İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Raporu: Ölümler tespit edilmiyor
Sosyal Haklar Derneği (SHD), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerinden yararlandığı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Raporu’nu açıkladı.
Sosyal Haklar Derneği (SHD), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verilerinden yararlandığı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Raporu’nu açıkladı.
“Meslek hastalıklarının, bilinçli ve sistematik olarak tespit edilmediği” değerlendirmesinin yapıldığı raporda “Meslek hastalıklarından kaynaklı ölümler nedeniyle kişilerin ailelerine aylık bağlanmasına rağmen bu ölümlerin istatistiklerinin tutulmadığı”, “meslek hastalıklarına ilişkin inceleme ve davaların 10 yıldan fazla sürebildiği” ve “iş kazası sıklık hızının son 5 yılda yükseldiği” tespitlerine yer verildi. Raporda en fazla kazanın yaşandığı işkolunu ise inşaat olduğu bildirildi.
“SGK verilerine göre, 2017 yılında bin 604'ü erkek, 29'u kadın olmak üzere bin 633 kişinin iş kazası sonucu yaşamını yitirdiğinin” aktarıldığı raporda “Türkiye'de konuyla ilgili herkes; sigortasız ve kaçak çalışmalar, tespit edilmeyen meslek hastalıkları, bildirilmeyen iş kazaları vb. nedenlerden dolayı gerçek sayının çok daha fazla olduğunu bilmektedir” tespitinde bulunuldu. Raporda “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin, sahip olduğu sınırlı veri toplama olanaklarıyla, 2017 yılında en az 2006 iş cinayeti tespit ettiği” hatırlatıldı.
“Meslek hastalığı sonucu ölümler, bilinçli ve sistematik olarak tespit edilmiyor”
Meslek hastalıklarının tespit edilmesi konusunda 1990'lı yıllara göre gerileme olduğuna vurgu yapılan raporda şu değerlendirmeye yer verildi:
“1995-1999 döneminde yıllık olarak ortalama 167 meslek hastalığı sebebiyle ölüm tespit edilmiştir. 2000 yılında meslek hastalığı tespiti sayısı önceki yıla göre %20 azalırken ölüm tespiti sayısı birdenbire 6'ya düşmüş ve sonraki yıllarda bu seviyelerde sürmüştür. 6331 sayılı İSG sayısının yayınlandığı 2012 yılından sonra ise istatistiğe yansıyan meslek hastalığı tespitleri 0'a düşmüştür. Türkiye'deki çalışma ortamında ve sağlık sisteminde olağanüstü bir iyileşme olmadığına göre bu veriler 2000 yılından itibaren meslek hastalığı sonucu ölümlerin bilinçli ve sistematik olarak tespit edilmediğini göstermektedir.”
SGK verilerine göre Türkiye'de İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları, 1995-2017
Raporda “SGK'nın sunduğu istatistiklerde yıl içinde iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş göremez hale gelenler ve ölenlerin sayısı ile aynı nedenlerle sürekli iş göremezlik geliri ve ölüm geliri bağlananların sayıları arasında tutarsızlığa” dikkat çekilerek şu değerlendirmede bulunuldu:
“SGK verilerinden meslek hastalığı sonucu ölenler için 2017 yılı içinde gelir bağlanan 284 dosya olduğu; ‘2017 yılı içinde meslek hastalığı sonucu ölenler’ için, 157'si ölen kişinin eşi olmak üzere, toplam 197 kişiye hak sahibi olarak ölüm geliri bağlandığı görülmektedir. Geçmiş yıllarda meslek hastalığı sonucu ölenlerden dolayı ise, 61'i ölen kişinin eşi olmak üzere, 159 hak sahibine ölüm geliri bağlanmıştır. Bu veri bize 2017 yılı içinde ölen en az 157 kişinin ölümünün iş müfettişi veya mahkeme kararıyla meslek hastalığı sonucu ölüm olarak tescil edildiği ve hak sahiplerine ölüm geliri bağlandığını, ancak SGK tarafından meslek hastalığı istatistiklerine yansıtılmadığını göstermektedir.
Sütun (1) SGK İstatistikleri. Sütun (II): SGK, 2013, Tablo 2.11; SGK, 2017
“Meslek hastalıklarına ilişkin inceleme ve davalar 10 yıldan fazla sürebiliyor”
2013-2017 arasında bin 319 kişiye meslek hastalığı nedeniyle ölüm geliri bağlandığının ifade edildiği raporda “Meslek hastalıklarına ilişkin inceleme ve davaların yıllarca, bazen 10 yıldan fazla, sürdüğü bilinmektedir. Bu nedenle belirli bir yıl içinde bağlanan ölüm geliri sayısı önceki yıllardaki ölümlerin sayısı hakkında yaklaşık bir fikir vermektedir. Bu veriler her yıl 250'den fazla sayıda işçinin meslek hastalığı nedeniyle ölümünün SGK tarafından kabul edilmesi anlamına gelmektedir” değerlendirmesi kaydedildi.
“İş kazalarının azaltılması ve meslek hastalığı tespitlerinin arttırılması hedefi gerçekleştirilmedi”
“Meslek hastalıklarında ise SGK'nın ham verilerinde görülen azalma meslek hastalıklarının azaldığını değil sistem tarafından tespit ve tazmin edilmediğini göstermektedir” denilen raporda “Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Politika Belgesi’nde belirlenen “yüz bin işçide iş kazası oranının yüzde 20 azaltılması ve beklenen ancak tespit edilememiş meslek hastalığı vaka sayısı tespitinin yüzde 500 artırılması” yönündeki hedefin gerçekleştirilmesi konusunda somut adımlar atılmadığı kaydedildi. Raporda bu tespite yönelik “2009 yılında SGK'nın ham verilerinde yer alan meslek hastalığı sayısı 429 iken, 8 yıl sonra, 2017 yılında tespit edilen meslek hastalığı sayısı 691'dir” verisine yer verildi.
En çok ölümün yaşandığı iş kolları
“Kaza gibi ani gelişen olaylarda ölüm olaylarının saklanması, olayın adli kurumlara yansıması nedeniyle, imkansız değilse de, yaralanmalara göre daha zordur. Bu nedenle verilerin sağlıksız olduğu Türkiye gibi bir ülkede, iş kazası sonucu ölüm vakası sayısını baz almak daha gerçekçidir” açıklamasının yapıldığı SHD raporunda “İş kazası nedeniyle ölümlerde azalma değil artış bulunmaktadır” denildi.
Raporda iş kollarına göre, ölüm verileri de sıralandı. Buna göre, 587 kişinin hayatını kaybettiği inşaat işkolu iş cinayetleri açısından ilk sırada yer alıyor. SGK tarafından kayıt altına alınan tüm ölümlerin yüzde 36'sı inşaat işkolunda meydana geliyor. İş cinayetlerinin yüzde 14’ünün yaşandığı taşımacılık iki, yüzde 10’unun yaşandığı ticaret-büro-eğitim-güzel sanatlar işkolu ise üçüncü sırada yer alıyor. Bu iş kollarını yüzde 7,6 ile metal ve yüzde 5,3 ile madencilik ve taş ocakları işkolu geliyor.
“Yüz bin kişide ölüm hızı 44,9 ile en fazla madencilik ve taş ocakları işkolundadır. Ölüm hızlarının en yüksek olduğu diğer işkolları sırasıyla inşaat, çimento-toprak-cam ve taşımacılık işkollarıdır. İşkollarında çalışan işçi sayılarıyla hesaplanan ortalama ölüm hızı 11,8 olarak görülmektedir” verisine yer verilen raporda, yüz binde 0,7 ölümün yaşandığı banka-finans-sigorta işkolu, sağlıksosyal hizmetler, dokuma-hazır giyim-deri, basın-yayın-gazetecilik, ticaret-büro-eğitim-güzel sanatlar ve iletişim ise en düşük ölüm hızına sahip işkolları olarak sıralandı.
“1 milyon iş saatinde, iş kazası sıklık hızı 5,88’den 9,94’e yükseldi”
Raporda, iş kazası sıklık ve ağırlık hızlarına ilişkin şu veriler paylaşıldı:
“2012-2017 döneminde iş kazası sıklık ve ağırlık hızlarının verildiği tablodaki veriler genel olarak bozulmuş görünmektedir. 1 milyon iş saatinde iş kazası sıklık hızı 2013 yılında 5,88 iken 2017'de 9,94'e yükselmiştir. İş kazası ağırlık hızı da aynı dönemde 507 günden 973 güne çıkmıştır. Genel olarak iş kazası sonucu ölümlerin azalması, iş kazası sıklık ve ağırlık hızı gibi verilerin yıldan yıla iyileşmesi beklenmelidir. İSİG Meclisi'nin derlediği iş cinayeti verileri de işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından iyileşme bir yana bozulmanın sürdüğünü göstermektedir.”
Beklenen ölüm sayısı
Raporda meslek hastalığı nedeniyle gelecek yıllarda yaşanması beklenen ölümlere ilişkin veriler de yer aldı. Konuya ilişkin şu ifadeler kullanıldı:
“ILO verilerine göre, Türkiye'de işle ilgili hastalık sonucunda beklenebilecek ölüm sayısı konusunda tahminler yer almaktadır. ILO'nun (2018) aktardığı tahminlere göre dünyada her yıl meydana gelen iş kazası sonucu ölümlerin 6,3 katı sayıda ölüm işle ilgili hastalıklar sonucunda meydana gelmektedir. Bu veriler Türkiye'ye ilişkin 3 veriyle (SGK iş kazası sonucu ölüm, SGK ölüm geliri bağlanan dosya sayısı ve İSİG Meclisi) oranlandığında işle ilgili hastalık sonucu beklenen ölüm sayısı 10 bin ile 18 bin arasında değişmektedir.”
Öneriler
Raporda iş cinayetleri ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için şu önerilerde bulunuldu:
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği politikalarının belirlenmesinde ve uygulanmasında emekçilerin örgütlü gücünü temsil eden sendikalar ile meslek örgütleri sürecin aktif katılımcısı olmalıdır.
- Tüm emek ve meslek örgütleri ile demokratik örgütlenmeler çalışanların sağlık ve güvenliği mücadelesini geliştirecek şekilde çalışmalarını ve birliklerini güçlendirmelidir.
- Örgütlenme hakkının önündeki engeller kaldırılmalı, emekçilerin hak aramaları kolaylaştırılmalıdır.
- İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile güvenceli çalışma hakkı birbiriyle yakından ilişkili haklardır. Emekçilerin iş güvencesi kuvvetlendirilmelidir.
- Emekçilerin üzerindeki işsizlik baskısı kaldırılmalıdır. Bu doğrultuda keyfi işten çıkarmalar yasaklanmalı, işsizlik sigortasından yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı ve işsizlere sağlanan faydalar artırılmalıdır.
- 28 Nisan tarihi "İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü" olarak ilan edilmeli ve ilgili dönemde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki etkinlikler yoğunlaştırılmalıdır.
- Meslek hastalıkları ve işle ilgili hastalıkların üstünün örtülmesi politikasına son verilmelidir.
- Meslek Hastalıklarını Tespit Et, Tedavi Et, Tazminat Öde, Sorumluları Cezalandır, Önle!