'Kart yapılandırmada zarar yine halka çıkacak'
Uzmanlar, düşük faiz nedeniyle ortaya çıkan zararın yine halkın cebinden ödeneceğine dikkat çekiyor...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hafta başında açıkladığı ve Türkiye’de 25,6 milyon kredi kartı sahibini ilgilendiren düzenleme ile Ziraat Bankası’nın, toplamda 100 milyar TL’yi geçen kredi kartı borçlarını tek çatı altında toplaması öngörülüyor. Böylelikle, özel bankalara yüksek faizle borçlanan ve borçlarını ödemekte zorluk çeken milyonlarca insanın, borcunu daha düşük faiz ve daha uzun vadeyle Hazine garantisi altındaki Ziraat Bankası’na ödeyebileceği belirtiliyor.
Hükümetin kamu bankaları üzerinden ekonomideki borç sorununu yumuşatmaya çalışmasının tek örneği Ziraat Bankası değil. Bir diğer kamu bankası olan Halkbank da başta esnaf ve sanatkârlar olmak üzere küçük şirketlere yönelik yeni bir kredi paketi açıkladı. Buna göre banka, yılın ilk 3 ayında 10 milyar lira, yılın tamamında ise toplam 22 milyar lira ‘esnaf kredisi desteği’ verecek. Bu paketle 350 bin esnafa kredi dağıtılması hedefleniyor.
Peki son haftalarda art arda özel sektöre destek paketleri açıklayan Erdoğan yönetimi, atılan bu adımlarla 31 Mart yerel seçimleri öncesinde ekonomideki ‘kriz’ havasını dağıtabilecek mi? Uzmanlar, ‘seçim yatırımı’ olarak algılanabilecek düzenlemenin kamu bankaları üzerindeki baskıyı artırdığına işaret ediyor ve kamuya yaklaşık 1 milyar TL’lik ek yük getirebileceği uyarısında bulunuyor.
‘MEVCUT SORUNLAR BÜYÜYECEK’
Deutsche Welle'ye konuşan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Karatepe, ”Belki kısa bir süre ortam yumuşar ama bu palyatif adımlar mevcut sorunların büyümesine neden olacak” yanıtını veriyor. Prof. Karatepe, özellikle şirket borçlarının kamu bankaları tarafından üstlenilmesinin toplumsal maliyeti yüksek bir risk olduğuna işaret ediyor.
‘YÜZDE 10’LUK ZARAR HALKIN CEBİNDEN ÇIKACAK’
Türkiye’de aralık sonu itibariyle 103,4 milyar TL’lik kredi kartı borcu olduğun işaret eden Karatepe, ”Ziraat’in uygulayacağı faiz oranları, piyasadaki faizlerin yarısından da düşük. Dolayısıyla vatandaşların bu düzenlemye ilgi göstereceğini söyleyebiliriz. Haklılar da. Ancak yıllık yaklaşık yüzde 14 ile kredi veren Ziraat Bankası, bu kaynağı nasıl finanse edecek?” diye soruyor. Mevcut durumda Türkiye’de mevduat faizlerinin yüzde 23 seviyelerinde olduğuna işaret eden Karatepe, ”Yani Ziraat Bankası, parayı yüzde 23 faizle alıp yüzde 14 faizle satacak. Bu yüzde 10’luk faiz zararı ise Hazine’nin yani yine halkın cebinden çıkacak” değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiye’de hem vatandaşların hem de şirketlerin artan işsizlik ve enflasyon ile birlikte oluşan derin bir krize çok borçlu bir şekilde yakalandığına işaret eden Prof. Karatepe, şunları söylüyor: “Türkiye’de toplam borç stoku, Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 150’sine ulaşmış durumda. Bu tür palyatif tedbirlerle krizin daha da derinleşmesinin önü açılıyor. İnsanlar borçlarını kendi gelirleri ile ödeyecek hale gelmeden, atılacak bu adımlar ancak borç sorununu büyütür.”
‘HAZİNE’YE 1 MİLYAR TL EK YÜK YÜKLENECEK’
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) verilerine göre, 31 Aralık 2018 itibariyle Türkiye’de yaklaşık 685 bin kişi kart borcundan dolayı takibe düşmüş durumda. Batık kart borcu miktarı ise yaklaşık 7,5 milyar TL olarak hesaplanıyor. Türkiye’de şu anda işlemeyen kredi kanallarını işler kılmak için hükümetin arayış içinde olduğunu belirten siyasal iktisat uzmanı Dr. Ali Rıza Güngen, AK Parti’nin 2008 krizi döneminde de kamu bankalarını kullanarak ekonomik krizin etkilerini yumuşatma yolunu seçtiğini hatırlatıyor.
2008 krizi döneminde özel bankaların kredileri geri çağırırken, kamu bankalarının hükümet tarafından kredi vermeye zorlandığına işaret eden Dr. Güngen, ”Bir süre sonra çiftçiler için kurulan Ziraat Bankası ve esnaf için kurulan Halkbank’ın asıl işi tüm kesimlere ucuza kredi sağlamak oldu” diyor. Bu tür durumlarda kamu bankalarının bilançosunun bozulmaması için Hazine’den bu bankalara gelir kaybı kadar kaynak aktarıldığını dile getiren Güngen, düzenleme ile Hazine’ye yüklenecek ek yükün 1 milyar TL civarında olacağı görüşünde.
Hazine’nin gelir kaybı önleminin de bir sınırı olduğunu kaydeden Güngen, ”Tüm kredi kartı borçlarının yapılandırılması söz konusu değil. Ama kapsamı bir miktar genişletmek dahi son derece maliyetli” diyor. ‘Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) bütçe açığının kontrollü seyretmesi ve bütçe gelirlerinin artırılmasının vurgulandığını belirten Güngen, ancak atılan bu son adımların bütçe açığını artacağına işaret ediyor. Gülgen, bununla birlikte Erdoğan’ın açıkladığı bu adımın 2018’in son aylarında Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı YEP ile de çeliştiğini vurguluyor.