Enflasyon durdurulamıyor! Zirveye ulaştı
ÜFE’deki yıllık artış yüzde 42,89’la, tüketici enflasyonu ise yüzde 17,53’le AKP dönemi boyunca yaşanan haziran ayı zirvesi olarak kaydedildi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) haziran ayına ilişkin enflasyon (TÜFE) verilerini yayımladı. Veriler fiyatların normalleşme süreciyle birlikte patladığını ortaya koyuyor.
Birgün'de yer alan habere göre; aylık enflasyonun yüzde 1,94, yıllık enflasyonun yüzde 17,53 olarak açıklandığı verilere göre pek çok rekor kırılmış oldu. 2005’ten bu yana haziran ayında ölçülen en yüksek yıllık enflasyon kayda geçti.
12 aylık ortalama fiyat artışı da aynı şekilde haziran rekorunu kırmış durumda. Ancak verilerin arka planı incelendiğinde henüz en kötünün geride kalmadığı görülüyor. Enflasyonun tetikleyicisi konumunda olan maliyet sert şekilde artmaya devam ediyor.
Dün TÜİK’in açıkladığı Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verilerine göre üretim maliyetlerinde aylık yaşanan artış oranı yüzde 4,01, yıllık artış oranı ise yüzde 42,89’a ulaştı. ÜFE’deki artışların, tüketici enflasyonunu tahrik ettiği düşünülürse, izleyen dönemde enflasyonun daha da artacağını söylemek yanlış değil.
En kötü geride kalmadı
ÜFE’deki yıllık artış yüzde 42,89 ile son 32 ayın zirvesinde. Daha önce bu seviyeler Rahip Brunson krizi olarak anılan kur şoku sürecinde yaşanmış ve 2018’in Eylül ayında yüzde 46,15’e yükselmişti.
ÜFE’deki artışı tüketici enflasyonu takip etmiş, ve enflasyon yüzde 20’nin üzerine çıkmıştı. Bu dönem hariç tutulursa haziran ayında yaşanan, AKP dönemi boyunca görülen en yüksek ÜFE artışı olarak kayıtlara geçti. Bu haliyle benzer senaryonun yeniden yaşanması muhtemel.
ÜFE-TÜFE farkı rekor kırdı
Yerli paranın değerini koruyamayan hükümet, liradaki değer kayıplarını takip eden maliyet artışlarını izlemekle yetiniyor. Maliyetlerdeki artış zaman içinde fiyatlara yansıyarak enflasyonu tırmandırıyor. Ancak haziran ayında durum o kadar kötüleşti ki, ÜFE ile TÜFE artışı arasındaki fark rekor kırdı.
Yüzde 42,89’luk ÜFE’ye karşılık yüzde 17,53’lük tüketici enflasyonunun kayıtlara geçtiği haziranda ÜFE ile TÜFE arasındaki fark 25,36’lık yüzde puanla AKP döneminin rekorunu kırdı. Bu farkın gelecek dönemde kapanacağı ÜFE ile TÜFE’nin birbirine yaklaşacağı düşünülürse, enflasyonda yüzde 20’lerin görülmesi kaçınılmaz hale geldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizi yüzde 19. Başkan Şahap Kavcıoğlu ise daha önce politika faizinin yıllık enflasyonun üzerinde tutulacağını açıklamıştı. Hazirandaki aylık enflasyon yüzde 1,94 olarak açıklandı. Aynı enflasyon temmuzda da yaşanırsa, yıllık enflasyon yüzde 19,1’e yükseliyor. Bu durumda politika faizi tıpkı geçmişte rezervlerin eritildiği dönemdekine benzer biçimde reel olarak eksiye düşüyor.
Artırmak zorundalar
Haziran ayı enflasyon verileri beklenenin üzerinde gerçekleşti. Bu haliyle TCMB’nin faiz artırımına gitmesi kaçınılmaz görünüyor. Ancak bu senaryoda da devreye “Erdoğan faktörü” giriyor. AKP’li Cmhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, henüz 2 Haziran’da TRT’deki bir programda verdiği demeçte “Yani bu konuda ben yine aynı iddianın peşindeyim. Hatta bugün de Merkez Bankası Başkanımızla görüştüm. Yani bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart, onun için de yani temmuz-ağustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın” demişti. Bu verilerle TCMB’nin faiz indirmesi halinde yerli paradaki değer kayıpları hızlanacak, bu da ÜFE’deki artışı tırmandıracak. Bu nedenle son açıklanan enflasyon verilerinden sonra gözler 14 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi.