Ekonomide veriler ne söylüyor? Merkez'in net rezervi ekside vatandaş borç batağında
Erdoğan ve AKP yöneticilerinin çizmeye çalıştığı olumlu tablonun aksine veriler ekonomideki durumun vehametini gözler önüne seriyor. Merkez Bankası'nın net rezervi, -37,9 milyar dolarken vatandaşın borcu da giderek artıyor.
GERÇEK GÜNDEM - SAMİ MENTEŞ
Türkiye sonbahar aylarıyla birlikte iyice içine düştüğü ekonomik türbülanstan bir türlü kurtulamıyor.
Ekonomik krizin en görünür olduğu alanlar döviz kuru ve enflasyon.
Ne Merkez Bankası’nın piyasaya yaptığı müdahaleler döviz kurunun tırmanışını durdurabiliyor ne de TÜİK’in yüzde 21,35 olarak duyurduğu enflasyon hane halkının mutfakta yaşadığı enflasyonla örtüşüyor.
Her gün başka bir şehirden emek kuyruklarına ilişkin videolar sosyal medyaya düşerken iktidar henüz ciddi bir sorun olduğunu düşünmüyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomide yeni bir model denediklerini açıklamıştı.
Yorumcular ise bu yeni modeli “yüksek kur/düşük faiz” olarak tanımlıyor.
MERKEZ’İN MÜDAHALESİ İŞE YARAMADI
Merkez Bankası, geçen hafta dövizin yükselişiyle birlikte piyasaya müdahalelerde bulundu. Yapılan müdahaleler etkisiz kaldı, dolar bugün 14 liranın üzerine çıktı.
Merkez Bankası rezervlerinden yapılan müdahaleler sonucu, rezervlerin ne durumda olduğu merak konusu…
Erdoğan, 8 Aralık’ta Katar dönüşü uçakta yaptığı açıklamada, “Rezervlerde son rakam 124 milyar dolar. Şu anda bu rezerv miktarı, herhangi bir korkuya yer olmadığının bir alametidir. Bu rezerv, bundan sonraki süreçte daha da artacak inşallah” demişti.
Ancak, tablo pek Erdoğan’ın çizdiği gibi görünmüyor.
NET REZERV EKSİDE
Gerçek Gündem, CHP yöneticilerine sunulan haftalık ekonomi raporuna ulaştı.
CHP’nin Meclis Grup Danışmanı Önder Doğan’ın hazırladığı “Haftalık Ekonomik ve Sosyal Veriler” başlıklı raporda, Merkez Bankası’nın rezervleriyle ilgili de bilgiler yer aldı.
Merkez Bankası, önceki hafta vadeli işlem borsasında Çarşamba günü 340 milyon dolar, Cuma günü 51 milyon dolar sattı. Bankanın piyasaya yaptığı iki günlük doğrudan döviz satım müdahalesinde ise toplamda 2 milyar dolara yakın doğrudan satış yaptığı tahmin ediliyor.
CHP’nin raporunda müdahaleler için, “Yangını, kağıt dolar banknotları atarak söndürmeye çalışan Merkez Bankası’nın bu müdahaleleri işe yaramadı. 10 Aralık’ta yaptığı üçüncü bir müdahale de bir sonuç vermedi” ifadeler yer aldı.
Raporda, Merkez Bankası’nın, brüt rezervinin 26 Kasım – 3 Aralık haftasında haftasında 2 milyar 30 milyon dolar daha azalarak 124 milyar 115 milyon dolara gerilediği, rezervde son iki haftada 4,3 milyar dolarlık erime olduğu belirtildi.
Peki, net rezerv ne kadar?
Merkez Bankası’nın Swap dâhil toplam döviz ve altın borçları 175,1 milyar dolar.
Böylece Merkez Bankasının net rezervi, (eksi) -37,9 milyar dolar olarak hesaplandı.
REEL SEKTÖRDE 685 MİLYAR LİRALIK KUR ZARARI
AKP’nin ve Erdoğan’ın en çok üzerinde durduğu alanlardan biri reel sektör. Eylül ayında başlayan ve giderek daha yüksek dalgalar halinde adeta ‘‘kur tsunamisi’’nin yaşandığı dönemde, reel sektör 122.3 milyar dolarlık kur riskiyle yakalandı.
Şirketlerin döviz cinsinden yükümlülükleri 278,3 milyar dolar ancak ellerinde sadece 156 milyar dolar var.
AKP, TL’yi serbest düşüşe bırakıp dövizin çıkmasına göz yummasıyla birlikte reel sektör şimdilik 685 milyar liralık kur zararıyla karşı karşıya kaldı.
YABANCILAR ÇIKIYOR
Yabancıların, Türkiye’deki sıcak paralarını akıbetiyle ilgili de raporda bilgiler yer alıyor:
“Yabancıların Türkiye’deki hisse senedi, iç borçlanma kâğıdı, banka mevduatı ve swaplardan oluşan sıcak para stoku, hem yabancı yatırımcıların Türkiye’den çıkmaya devam etmeleri, hem de (en fazla da) Türk lirasının değer kaybetmesi yüzünden 26 Kasım – 3 Aralık haftasında, 4,1 milyar dolar daha küçülerek 55,4 milyar dolara geriledi. Sıcak para stoku bu haliyle yılbaşındaki düzeyinin 33,6 milyar dolar altında bulunuyor.”
KREDİLER ARTTI
Vatandaşın bankalardan çektiği kredilerin miktarında da ciddi artış yaşandı.
Yılbaşından bu yana Türk lirası kredilerde yüzde 16,7 oranında artış, döviz kredilerinde ise (dolar cinsinden) yüzde 4,3 oranında azalma yaşandığının belirtildiği raporda, “Döviz kredilerinin Türk lirası karşılığı ise kur artışı yüzünden yüzde 77,3 oranında arttı. Bu artış döviz kredisi kullanan şirketlerin kur artışı yüzünden nasıl yüksek bir maliyete katlanmak zorunda kaldıklarını gösteriyor” ifadeleri yer aldı.
DÖVİZ KREDİLERİNİN MALİYETİ FAİZ HARİÇ YÜZDE 77 ARTTI
Döviz kredilerinin maliyeti hakkında da bilgi verilen raporda, şunlar kaydedildi:
“Merkez Bankası’nın politika faizini düşürüp reel sektörün finansman yükünü azalttığını iddia eden Recep Tayyip Erdoğan, Türk lirasının değerini düşürerek reel sektöre bankalardan kullandığı döviz kredilerinin maliyetini, kur farkı yoluyla faiz hariç yüzde 77 oranında artırdı.”
BATIK KREDİLERDE ARTIŞ
Bankaların zamanında tahsil edemediği için takibe aldıkları kredilerde ise bir haftada 2,7 milyar lira daha artış yaşanarak 161 milyar liraya kadar yükseldi.
Türk lirasının hızlı değer kaybı yüzünden finans piyasalarının sarsıldığı son iki ayda bankaların batık alacaklarında 12,7 milyar liralık artış yaşandı. Bankaların batık durumdaki alacakları Eylül ayı sonunda 149 milyar lira düzeyinde bulunuyordu.
VATANDAŞIN DURUMU: İCRALIK MİKTAR 54 MİLYAR LİRA
Vatandaşın kredi ve kredi kartı borçları son bir ayda 30 milyar lira fazlalaştı.
Vatandaşların bankalar ve finansman şirketlerine olan borcunun 792,9 milyar lirası bireysel (konut, otomobil, ihtiyaç) kredilerinden, 205,2 milyar lirası da kredi kartlarından kaynaklanıyor. Son hafta tüketici kredilerinde 3,2 milyar liralık, kredi kartı borçlarında ise 2,9 milyar liralık artış oldu.
Vatandaşın borçlarında yıl başından bu yana ise 91,1 milyar lirası tüketici kredilerinden, 54.6 milyar lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 145,7 milyar liralık artış yaşandı.
Vatandaşların vadesinde ödeyemediği için bankalar tarafından icraya verilen takipteki borçları da 18 milyar lirası tüketici kredilerinden, 5,9 milyar lirası da kredi kartlarından olmak üzere toplam 23,9 milyar lira düzeyinde bulunuyor.
Bankaların takipteki bu borçlarını düşük bir bedel karşılığında varlık yönetim şirketlerine satıyor olmaları bu rakamı olduğundan daha düşük gösteriyor.
Bu arada bankaların vatandaştan zamanında tahsil edemedikleri için takibe aldıkları ancak daha sonra da varlık yönetim şirketlerine sattıkları alacaklarından kaynaklanan vatandaşın borcu da Eylül 2021 sonu itibariyle 30,7 milyar lira olarak açıklandı.
Buna göre bankalar ve varlık yönetim şirketleri tarafından icra yoluyla vatandaştan tahsil etmeye çalıştıkları alacak miktarı 54 milyar lirayı geçiyor.
Böylece vatandaşların, bankalara, finansman şirketlerine, varlık yönetim şirketlerine ve TOKİ’ye olan (tahsili gecikmiş borçlar da dahil) toplam borcu 1 trilyon 56 milyar lira düzeyinde seyrediyor.
VATANDAŞ NE KADAR FAİZ ÖDEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmalarda faize karşı olduğunu, Kur’an’ı Kerim’i referans göstererek açıklıyor.
Ancak, vatandaşın faize ödediği miktar her geçen dönem artıyor.
Vatandaşların, kredi kartı ve tüketici kredisi borçları nedeniyle bu yıl ocak-ekim döneminde bankacılık sistemine ödediği faiz ise 95,8 milyar lira olarak gerçekleşti. Geçen yılın aynı döneminde bu tutar 67,1 milyar lira olmuştu.
BDDK’nın verilerine göre bu yılın ilk 10 aylık döneminde ödenen faiz geçen yılın tamamındaki 82,7 milyar liralık faiz ödemesinin de 13 milyar lira üzerine çıktı. Yılın tamamında ise 115 milyar liraya ulaşması bekleniyor.
HAZİNE’NİN FAİZ YÜKÜ ARTIYOR
AKP’lilerin “düşük faiz” söylemine rağmen iç borçlanma faizleri yüksek kalmaya devam ediyor. İki yıl vadeli devlet tahvilinin (gösterge faiz), 3 Aralık’ta yüzde 21,39 olan yıllık faizi 10 Aralıkta yüzde 21,07 oldu.
Beş yıl vadelinin faizi yüzde 22,62’ye yükseldi, 10 yıl vadeli tahvilin faizi ise yüzde 21,41 oldu.
Faiz oranları, önceki hafta sonuna göre iki yıl vadelide 0,32 puan, 10 yıl vadelilerde 0,15 puan azaldı. 5 yıl vadelide 0,05 puan, yükseldi.
Merkez Bankası, bankaları fonlarken kullandığı repo faizini indirirken, 2,3 trilyon liralık bir iç ve dış borcun anapara ve faiz ödemeleri ile bütçe açığını sürekli yeniden borçlanarak çevirmek zorunda bulunan Hazinenin faiz yükünü ise artırıyor.