Türk-İş'ten asgari ücret açıklaması: Toplumu germenin anlamı yok, aralık ayının ilk yarısında imzalayalım!
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, önümüzdeki ay başlayacak asgari ücret görüşmeleriyle ilgili konuştu. "Toplumu bir ay germenin anlamı yok. Aralık ayının ilk 15 günü içerisinde bunu imzalayalım" dedi.
Asgari ücretle ilgili görüşmeler, Türk lirasında yaşanan değer kaybına paralel olarak doğalgaz, elektrik gibi kalemlerde yapılan zamların gölgesinde önümüzdeki ay başlıyor. Kayıtlı işçilerinin yüzde 40'nın asgari ücretle çalıştığı Türkiye'de kamuoyu, merakla bu görüşmelerin sonunda ortaya çıkacak rakamı bekliyor.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, 'toplumu bir ay germenin anlamının olmadığını' söyledi.
"Aralık ayının ilk 10 günü ya da 15 günü içerisinde bunu imzalayalım. Pazardaki, marketteki tabloyu herkes biliyor. İşçi, bugün aldığını yarın aynı fiyata alamıyor. Yarın aldığını öbür gün alamıyor. Bu tabloyu göz önüne alarak bir rakam getirsinler" diyen Atalay, şöyle devam etti:
"Asgari ücret, bundan 45 sene evvel kurulduğunda belirleme ücretiydi. Devlet, ‘Bu ücretin altında işçi çalıştıramazsın' diyor. Bu ücret 12 kalemi ilgilendiriyor. İcrayı, evlenmeyi, boşanmayı ilgilendiriyor. Bu, son yıllarda geçim ücreti oldu. 7 milyona yakın insan bununla geçiniyor. Daha doğrusu geçinemiyor. Belirleme için 15 kişilik bir kurul çalışıyor. Bu kurulun yapısına itirazım var. Bu kurul, 12 Eylül'den kalan anti demokratik bir kurum. 5 hükümet, 5 işveren, 5 de bizim kanadımızdan katılım olacak.
'45 SENEDE 5 KEZ KATILMIŞIZ VERİLEN ÜCRETE'
Kasım ayında, buraya katılacak 5 kişiyi tespit edip kamuoyuna açıklıyoruz. Biz, 45 senede 5 kez katılmışız bu verilen ücrete. 40 sene katılmamışız. Bu sene 45 seneye bedel bir sene. İnsanların alım gücü düştü. Fiyatlar ortada. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Toplumu tebessüm ettirecek, büyük bölümünü mutlu edecek bir rakam olması lazım."
'UYGUN BİR RAKAM GELMEZSE BUNA KATILMAYIZ'
Hükümet ve işverenin getireceği rakamın ardından değerlendirme yapacaklarını vurgulayan Ergün Atalay, şöyle devam etti:
"Uygun bir rakam getirirlerse arzumuz, masa başında imzalayalım gitsin. Uygun bir rakam gelmezse buna katılmayız. Millet geçinmekte zorlanıyor. Bırakın bir ayı, 15 gün bile geçinemiyor. Pazardaki, marketteki tabloyu herkes biliyor. Bugün aldığını aynı fiyata yarın alamıyor. Yarın aldığını öbür gün alamıyor. Rakamları yaşayan herkes biliyor. Ben de biliyorum, ülkeyi yönetenler de biliyor. İşçi çok iyi biliyor. Onla evini döndürmeye çalışıyor. Pazar ve market raflarında 50 liraya aldığın, 10 gün sonra 70 lira oluyor. Bu tabloyu göz önüne alarak bize bir rakam getirsinler. Biz, 15'in 3'te 1'iyiz. 3'te 2'si işveren ile hükümet.
'İYİ BİR NETİCEYLE BİTMESİ İÇİN GAYRET SARF EDİYORUZ'
Toplumun taleplerini ülkeyi yönetenler dikkate alsın. Kamuoyunda siyasi partinin biri ‘4 bin olsun’, biri ‘4 bin 200 olsun’ diyor. Sendikamızın biri ‘5’, diğeri ‘7 olsun’ diyor. Herkesin bir rakamı var. Ama biz masadayız. Masada olanlar daha dikkatli davranmak mecburiyetinde. İyi bir netice ile bitmesi için gayret sarf ediyoruz."
NE KADAR OLMALI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 21 Ağustos 2020'de açıkladığı 'doğalgaz müjdesinin' üzerinden geçen süre zarfında, elektrik, akaryakıt ve doğalgaza toplam 35 kez zam yapıldı. Yalnızca elektrikte, 2018'den bu yana faturalar yüzde 122 civarında zamlandı.
Yoksulluk sınırı, DİSK ve TÜRK-İş'in verilerine göre 10 bin liranın üzerine çıktı. Uzmanlar, asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısından az olmaması gerektiği konusunda hemfikir.