Mahfi Eğilmez açıkladı: Türkiye'nin 2020 dolar rezervi ne kadar?
Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, kişisel sitesinde yazdığı yazıda Türkiye'nin 2020'yi eksi 41 milyar dolar rezervle tamamladığını söyledi.
Türkiye'nin en çok takip edilen ekonomistlerinden olan Mahfi Eğilmez, Türkiye'nin dolar rezervi hakkında çarpıcı analizde bulundu. Eğilmez, "2020'yi eksi 41 milyar dolar rezervle tamamladık" diyerek, "Faizi arttırmayacağız derken ortaya çıkan tablo budur. Sonunda hem rezervlerimizi harcamış olduk hem de faizi arttırmak zorunda kaldık. Üstelik riskleri de yükselttik" ifadelerini kullandı.
İşte Mahfi Eğilmez'in '2020’yi Eksi 41 milyar Dolar Rezervle Tamamladık' yazısı:
Türkiye, 2020 yılında faizi düşük tutabilmek amacıyla döviz satarak kuru kontrol etmeyi denedi. Bu denemenin bir işe yaramayacağını önünde sonunda faizi yükseltmek gerekeceğini yıl boyunca anlattık durduk.
Yılın bitmesine iki ay kalana kadar bu politikada ısrar edildi ve döviz satarak kura müdahale etmeye çalışılırken Merkez Bankası’nın döviz rezervleri kullanıldı.
Swaplar hariç net rezervler eksiye geçmesine karşın bu politikada devam edildi. Sonrasında bu politikanın çözüm getiremeyeceği anlaşıldı ve TCMB politika faizi yüzde 8,25’den 17’ye kadar yükseltildi. Ne yazık ki giden rezervleri yerine koymak öyle kolay değil.
Aşağıdaki tablo 2020 yıl sonundaki rezerv durumunu 2019 yıl sonuyla karşılaştırmalı olarak ortaya koyuyor (Kaynak: TCMB / Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Aralık 2020 tablosu, TCMB / Analitik Bilançosu ve TCMB / Döviz Kurları tablolarından yararlanılarak hazırlanmıştır.)
Tablodan görüleceği gibi 2019 yıl sonunda net rezervler swaplar hariç 24,1 milyar dolar iken 2020 yıl sonunda swaplar hariç net rezervler eksi 41,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiş bulunuyor.
Risk yaratmak dediğimiz mesele budur. Doğru ekonomi politikası enflasyona neden olan temel faktörün TL’nin dış değer kaybı olduğunu görerek faizi zamanında artırmak ve kura müdahale için rezervleri harcamamak olurdu. O zaman rezervler eksi çıkmaz ve dışarıdan bakanlar açısından da ekonomi bu kadar riskli görünmezdi. Ekonomi bu kadar riskli görünmeyince CDS primi düşer Hazine de dış borçlanmayı daha düşük faizle yapabilirdi.
Faizi arttırmayacağız derken ortaya çıkan tablo budur. Sonunda hem rezervlerimizi harcamış olduk hem de faizi arttırmak zorunda kaldık. Üstelik riskleri de yükselttik.