Erdoğan eylem paketi açıklayacak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın 100 günlük eylem paketi açıklayacak.

Erdoğan eylem paketi açıklayacak

400 projenin yer aldığı pakette 'yurtiçi tasarrufları' artırıcı önlemlerle, 'tasarruf tedbirleri'nin öne çıkacağı belirtiliyor. Ancak son Merkez Bankası Enflasyon Raporu, doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlar, önümüzdeki döneme ilişkin siyasi iktidarın temel icraat başlığının ücretlerin baskılanması olacağına işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yarın bakanların ve yaklaşık 2 bin kişinin katılacağı programda 400 projeden oluşan 100 günlük eylem planını açıklayacak. Listede "yurtiçi tasarruflar"ın artırılmasına yönelik teşviklerin yanısıra "tasarruf tedbirleri"nin de yer aldığı belirtiliyor.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın önceki gün açıkladığı Enflasyon Raporu'nda enflasyon beklentisi 5 puan birden artırılarak yüzde 13,4 olarak açıklandı. Raporun detaylarındaki beklentilerden 2018 ve 2019 için beklenen enflasyon düzeylerinin gerçekte daha yüksek olduğu yorumları yapıldı. Teknokratların enflasyonu düşürmeye yönelik kısa vadeli çözüm önerisi olarak sundukları tek belirgin uygulama da reel ücretlerin düşürülmesi oldu. Kamunun fiyat ve ücretleri kontrol edeceği, fiyat ve ücret artışlarında gerçekleşen enflasyonu değil beklentileri dikkate alacağı, yani 2019 yılı başında hem kamu emekçilerinin ücretlerine hem de asgari ücrete zam yapılırken 2018 yılının muhtemelen yüzde 15-20 aralığına yerleşmiş enflasyonunu değil, 2019 için beklenen yüzde 9'u göz önünde bulunduracağı vurgulandı. Kamunun yöneliminin özel sektöre daha kuvvetli yansıyacağı ve özel sektörde ücret artışlarının yüzde 5'e kadar çekilebileceği öngörülüyor. Bu şekilde 15 puana yaklaşan reel ücret gerilemeleri olası.

Hürriyet'ten Erdinç Çelikkan'ın haberine göre de Erdoğan'ın yarın açıklaması beklenen 100 günlük eylem planında ilk hedefler listesinde "enflasyonun tek haneye düşürülmesi", "kur baskısıyla mücadele", "kamuda ve yurtiçinde tasarrufların artırılması", "israfla mücadele edilmesi", "yastık altı kaynakların ekonomiye kazandırılması için teşviklerin verilmesi" başlıkları olacağı belirtiliyor:

Uygulanacak para ve maliye politikalarının yanı sıra, hane halkı ve firmalara sağlanacak teşviklerle yurtiçi tasarruf oranları, büyüme ve cari açık hedeflerine uyumlu şekilde yükseltilmesi hedeflenecek.

Kamu tasarruflarının artırılmasına devam edilecek. Kamu gelir ve harcamalarında etkinlik sağlanacak

Vatandaşların yastık altında tuttuğu tasarrufların mali sistemde değerlendirilmesine yönelik teşvikler çeşitlendirilecek.

Uluslararası yükümlülükleri gözeterek, lüks ve ithalat yoğunluğu yüksek tüketim malları tespit edilerek, caydırıcı vergilendirme yapılacak.

İhtiyaç fazlası tüketim davranışlarının yoğun olduğu alanlarda israfla mücadele edilecek.

Kamuda taşıt ve hizmet binası edinim ve kullanımlarında uyulacak usul ve esaslar güncellenecek. Çok zorunlu haller dışında kamu hizmet binası yapımına izin çıkmayacak.


ÜCRETLER BASKILANACAK

Türkiye'de hızla artan ve artmaya devam etmesi beklenen enflasyon esas olarak "maliyet enflasyonu" olarak adlandırılan temel mal ve hizmet fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor. Söz konusu artışta da ekonominin, sanayi üretimin ve hizmetlerin dışa bağımlılık düzeyinin yüksek olması rol oynuyor. Sanayi üretimde, enerji ve diğer temel hammadde, ara malı fiyatlarında hem uluslararası düzeyde fiyat artışı yaşanıyor, hem de TL'nin değer kaybına bağlı olarak kur artışı üzerine ekleniyor. 2017 sonunda 58 dolar civarında olan petrolün varil fiyatı, bugün 73 dolar civarında. Kullandığı ham petrolün yanısıra kimyasallar başta olmak üzere çok büyük miktarda petrol türevi ithal eden Türkiye bu artıştan doğrudan olumsuz etkileniyor. Ekonominin dış kaynak bağımlılığı, borçlanma olanakları azalırken maliyetlerin artması da "maliyet enflasyonu"nu artırıyor.

Merkez Bankası Enflasyon Raporu'nda "yapısal" olarak adlandırılan ekonominin dışa bağımlılığından kaynaklanan enflasyona ilişkin proje bazında yatırım teşviklerinin orta vadede ithalat bağımlılığını azaltacağı yönündeki iddia dışında önemli bir tesbit ve öneri yer almıyordu. Türkiye'de hem sanayi hem hizmetlerde ithalat ya da dış kaynak bağımlılığını değiştirecek hamleleri özel sektöre müdahale etmeden gerçekleştirmek de zorluklar içeriyor. Sermayenin tercihi hem yurtiçinde hem de ihracatta hammadde, ara malı artışlarını fiyatlara yansıtırken, ücretler, vergiler gibi "maliyet kalemleri"nin baskılanması yönünde.

Erdoğan'ın yarınki paketinden de doğrudan ya da dolaylı yöntemlerle emekçilerin yükünü artıracak "tedbirler"in çıkması bekleniyor. Türkiye'de emekçilerin çok büyük bölümü tasarruf edemiyor. Tasarruf edebilen kesimler gelirden en fazla pay alan nüfusun yüzde 20'si. Esas olarak da özel sektör şirketlerinin yani sermayenin "tasarrufları"ndan söz etmek mümkün. Erdoğan'ın paketinden sermayeye teşvik, emekçilere daha az ücretle daha fazla çalışma çıkması bekleniyor.