve kayıt dışı istihdamın daha da genişlemesine neden olur.
İş olanakları, gelirleri ve yaşam düzenlerinde yıkıcı zincirleme etkiler görülen insanların sosyal sigortaya katkı yapmaları olanaksızlaşır ve prim ödeme eğiliminde azalma olur. Primini ödeyemeyen işveren ve kişi sayısı artar.
Bakan Albayrak,”İstihdamın nicelik ve niteliğini artıracak politika ve tedbirler uygulanmaya devam edeceğiz, salgın sonrası küresel tedarik zincirinde ortaya çıkan aksamaları fırsata dönüştürerek ülkemizi üretim ve yatırımda küresel bir cazibe merkezi haline getireceğiz” iddiasında bulunsa da yukarıdaki tablo bunun aksini işaret ediyor. Bu tablo bize salgının makroekonomik denge ve finansal istikrar üzerindeki olumsuz etkilerinin devam ettiğini, toparlanmanın olmadığını ve yeni dengelenmenin çöktüğünü gösteriyor.
1 Nisan-30 Haziran tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğu kabul edilen bazı sanayi, imalat ve işletmelerin prim ödeme sürelerinin ötelenmesinin yukardaki tabloyu etkilediği var sayılıyor. Ancak prim gelirlerinin emekli aylık ve sağlık ödemelerini karşılama oranındaki en sert düşüş prim ertelenmesi dışında kalan temmuz ayında yüzde 53,7 olarak gerçekleşti.
Gerçek şu ki yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlik giderek artıyor. Rakamlarla sabit olduğu üzere kriz ve dövizdeki artışın sonucu olarak yüzlerce işyeri, fabrika kapandı ve binlerce işçi işten çıkarıldı. Bu şekilde prim ödeyemeyenlerin sayısının giderek artması ve prim alacaklarının tahsil edilememesi ile de SGK gelir-gider dengesi olumsuz etkileniyor. ‘Açık’ artıyor ve prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranları düşüyor.
Önümüzdeki günlerde Sosyal Sigorta Sistemi’nin yeniden düzenlenmesi ile emekli aylık ve ödeneklerinin, kıdem tazminatının yeniden yapılandırılması gündeme gelecek. Başta kamu olmak üzere birçok sağlık işletmesinin borçlarını ödeyememesi ve iflas etmesi, sunulan sağlık hizmetleri kapsamı yani teminat paketinin daraltılması ve hizmete erişimde kısıtlamaların söz konusu olması kuvvetle muhtemel.