Bakan Mehmet Muş: Temmuz ayı ihracatımız yüzde 10 arttı
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nce bakanlıkta düzenlenen toplantıda temmuz ayı dış ticaret rakamları hakkında açıklamalarda bulundu.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "Temmuz ayı ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 16,4 milyar dolar oldu. Bu tutar, bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek temmuz ayı ihracatı. Son 12 aylık ihracatımız da 201,5 milyar dolara yükselerek yeni bir Cumhuriyet rekoruna imza atmıştır. İlk defa 200 milyar doları geçmiş bulunuyoruz" dedi.
Bakan Muş, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nce (TİM) bakanlıkta düzenlenen toplantıda temmuz ayı dış ticaret rakamlarını açıkladı.
Toplantıya TİM Başkanı İsmail Gülle de katıldı. Bakan Muş, 2021 yılında ABD ve İngiltere'nin yüzde 7, Euro Bölgesi'nin ise yüzde 4,6 büyümesinin beklendiğini belirterek, "Bu durum, ülkemizin ihracat potansiyeli için olumlu bir göstergedir. Bununla birlikte, IMF'nin temmuz raporunda vurgulandığı üzere, ülkelerin ekonomik göstergeleri arasındaki uçurum, aşılama performanslarına bağlı olarak genişlemektedir" dedi.
'AŞILAMA, EKONOMİNİN GÜÇLENMESİ İÇİN ÖNEMLİ'
Aşılamanın ekonomi için önemini vurgulayan Bakan Muş, "Hükümetimiz büyük bir kararlılıkla, bugüne kadar yaklaşık 74 milyon doz aşının yapılmasını sağlamıştır. Vatandaşlarımızın bir an önce randevularını alarak aşılarını olmaları hem toplum sağlığı, hem de ekonomimizin güçlenmesi açısından büyük önem arz etmektedir" diye konuştu.
Küresel ekonomide diğer baskın gelişmenin artan enflasyon olduğunu dile getiren Bakan Muş, "Covid-19 ile mücadele kapsamında artan kamu harcamaları ve parasal genişleme, kuraklık, üretim kısıtları, tedarik zincirlerinde yaşanan sorunlar ve arz-talep dengesizlikleri, birçok ülkede hem talep hem de maliyet kaynaklı fiyat artışlarına neden olmaktadır. Nitekim, yılbaşından bu yana küresel piyasalarda petrol fiyatları yüzde 75, metal fiyatları yüzde 51 ve tarımsal emtia fiyatları yüzde 44 oranında artış göstermiştir. Bu durum, tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz üzerinde de bir enflasyon baskısı oluşturmaktadır. Hükümetimiz ve Merkez Bankamız, bu etkilerin en aza indirilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla gerekli tüm adımları atmaya devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE EKONOMİSİ, GİRİŞİM EKONOMİSİ OLMA YOLUNDA'
Ekonomide 2020'nin son çeyreğinde yakalanan ivmenin, 2021'in ilk çeyreğinde de devam ettiğini ve anılan çeyrekte yüzde 7'lik bir büyüme performansı yakalandığını hatırlatan Bakan Muş, şöyle konuştu:
"Öncü göstergeler, bu ivmenin güçlenerek devam ettiğini göstermektedir. Sanayi üretimimiz mayıs ayında yıllık olarak yüzde 40,7 artarken, kapasite kullanım oranları temmuzda bir önceki yılın aynı dönemine göre 6 puanlık bir artış kaydetmiştir. İSO İmalat PMI Endeksi haziranda 51,3 seviyesinde iken, temmuzda 54 seviyesine yükselmiştir.
Benzer şekilde, normalleşme adımlarımıza paralel olarak reel kesim güven endeksi temmuzda haziran ayına göre 2,3 puan artışla 112,1'e yükselerek pandemi döneminin en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Yine, hizmet sektörü güven endeksi de, temmuzda bir önceki aya göre 6,3 puan artarak pandemi öncesi seviyelerine ulaşmıştır. Özellikle, başta istihdam potansiyeli olmak üzere, birçok açıdan ekonomimizin önemli bir parçası olan hizmet sektöründeki toparlanmayı bir hayli önemsiyoruz. Bu göstergeler ikinci çeyrekte, baz etkisinin de katkısıyla, yüzde 20 civarında ciddi bir büyümeye işaret etmektedir.
Hep söylediğimiz gibi, büyümenin miktarı kadar sağlıklı ve dengeli olması da çok önemlidir. Ekonomimiz talep, üretim ve ihracat açısından dengeli bir büyüme ortaya koymaktadır. Bu durum, cari işlemler dengemizde yapısal bir iyileşmenin önünü açmakta; dış kaynak ihtiyacını azaltarak ekonomimizin sürdürülebilir temeller üzerinde yükselmesine imkân tanımaktadır. Türkiye ekonomisi, adeta girişim ekonomisi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Birçok Türk teknoloji girişimi 2021 yılında uluslararası arenada ciddi yatırımlar almaktadır. Tahmin edeceğiniz üzere, bu yatırımların ardında dijitalleşme ve sürdürülebilirlik gibi bazı anahtar kavramlar yer almaktadır. Bu kavramları vakitlice içselleştirenlerin hem kendilerinin kazandığını, hem de ülkemiz için yüksek katma değer yarattığını bizzat görmekteyiz."
'YENİ BİR CUMHURİYET TARİHİ REKORU'
Ekonomide yılın ilk yarısını rekorlarla kapattıklarını anımsatan Bakan Muş, haziran ayında aylık, 6 aylık ve 12 aylık bazda Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat rakamlarına ulaştıklarını belirterek, şunları söyledi:
"Temmuz ayı ihracatımız da, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artışla 16,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu tutar, bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek temmuz ayı ihracatıdır. 9 günlük Kurban Bayramı tatilini dikkate aldığımızda, iş günü bazında ihracat tutarımızın da oldukça yüksek olduğunu görmekteyiz. Bu sayede ocak-temmuz dönemi ihracatımız, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 35 artışla 121,4 milyar dolara yükselmiştir. Yine pandemi öncesine göre kıyaslarsak 2019 yılı ocak-temmuz dönemine göre de ihracatımız yüzde 16,4 artış sağlamıştır. Son 12 aylık ihracatımız da 201,5 milyar dolara yükselerek yeni bir Cumhuriyet tarihi rekoruna imza atmıştır.
İthalatımız ise, temmuz ayında geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 17 artış ile 20,7 milyar dolar olmuştur. Ocak-temmuz döneminde ithalatımız, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 26 artışla 146,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dış ticaret hacmimiz ise 268,2 milyar dolara yükselmiştir. Bir diğer önemli gösterge olarak ihracatın ithalatı karşılama oranı, ocak-temmuz döneminde, geçtiğimiz yıla göre 5,6 puan artışla yüzde 82,7'ya yükselmiştir. Benzer şekilde, dış ticaret açığımız ocak-temmuz döneminde geçtiğimiz yıla göre yüzde 5 azalarak 25,5 milyar dolara gerilemiştir. İhracat tutarımız kadar, ihracata yönelen firma sayımızdaki artış da, ihracatın tabana yayılması açısından bizleri sevindirmektedir. Ocak-temmuz döneminde ihracat yapan firma sayısı yüzde 10 artışla 80 bine yaklaşmıştır."
AFET BÖLGESİ İLAN EDİLEN YERLER
Bakan Muş, konuşmasında ayrıca Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşanan sel ve orman yangınlarına değinerek, "Bugüne kadar yaşanan felaketlerde nasıl ki vatandaşımızın yanında olduysak, yine bu yangın felaketinde de güçlü bir şekilde vatandaşımızın yanında olacağız. Bildiğiniz üzere bu kapsamda 5 ilimize bağlı bazı mahalleler afet bölgesi ilan edilmiştir. Bu bölgelerde esnaf kredi ödemeleri, vergiler, SGK primleri, Tarım Kredi, Tarım Ziraat borçları ertelenecek ve yangında evi hasar gören vatandaşlarımıza kira yardımı yapılacaktır" dedi.
'YANGINLARDA SABOTAJ İHTİMALİ GÜÇLÜ'
Bu yangınların ortaya çıkış nedenlerini emniyet güçleri ve yargı makamları tarafından araştırıldığını ifade eden Bakan Muş, şöyle dedi:
"Fakat Türkiye'nin değişik illerinde eş zamanlı olarak böyle büyük çapta yangınların çıkması sabotaj ihtimalini oldukça güçlendirmektedir. PKK gibi terör örgütlerinin geçmişte bu tip sabotajlara giriştiği de herkesçe bilinen bir gerçektir. Türkiye'ye zarar vermek, istikrar ortamını bozmak isteyenler ve onların maşası terör örgütleri, elbette bu yollara tevessül etmektedir. Burada ilginç olan husus; bazı muhalif siyasi çevrelerin bölücü terör örgütü PKK'yı savunma refleksi göstermeleridir. Sanki PKK, bu sabotaj işini geçmişte hiç yapmamış gibi, sanki çocuk katili terör örgütünün bu işlerde parmağı olmasına olanak yokmuş gibi refleks göstermişlerdir. Terör örgütünün avukatlığına yönelenlerin bu tutumları, elbette milletimizin gözünden kaçmamıştır."
'OTEL YAPACAKLAR YALANI DOLAŞIMA SOKULMUŞTUR'
Muş, bu yangın felaketi sonrası bazı muhalif çevreler tarafından başlatılan siyasi linç kampanyasının Türkiye'nin kronik bir sorununu bir kez daha ortaya koyduğuna vurgu yaparak, "Önce bir yalanı ortaya atıp, sonra bunu sosyal medyada yayıp, daha sonra da bunun üzerinden kara propaganda yürütmek ve devletimizin çabalarını sekteye uğratmaya çalışmak; bazı siyasi çevrelerin her zaman uyguladığı bir yöntemdir. Türkiye yangını söndürmek için ateşe su dökerken; birileri de yalan kampanyası ateşine benzin dökme çabasına girmiştir. Anayasamızın 169'uncu maddesindeki 'Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir' hükmü orada dururken; Fondaş medyada 'Yanan ormanların yerine otel yapacaklar' yalanı dolaşıma sokulmuştur. Üstelik ana muhalefet partisinin genel başkanı 1982 yılında çıkarılan bir yasanın bugün sınırlandırılmasını 'Ormanları betonlaştıracaklar' iftirasıyla çarpıtmıştır. Bu tam bir yalan terörüdür" ifadelerini kullandı.
'AMAÇLARI, TÜRKİYE'NİN BİRLİĞİNİN ALTINA DİNAMİT KOYMAK'
Sel, yangın gibi doğal afetleri siyasi çıkar malzemesi yapmanın, bunun üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışmanın insanlık adına utanç verici olduğunu belirten Muş, şunları kaydetti:
"Çünkü burada söz konusu olan insan hayatıdır, milli servetimiz olan ormanlarımız ve içinde yaşayan tüm canlılardır. Bu meseleler siyaset üstü meselelerdir. Birlik ve dayanışma içerisinde, sağduyuyla ele alınması gereken konulardır. Buraları siyasi hesaplaşma alanı olarak görmek, gayriahlaki bir yaklaşımdır. Türkiye'nin istikrarını, birliğini, dirliğini ve kardeşliğini hedef alanlar boş durmamaktadır. Konya'da yaşanan ve 7 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği menfur saldırı olayında bile, meseleyi istismar edip buradan bölücü propaganda yapmaya çalışanlar olmuştur. Terör örgütünün siyasi temsilcileri, Konya'da yaşanan üzücü hadiseyi 'etnik çatışma' şeklinde lanse etmeye çalışmış, bu hadiseyi bölücü ve bozguncu siyasetlerine araç olarak kullanmışlardır. Amaçları kaos çıkarmak ve Türkiye'nin birliğinin altına dinamit koymaktır.
Gayeleri, bu hain terör örgütünün eylemlerini siyasi zeminde meşrulaştırmaya çalışmaktır. Binlerce yıllık köklü geleneği olan güçlü bir devlete; kardeşliğini ve birliğini hiçbir zaman kaybetmemiş aziz bir millete sahibiz. Kim, hangi kapalı kapılar ardında, hangi sinsi planları yaparsa yapsın, başarılı olamayacaktır. Hiç kimse, büyüyen ve güçlenen Türkiye'nin önünü kesemeyecektir." (DHA)