Altılı Masa'ya 'devrimci' ekonomik program çağrısı: 'Aksi taktirde görev süresini dolduramaz'
Halk TV yazarı Ozan Gündoğdu, Türkiye'nin enflasyonla büyüdüğünü ve enflasyonun düşürülmesi halinde işsizliğin artacağını yazdı.
Gündoğdu, bugünkü yazısında, "Türkiye, mevcut ekonomik büyümesini enflasyona borçlu. Çünkü, işletmeler için yarın üretim yapmak bugün üretmekten çok daha maliyetli. O halde, gelecekteki üretimi, erkene çekmek daha avantajlı. Bu durumda ortaya çıkan üretim fazlası stoklarda bekleyebilir. Stoklardaki ürünleri enflasyon nedeniyle durduğu yerde değerinin artması, stok maliyetlerini de telafi edecektir. Dolayısıyla enflasyon üretimi kışkırtır, büyümeyi tahrik eder. Nitekim, Türkiye ekonomisi tam gaz büyümektedir. Enflasyonun düşmesi beklentisi bile büyümeyi yavaşlatır. Büyümenin yavaşlaması ise işsizliği artırır." değerlendirmesini yaptı.
"Herkesin gözü döviz kurlarında. CDS 900’e dayanmış durumda. Bu ortamda, muhalif kamuoyu, iktidarın değişmesinin ardından yüksek seyreden döviz kurlarının aşağı düşeceği beklentisi içinde. Fakat döviz kurlarının düşmesi beklendiği gibi olumlu etkiler yaratmayabilir." ifadelerini kullanan Gündoğdu, enflasyon düşerken işsizliğin artacağını, şirketlerin bir kısmının batacağını ve döviz kurlarının düşmesi halinde de Türkiye'nin batacağını yazdı.
Gündoğdu, yazısını şöyle sürdürdü:
Bu 3 madde, iş dünyasının bildiği fakat halk kesimlerinin bilmediği sırlardan. Aynı anda hem enflasyonu hem de işsizliği düşüreceğini, bunu yaparken döviz kurlarını düşürüp, buna rağmen ihracatı artıracağını söylemek çok iddialı. Buna karşılık muhalefetin iddiası bu. Bu iddia, beraberinde çok kapsamlı ve “devrimci” (evet devrimci!) bir programı da şart koşuyor. Fakat, muhalefetin üzerinde uzlaştığı bir program henüz yok. Fakat bazı ilkeler var. Bu ilkelerden yola çıkarak anladığımız o ki, serbest piyasa kurallarına riayet edilecek, Merkez Bankası bağımsızlığı tesis edilecek.
Eğer bu yapılırsa, muhalefet, serbest piyasa kurallarına riayet ederek, Merkez Bankası bağımsızlığına saygı duyarak, bir ekonomi programını hayata geçirir ve enflasyonu düşürmeye odaklanırsa, yukarıda saydığım 3 maddeyle karşı karşıya kalırız. Bu durumda, 13’üncü cumhurbaşkanı kim olur bilmem ama 5 yıllık görev süresini tamamlayamayacağını söyleyebilirim.
Siyasi iktidar, Türkiye ekonomisini bir ulusal güvenlik krizi haline getirdi. Ekonominin gidişatı, bir olağanüstü durum olarak kavranmazsa, ülkenin gelecek on yılı ya enflasyona heba edilecek, 90’lardaki gibi istikrarsız bir rejim yaratılacak ya da iktidar değiştikten 2-3 yıl içinde despotik bir düzen yeniden kurulacak.