'En ağır bilanço ekonomide ortaya çıktı'

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, yeni kabineye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'En ağır bilanço ekonomide ortaya çıktı'

CHP İstanbul Milletvekili Karabat: “Kabine açıklandıktan sonra en ağır bilanço ekonomide ortaya çıktı. Türk hisse senetleri yüzde 3, banka hisse senetleri ise yaklaşık yüzde 4 oranında düşmüştür. Türk lirası da dolar karşısında kabinenin açıklanmasını izleyen saatlerde ise yaklaşık yüzde 4 değer kaybetmiştir. Kısacası bu kabine daha işbaşı yapmadan ülkeye ağır bir bedel ödetmiştir.” dedi.

9 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin etmesinin ardından “yeni sisteme” geçildiği ilan edilmiş ardından da yeni kabine açıklanmıştı. Yeni kabinenin açıklanmasının ardından ekonomide meydana gelen dalgalanmayı değerlendiren CHP Milletvekili Özgür Karabat, ekonomide zaten sıkıntılı olan tablonun yeni kabine ve yeni sistemin uygulamalarıyla daha da kırılgan hale geldiğini açıkladı.

Karabat: “Yeni Sitem diye ilan ettikleri durum aslında 2 yıldır yaşadığımız OHAL hukuksuzluğundan başka bir şey değil. Tekirdağ Çorlu’da yaşanan ve 24 vatandaşımızın hayatını kaybettiği facianın üzerinden saatler geçmişken sarayda şaşalı törenler düzenlenmesi sarayın gündemi ile halkın beklentilerinin ne kadar ayrıştığını gösteriyor.” dedi.

10 Temmuz 2018 tarihinde yemin ederek resmen göreve başlayan bakanlara da değinen Karabat: “Bu kabine açıklanır açıklanmaz, özellikleri ve yeterlilikleri itibariyle kamuoyunda tartışmalara neden oldu. Özellikle hastane zinciri sahibi Fahrettin Koca’nın Sağlık Bakanı yapılması, Özel okul sahibi Prof. Dr. Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanı olması Turizm şirketi sahibi Mehmet Ersoy’un Kültür ve Turizm Bakanı olması, önceki dönem hangi vasıfla Enerji Bakanı yapıldığı belli olmayan Berat Albayrak’ın bu sefer de Hazine ve Maliye Bakanı yapılması akıllarda ciddi sorular ve kaygılar yaratmıştır. Uluslararası piyasalarda AKP Genel Başkanı’nın, TC Hazinesini adeta şahsi hazinesi gibi yönetip yönlendirmek istediği izlenimi ağır basıyor.” dedi.

Kabine oluşturulurken uluslararası ilişkiler, sermaye eğilimleri ve liyakat gibi temel kriterlerin gözetilmediğini ve belirsiz kriterlerle bir liste oluşturulduğunu vurgulayan Karabat: “Kabine açıklandıktan sonra en ağır bilanço ekonomide ortaya çıkmış, Türk hisse senetleri yüzde 2 -3, banka hisse senetleri ise yaklaşık yüzde 4 düşmüştür. Türk lirası da dolar karşısında kabinenin açıklanmasını izleyen saatlerde yaklaşık yüzde 4 değer kaybetmiştir. Kısacası bu kabine daha işbaşı yapmadan ülkeye ağır bir bedel ödetmiştir.” açıklamasında bulundu.

Özellikle kabinede en dikkat çekici isimlerden birinin daha önce kendi bölgesinde de çeşitli icraatlarıyla bildikleri bir isim olduğunu belirten Karabat, Medipol hastanelerinin sahibi ve kurucusu Dr. Fahrettin Koca’nın Sağlık Bakanı olmasına çok da şaşırmadığını ifade etti. Açıklamasının devamında:“Fahrettin Koca Haksağ Sağlık Hizmetleri A.Ş.’de bir dönem yönetim kurulu başkanlığı yapmıştır. Haksağ Sağlık Hizmetkeri AŞ. 2008 yılının Ekim ayında, Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan yatırım teşvik programından 79.2 Milyon TL destek almış, 2009 yılında ise faaliyetlerini sonlandırmıştır. Bunun ardından Sayın Fahrettin Koca, elindeki Nisa ve Medipol hastanelerini Medipolitan Eğitim ve Sağlık Vakfı bünyesinde birleştirmiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın “aile doktoru” olarak ününü arttıran şimdinin Sağlık Bakanı, her dönemde bu yakınlığın nimetlerini fazlasıyla görmüştür. Dolayısıyla bu atamayı da bir mükâfat olarak görmek gerekiyor.” dedi.

Sağlık Bakanı Koca’nın edindiği nimetlerin başında TEKEL’in Unkapanı’ndaki altı katlı 146 bin metrekarelik binasının çok ucuz bir bedelle kendisinin başında olduğu Medipol’e geçtiğini hatırlatan Karabat, yine tartışmalı işlemlerden Kadıköy’de SGK’ya ait taşınmazların da Medipol’e verilmesi, Beykoz Kavacık’taki 220 bin metrekarelik arazinin planlarının değiştirilerek Medipol’e devredilmesinin de Fahrettin Koca farkı olduğunun altını çizdi.

Karabat: “Son olarak Bağcılar bölgesinde, şimdi yerinde Medipol Hastanesi’nin kurulu olduğu arazi önce devlet hastanesi yapılacağı gerekçesiyle kamulaştırma ve istimlak yoluna gidildi. Bu yolla arsa üzerindeki hak sahipleri yok pahasına yerlerinden edildi. Bu ‘prüzler’ giderildikten sonra proje birden kimlik değiştirdi. Devlet hastanesi fikrinden vazgeçildi. Medipol fikri ilk sıraya yerleşti. Bağcılar Belediye Meclisi’nde 7 defa imar değişikliği kararı verildi. Rekreasyon için ayrılan yeşil alanlar bile hastanenin kullanımına tahsis edildi. İnşaat yüksekliği 4 kat ile sınırlıyken bu proje için yine istisnalar yapıldı. Proje detaylıydı ve beşinci, altıncı katları da kapsamaktaydı. Önce katlar çıkılıyor, daha sonra ilçe belediye meclisinde kat çıkma izinleri gündeme alınıp onaylanıyordu. CHP’li Meclis üyeleri konuyu yargıya taşıdı. İtirazlara ve davalara rağmen helikopter pistli, 470 yatak, 246 poliklinik oda kapasiteli dev proje 2.5 yıl gibi çok kısa bir sürede tamamlanarak hizmete girdi.” diyerek sözlerini noktaladı.

Etiketler
Kabine Milletvekili