Erdoğan'ın 'kur garantili mevduat' hamlesi risk primini uçurdu: 'Borçları çevirmek zorlaşacak'
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün açıkladığı yeni ekonomi tedbirleri gündemdeki yerini koruyor.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pazartesi günü gerçekleşen kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamanın etkisi sürüyor.
Erdoğan, "Yeni bir finansal alternatif sunuyoruz" diyerek, TL mevduat hesaplarının getirisinin döviz getirisi altında kalması durumunda aradaki farkın yurttaşlara ödeneceğini duyurmuştu.
Ekonomist Mustafa Sönmez, Erdoğan'ın yeni ekonomi tedbirlerini açıklamasının ardından Türkiye'nin risk priminin 600'ün üstüne çıktığını söyledi. Sönmez, Twitter hesabından, "Bütçeyi laçkalaştıracak cinlikler bulduğunu sanırsın ama, el alem bunu riskin tavan yapması diye anlar. TR'nin risk primi 600'ün üstüne çıkmış. En yakınındaki G. Afrika'nınki, bunun yarısı bile değil. Varın anlayın,ayrışmayı. Bu karne ile, yarın borçlarını da döndüremezsin." ifadelerini kullandı.
Bütçeyi laçkalaştıracak cinlikler bulduğunu sanırsın ama, el alem bunu riskin tavan yapması diye anlar. TR'nin risk primi 600'ün üstüne çıkmış.
— Mustafa Sönmez (@mustfsnmz) December 22, 2021
En yakınındaki G. Afrika'nınki, bunun yarısı bile değil. Varın anlayın,ayrışmayı.
Bu karne ile, yarın borçlarını da döndüremezsin.
Paylaşımı üzerine ulaştığımız Sönmez, bunun ne anlama geldiğini Gerçek Gündem'e anlattı.
Sönmez, "Risk primi özellikle kredi açan ülkeler ya da bankalar ve finans kurumları açısından fiyat belirlemede önemlidir. Tıpkı, sigorta şirketine gidersiniz arabanızı sigortalamak istersiniz. Araba riskliyse ona göre sizden prim alırlar. Yeni arabaysa riski azsa daha düşük prim alırlar. Primin yükselmesi demek bu ülke risklidir anlamına gelir. Eğer bu ülkeye kredi açacaksanız mutlaka yüksek prim yatırmanız lazım. Çünkü bu kredinin geri dönüşü sorunludur anlamına gelir. Bir ülkenin risk primi ne kadar yüksekse, o ülkeye borç verenler o kadar ihtiyatlı ve hatta isteksiz davranırlar. Risk priminin 600'e çıkması özellikle bu örtülü faizi içeren enstrümanla birlikte oraya sıçradı. Ondan önceki gn 577 idi, daha önceki gün 525 idi. Çok sert sıçramalar gösterdi. Yani demek ki bu örtülü faizin bütçeye, ekonomiye bir sorun yaratacağını düşünüyor dış gözlemciler." değerlendirmesini yaptı.
TÜRKİYE RİSK PRİMİNDE AYRIŞTI
Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye emsalindeki, ligindeki ülkeler içinde Türkiye'ye en yakın olan Güney Afrika, Türkiye'nin yarısı bile değil. Risk primi 200 küsurlerde. Türkiye risk açısından çok ayrışmış durumda. Risk primi bu kadar yükselirse o ülkenin borçlarını çevirmesi de zorlaşır. Size borç vermiş olan ülke, bu borcu tekrarlayalım dediğinizde bu primi gerekçe göstererek size kredi açmayabilirler."
"ÖRTÜLÜ FAİZ DÜZENİNİ SEÇTİ"
Erdoğan'ın açıkladığı ekonomik tedbir paketiyle ilgili görüşlerini de paylaşan Sönmez, bunun Hazine'ye yük olacağını söyledi. Sönmez, "Zamanında faizi artırmak yerine faizi indirme yolunu seçti. Döviz fiyatlarını cok yukarıya fırlatınca açıktan faiz artırmaya gitmek yerine böyle örtülü faiz düzenini seçti. Bunun yükünü de Hazine'ye bindirdi. Bu durum Hazine'de sorun yaratır. Acil durumlarda Hazine'yi kullanılacak bir araç olmaktan çıkarır. Hazine'ye yeni bir gider kapısı açtılar. Bu, dolaylı ya da doğrudan yeni vergileri zorunlu kılabilir." dedi.
"İÇERİDE DOLARI AŞAĞI BASTIRMA ÇABASI VAR AMA..."
Doları frenlemek için iç dinamikler kadar dünya piyasalarının da önemli olduğunu vurgulayan Sönmez, sözlerini şöyle noktalandırdı:
"Doların çıkmaması için bastırıyorlar ama doların fiyatını belirleyen sadece iç dinamikler değildir. Amerika faiz artıracak, yabancı yatırımcılar Amerika'ya yöneliyorlar onun için. Cazibe Amerika'da olduğu için bu doları güçlendiriyor. Doların güçlenmesi ve Türkiye'nin riskli ve sermayenin tercih etmeyeceği bir ülke haline gelmesi doları yukarı doğru itebilecek bir etken. İçeride doları aşağı bastırma çabası var ama dövizin fiyatını belirleyen şey sadece içerideki hamleler değil, dünyadaki konjonktür."