AKP'ye oy verenler de pişman: 'Koronavirüsten koruyorlarmış, sefaletten nasıl korunacağız?'

Cezayı göze alıp çalışanlar dertlerini anlattı... "AKP’ye oy verdim, 1000 TL ile kira mı vereyim, fatura mı ödeyeyim?"

AKP'ye oy verenler de pişman: 'Koronavirüsten koruyorlarmış, sefaletten nasıl korunacağız?'

Türkiye, koronavirüs tedbirleri kapsamında 29 Nisan’da 17 günlük “tam kapanma” sürecine girerken, çalışmak zorunda olan 8 milyonu aşkın kişi İçişleri Bakanlığı’ndan “muafiyet belgesi” aldı.

Ancak çalıştığı işyeri muafiyet kapsamına girmeyen ve sosyal güvencesi olmadan desteksiz eve kapatılan çok sayıda yurttaş, evine ekmek götürebilmek için yasağı delmek zorunda kaldı. İş kolu muafiyet kapsamında olmayan bazı yurttaşlar işyerlerinde yatıp kalkarak, bazıları ise ceza almayı göze alarak çalışmaya devam ediyor.

Ceza almayı göze alarak çalışmaya devam eden oto tamircisi M.D. ve seyyar sebze satıcısı R.Ö., Cumhuriyet’ten Ece Piroğlu'na konuştu. M.D. ve seyyar sebze satıcısı R.Ö., “Bu tam kapanma değil, adaletsiz kapanma. Para olmadan kapanamıyorsun” dediler.

GÜNDEM YOKSULLUK OLMALI

“Bize bu yasaklarda muafiyet vermediler. Tam kapanma denildi ama burada tam kapanma yok, adaletsiz kapanma var. Bir sektör çalışmaya devam edip diğer sektörü hiç desteksiz kapatırsan buna kapanma diyemezsin” diyen M.D. şu ifadeleri kullandı:

“Ben burada günlük kazançla çalışıyorum, sigortam yok. Gün içinde ne kazanıyorsam o. Ben tüm seçimlerde AKP’ye oy veren birisiyim ama bu durum artık siyasetin, oyun üstünde bir şey. 1000 lira destek açıklıyorlar Allah aşkına sen söyle, 1000 lirayla ben eve kapanıp kiramı mı ödeyeyim, fatura mı? Yoksa markete çıkıp alışveriş mi yapayım?

Çocukların ihtiyaçları, kredi borçları artık onlara sıra gelmiyor. Artık hükümetin, muhalefetin hepsinin birlik olup bu sorun üzerinde düşünmeleri gerek. Gündemlerinin sadece bu olması lazım, gerisi fasa fiso. Dükkânımı açamazmışım, yasakmış, açarsam ceza kesilecekmiş. Kessinler, ne yapacaklar, canımı mı alacaklar? Koronavirüsten koruyorlarmış, sefaletten nasıl korunacağız?”

ÇIKMAK ZORUNDAYIZ

R.Ö. “Ben yoksul mahallelere muz, çilek getiremiyorum, satılmıyor. Elimde kalıyor, çürüyor. Kimsenin meyve gördüğü yok herkes sadece karnını doyurma derdinde. Biraz da bunları görmeleri, konuşmaları gerek. Eve kapan demek kolay, ben de isterim eve kapanmak, neden istemeyeyim ama yaşam işte, mecburuz çıkmaya. Gittiği yere kadar böyle çalışmaya devam edeceğim. Tek ben değil herkes çalışıyor, çıkıyor. Ne yapacak insanlar, ihtiyacı var. Para olmadan kapanamıyorsun” diyor.

“Çıkmayıp da ne yapacağız?” diye soran R.Ö. de şöyle konuştu:

“Elimde kalan malları çürümeye mi terk edeceğim? Hem ben çıkmasam bu insanlar ne yiyecek? Markette en kötü domatesin kilosu bile 10-15 lira aralığında satılıyor. 30 liraya satan yerler bile var. Buralarda soğanı bile taksitle alan vatandaşlar marketten kilosu 15 liraya domates mi alacak? Hem ben evime ekmek götürüyorum, hem bu insanlar ihtiyaçlarını karşılıyor."