Serbest piyasada psikolojik eşik aşıldı! 'Daha zor günler bekliyor'

Merkez Bankası'nın piyasaların beklentisinin tersi yönde verdiği 23 Eylül tarihli faiz indirimi kararının ardından Dolar/TL kurunda yükseliş sürüyor.

Serbest piyasada psikolojik eşik aşıldı! 'Daha zor günler bekliyor'

GERÇEK GÜNDEM - MERVE ÇOBAN/ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 18 seviyesine çekti.

Böylelikle 1,5 yıl sonra ilk faiz indirim kararı gelmiş oldu. Piyasanın beklentisi faizlerin yüzde 19 seviyesinde tutulacağı yönündeydi.

Faiz indirimi kararının ardından Dolar/TL kuru, yükselişini sürdürdü. 25 Eylül 2021 tarihinde de kur 8,8674 TL seviyesini gördü. Bankaların online işlem merkezlerinde doların satış fiyatının 9 lirayı aştığı görüldü.

Son rakamlar ile birlikte Dolar/TL kurunda piyasalarda kritik eşik gösterilen 9 lira bandı da bankalarda aşılmış oldu.

Deva Partisi Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Yönetim Kurulu Üyesi, Ekonomist Barış Çalışkan, piyasların beklentisinin dışında gelen ve dolar kurunun yükselmesi ile sonuçlanan Merkez Bankası faiz kararını Gerçek Gündem'e değerlendirdi.

Ekonomist Barış Çalışkan, "23 Eylül 2021 Perşembe günü açıklanan TCMB kararında kısa vadeli borçlanma aracı olarak da adlandırılan bir haftalık repo faizi 100 baz puan düşürülerek %19'dan %18 seviyesine getirildi. Bu karardan sonra Türk Lirası neredeyse bütün dünya para birimlerine karşı değer kaybetti, USD/TRY kuru 8.90’a yükselerek tarihi rekor kırdı. Ancak döviz kurlarındaki yükselişin buzdağının görünen kısmı olduğu unutulmamalıdır." değerlendirmesinde bulunarak Türkiye ekonomisinde yeni sorunlar beklendiğini ifade etti.

Üretimdeki maliyet artışına da dikkat çeken Çalışkan, "Döviz kuruyla birlikte artan maliyetler üreticinin ve tüketicinin üzerinde baskı oluşturuyor. Yabancı yatırımcı, riskler ve kur dalgalanması nedeniyle Türkiye’yi az tercih ediyor, hatta likiditesi yüksek olan alanlarda bile ülkemiz tercih edilmiyor. Faiz, döviz, siyaset üçgeninde sıkışan Türkiye ekonomisini daha zor günler bekliyor." ifadelerini kullandı.

Faiz kararının etkilerini anlamak için Türkiye’nin, enflasyon verilerini, risklerini ve genel olarak ekonomisini değerlendirmek gerektğini vurgulayan Çalışkan sözlerini şöyle sürdürdü:

TÜİK, 2021 Ağustos ayı tüketici enflasyonunu %19.25 olarak, üretici enflasyonunu %45.52 olarak açıkladı.

Son yapılan faiz indirimi, enflasyon verileriyle birlikte değerlendirildiğinde reel faizin basit bir çıkartma işlemiyle eksi olduğunu görebiliriz(Reel Faiz= Nominal faiz-Tüketici enflasyonu).

Yani paranızı Türk Lirası olarak bankaya yatırdığınızda, yıl sonunda bir sene öncesine göre daha az ürün alabileceksiniz, alım gücünüz düşecek. Durumu şöyle örneklendirebiliriz, şu anda 100 TL’ye 100 ekmek alabildiğinizi düşünün. 100 TL’nizi bir sene bankaya yatırdığınızda %18 faizle 118 TL’niz olacak. Ancak enflasyon göz önüne alındığında ekmeğin fiyatı 1 TL’den 1.1925 TL’ye çıkacak.

Sonuç yıl sonunda paranız artmış gibi gözükse de yaklaşık 99 tane ekmek alabileceksiniz. Bu şartlarda size soruyorum; hangi yatırımcı para kaybedeceği bir birim yönünde inisiyatif kullanır?

Üretici enflasyonu verileri ise alım gücü kaybının hükümetin iddia ettiği gibi bazı kötü, niyetli perakendecilerin veya zincir marketlerin fiyat artırmasıyla ilgisi olmadığını göstermektedir.

Hatta üreticilerin maliyetlerinin %45.52 artmasına rağmen tüketici enflasyonunun %19.25 seviyesinde kalması artan maliyetlerin fiyatlara yansıtılmadığının matematiksel kanıtı niteliğindedir. Unutulmamalıdır ki bilim asla yalan söylemez.

Türkiye’nin politik, jeopolitik ve ödemeler dengesi risklerinin atmasının yansımasını CDS(Kredi Risk Primi) verisinde gözlemleyebiliyoruz. 10 yıllık CDS primimiz tarihi rekora yakın seviyede, 427.31 olarak gözlenmektedir. Bu demek oluyor ki yatırımcı bize borç para verirken yüksek faizle veriyor.

Çünkü bizim, borcumuzu ödeyebileceğimize olan güveni azalmış durumda. Bu nedenle parasını sadece yüksek faiz koşullarını kabul edersek ülkemize yatırmaya hazır. Yatırımcı, düşük faizle parasını kesin geri alabileceği ülkeler varken neden aynı koşullarda daha yüksek risk alsın ki?

Etiketler
Faiz Merkez Bankası