'Herkes bedel ödeyecek'

TÜGİAD Başkanı Anıl Alirıza Şohoğlu: Kalıcı önlemler almamız lazım. Günü kurtarıcı kısa vadeli değil, artık önümüzü göreceğimiz adımlar olmalı.

'Herkes bedel ödeyecek'

Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Anıl Alirıza Şohoğlu, Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'a konuştu. İşte o söyleşi:

Neredeyse falcı getirip tarot açalım diyeceğiz. Tarota soralım bir de küre koyalım soralım anca o karar versin. Bu aslında sadece Türkiye ile ilgili de değil. Öngörülebilirliğin olmadığı bu denizde nasıl yol alacağız?” dedi.

Bol para döneminin de sona erdiğini, yönetenlerin de iş insanının da halkın da bedel ödeyeceğini dile getiren Şohoğlu, “İlk defa Türkiye’de zam yapılmayıp işçilerin evet ben çalışırım beni işten çıkarma dediği dönemi yaşıyoruz. Güzel bir restorana gittiniz yediniz içtiniz hesap gelir ya hani... İşte şimdi hesap geldi. Bu hesap ödenecek” ifadesini kullandı. G20 Genç Girişimciler İttifakı’nda Türkiye’yi temsil eden TÜGİAD’ın Yönetim Kurulu Başkanı Anıl Alirıza Şohoğlu ile son ekonomik gelişmeleri konuştuk.

Faiz sarmalı

Özellikle 2018 Ağustos’tan itibaren ekonomide dengeler altüst oldu, biraz o süreci değerlendirir misiniz, nasıl etkiledi sizi?

- 2018’in ilk çeyreği iyiydi. Seçimlerden ve özellikle ağustostaki kur şokundan sonra işler değişmeye başladı. Kur şoku bizi çok yordu. Kurla birlikte faizler ve enflasyon da yükselmeye başladı. Büyüme rakamları üçüncü çeyrekte düşmeye başladı. Kur bir ara 7.20’yi aştı. Hükümet önlemler aldı. Yılı 5.30’lar civarında kapattık. 2019 da 2018’in etkileri altında başladı. Artık büyümenin durduğunu çok net gördük. İnsanlar ağustos eylül ayında kur 7.20’yi görünce bütün maliyetlerini 7 TL’ye göre ayarladılar. hammade hep 6.50 - 7 TL’lerden alındı. Şimdi kur 5.30’dan ürününüzü satmaya başlıyorsunuz. 5.30’u gördük mutlu olduk. Ama ihracatçı mutlu mu? Değil. Yabancılar da bu dönemde çok pazarlıkçı oldu. Kur yükseldi çok kazandınız şimdi indirim yapın diyorlar. Ama yine de Türkiye şanslı. Fed 2019’da faiz artırmayacağını açıkladı. Avrupa Merkez Bankası faizleri artırmayacak. Bu durumun bizim gibi gelişmekte olan ülkelere faydası oldu. Ama bizde şöyle bir sıkıntı var; ülke faiz sarmalına girdi. Bugün ticari kredi faizleri yüzde 25’lere gelmiş. Bu faiz oranıyla ne ev, ne araba alırsınız ne de yatırım yaparsınız. Hepimiz şu anda 31 Mart seçimlerine kitlendik. O zaman ne olacağına bakacağız. Faizler inerse yatırımlar yine başlayabilir.

Karamsar değilim

31 Mart’tan sonrası için öngörüleriniz ne, ekonomistler çok umutlu konuşmuyor?

- Karamsar değilim. Karamsarlığın kimseye faydası yok. Artık sadece Türkiye’yi değil dünyayı okumak lazım. Türkiye’de ekonomi daralıyor evet ama ciddi bir global sıkıntı da var. Bunu fırsata çevirmemiz lazım. Yoksa oturup 31 Mart’ta şöyle oldu, dolar düştü. Buna bakarsak hiç yol alamayız. Biz TÜGİAD olarak yurtdışı odaklıyız. Dünyayı geziyoruz. Geçen haftalarda Kanada’daydık. G20 Genç Girişimciler İttifakı’nın başkan ve yöneticilerinin katıldığı G20 YEA Liderler Kurulu toplantısında Türkiye’yi biz temsil ettik. Gittiğimiz her yerde bizim 2015’teki misafirperverliğimizi örnek veriyorlar. Mayısta Japonya’daki G-20’ye gideceğiz. Bu ülkede son yıllarda 17-25 Aralık oldu. 15 Temmuz oldu, bir sürü iniş çıkış oldu. Moralimiz bozuluyor mu bozuluyor. Motivasyonumuz düşüyor mu? Düşüyor. Ama STK’ler olarak oturup karamsarlık yaparsak bunun kimseye faydası yok. Üreteceğiz, çalışacağız, ülkeyi temsil edeceğiz.

Neredeyse tarot açacağız

Herkes bedel ödeyecek dediniz. Resmi rakamlara göre bile en az 1000 firma konkordato ilan etti, ne öngörüyorsunuz?

- Konkordatoların çoğu iflas olarak dönecek, çoğunun kurtulacağına inanmıyorum. İşsizlik olarak geri dönecek. İki sene önce iflas erteleme modaydı. Bu konkordatoların birçoğu maalesef kötü niyetli kullanıldı. Bankalara çok ciddi bir yük bırakıldı. Konkordatonun denetlenir olması lazımdı. Konkordatoyu ilan eden kendini kurtardı ama ona iş yapan, istihdam sağlayan tedarikçilerin hepsini yaktı. Ama şimdi konkordato için de tedbir alındı eskisi kadar kolay olmayacak.

Çok çalışacağız

Bankalara da ciddi eleştiri var, kredi alma konusunda zorlanıyor musunuz?

- Geçen yıl mayıs ayına kadar bankalar size şunu verelim ipoteğin iki katı kredi verelim derlerken, maalesef ağustostan sonra ipotek de verseniz ne verirseniz verin krediler kısıldı. Çünkü banka da yurtdışından sendikasyon alıyor o dönem yüzde 5-6 civarındaydı faiz, şimdi yüzde 10’a çıkmış. Şimdi banka da yurtdışından bu sendikasyonu alamıyor. Banka para bulamayınca ne oluyor zincirleme etki yaratıyor. İş insanının öz kaynağı yetersiz. Ne yapıyor 10 liralık evini gidip 5 liraya satmaya yer aradı. Faiz arttı, kur arttı ama para yok. arka arkaya gidiyor. Yani tek bir sebep yok.

2001 krizi kamu kaynaklı krizdi. Ama bu kriz özel sektör krizi haline geldi. Özel sektör krizinin halka yansıması daha sert oluyor. İşçi çıkartmaktan kimse mutlu olmuyor. Ama mecbur kalıyorsunuz. Bugün yüzde 25’e varan bir enflasyon var. Enflasyon oranında artan bir asgari ücret artışı var ama hiçbir arkadaşımız ürettiği ürünü yüzde 25 zamla satmıyor. Şu su bir durulsa herkes o zamana göre planını yapacak. Ama şu anda öngöremiyoruz. Ama kasım ayından beri biraz duruluyor. Yani kur ne olur faiz ne olur demenin sonu yok.

TÜGİAD’da biz ayda iki kez yönetim kurulu toplantsı yapıyoruz. Şubelerden ya da dernekden danışmanlardan ekonomik öngörüler alıyoruz. Ekonomistler bile öngörü yapamıyor. Şöyle diyor şöyle olursa böyle olur onu ben de biliyorum. Neredeyse falcı getirip tarot açalım diyeceğiz. Tarota soralım bir de küre koyalım soralım anca o karar versin. Bu aslında sadece Türkiye ile ilgili de değil. Adam gidip bir tweet atıyor... Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Öngörülebilirlik yok. Öngörülebilirlirliğin olmadığı bu denizde nasıl yol alacağız? Tek şansımız var işimize sahip çıkacağız, daha çok çalışacağız.

Reform olmalı

Yüzde 25 faizlerden bahsettiniz, faiz düşse yatırım yapılır mı?

- Biz Türkler yaparız, ama yabancı yatırım yapmaz. Yabancı yapısal reformları bekliyor. Bugünü kurtarmamak lazım. Yabancı yatırımcı nereye gelir? Güvendiği yere gelir. Güven için yapısal reform lazım. Yapısal reformun birinci sırasında hukuk gelir, ikinci madde güvendir. Bunların olması lazım. Faiz düştü diye yoksa gelmez yabancı. Yapısal reformların olacağını düşünüyorum. Ekonomimiz sıcak parayla büyüyor. Sıcak para faiz yüksek olduğu yere geliyor. Para gelip de fabrikaya, sanayi kuruluşuna dönmüyor. Bir şekilde faize koyuyor dolar alıyor oradan tekrar geri gidiyor. Bizim gelen parayı yatırıma çevirmemiz lazım. Türkiye’nin hâlâ sermaye çekecek potansiyeli var. Şimdi herkes bundan ders alacak. Bu ülkenin yöneticisi de iş insanı da halkı da ders alacak. Yani bol para geldi harcayım olmayacak.

850 üye

TÜGİAD’dan biraz bahseder misiniz, kaç üyeniz var?

- 850 üyemiz var. 50 milyar dolara yakın ticaret hacmi, 16 milyar dolar ihracat hacmi olan, 100 binden fazla istihdam sağlayan bir yapı. Hepsi burada kazanan burada üreten burada yaşayan arkadaşlar. 32 yıllık bir geçmişimiz var.

Yeni dönemde hedefleriniz neler?

- En büyük hedeflerden biri yurtdışındaki iş hacmini genişletmek. Kanada, İngiltere, Yunanistan, Belçika, ABD, İtalya gibi ülkelerde temsilciliğimiz var. Girişimcilikle ilgili konulara ağırlık vereceğiz. Burada bir şeyler yapmaktan ziyade yurtdışından ülkeye döviz getirecek ne yapabiliriz diye bakıyoruz. Artık her uçakta bir TÜGİAD üyesi olsun istiyoruz. Var da.

Güven ortamı sağlanmalı

Bir öngörü yapabiliyor musunuz ne kadar süre sonra düzlüğe çıkılabilir, şirketiniz açısında plan yapabiliyor musunuz?

- Revizyonlar çok sık geliyor. Eskiden yıllık plan yapardık. Yıllık alacağımız vereceğimiz artık onlar kısaldı. Biraz daha ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız, biraz bekleyeceğiz, bir ekonomimizi düzelteceğiz, giderlerimizi kısacağız, ondan sonra atılacak adımları seyredeceğiz. Her inişin bir çıkışı vardır. Karamsar olup da gidip şirketi kapatalım yok öyle birşey. Acı çekmeden mutluluk yok. 2019’un ikinci yarısında düzelme olabilir diye bekliyorum. 2020’de artık işler düzelir.

2019’un ikinci yarısında düzelme bekliyorum dediniz, öncelikle adım atılması gereken alanlar hangileri?

- Yapısal reformlar. Artık kalıcı önlemler almamız lazım. Bizim böyle günü kurtarıcı kısa vadeli değil artık önümüzü göreceğimiz adımlar olmalı. Ben şuna eminim bu halk bunu yapar. İkincisi güven ortamı ne olursa olsun kurulmalı. Bunlar olursa birçok şeyin düzeleceğine eminim. Hukukun olduğu, eğitimin düzeldiği, adaletin tekrar sağlandığı, herkesin huzurlu olduğu, bir sürü reformun yapıldığı, piyasaya içeriye dışarıya güven verildiği bir ortam olduğu zaman tekrar Avrupa Birliği’ne döndüğümüz zaman. Biz bu hedeflerden vazgeçmedik dendiği zaman her şey yapılabilir.