Sayıştay'dan dikkat çeken talep
TÜSİAD bütçe raporunu yayımladı.
Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından yayımlanan Merkezi Yönetim Bütçesi Takip Raporu’nda, 2017’de 1.4, 2018’de 9 milyar TL olan kamu özel işbirliği (KÖİ) projeleri ile Kredi Garanti Fonu kapsamında yapılan ödemelerin 2019 bütçesinde 13.6 milyar TL’ye çıkarıldığı belirtildi.
Raporda, söz konusu rakamın 2020’de 24.7, 2021’de 28.2 milyar TL’ye çıkacağı tahmini yer aldı.
2017’de 124.7 milyon TL olan şehir hastaneleri için kira ödemelerinin 2021’de tam 74 kat artarak 9.2 milyar TL’ye yükseleceği, aynı dönemde şehir hastanelerinden hizmet alımlarının 186 milyon TL’den 7.6 milyar TL’ye, köprü geçişlerinin garanti ödemelerinin 1.1 milyar TL’den 6.4 milyar TL’ye yükseleceği öngörüldü.
Raporda, köprü ve otoyollar için verilen araç geçiş garantisi ödemeleri ile şehir hastanelerine yapılan kira ve hizmet alımı ödemelerinin yanı sıra batık KGF kredileri için yapılan aktarımların şeffaf olması ve her ay ne kadar ödeme yapıldığının ilan edilmesi talep edildi.
Sayıştay talebi
Sayıştay’ın kamuoyuna açıkladığı Düzenlilik Denetimi Raporları’na ilişkin şu talep yer aldı: “Her bir kamu idaresinin düzenlilik raporunda saptanan ve dile getirilen kamu zararı, suç teşkil eden fiil gibi hukuka aykırılıklar hakkında yargısal rapor hazırlanması sürecinin başlatıldığına dair bir açıklamaya da Düzenlilik Denetimi Raporları’nda yer verilmesi sağlanmalıdır. TÜSİAD raporunda, Bir sonraki yıla ait Düzenlilik Raporu’nda da bu konudaki sürecin hangi aşamada olduğu açıklanmalı ve kamuoyunun hafızası canlı tutulmalı” denildi.
Özelde rekor sapma
Cumhuriyet'ten Emre Deveci'nin haberine göre, raporda, “özel bütçeli kurumların gelir tahminlerindeki sapmalara” dikkat çeken özel bir bölüm de yer aldı. Merkezi yönetim kurumları içinde yer alan, genel bütçeden yardım alan ve başta üniversiteler olmak üzere sayıları 140’ı aşan özel bütçeli kurumlarda 2018 bütçesinde 10.8 milyar TL olarak yer alan gelir tahmini, yıl sonunda 23.6 milyar TL olurken, tahmin ile gerçekleşme arasındaki sapma yüzde 116 ile rekor kırdı.
Ücretli hizmetler sunarak gelir elden eden bu kurularda 2012’de yüzde 58 olan ve her yıl düzenli olarak yükselen söz konusu sapma raporda, “Başlangıç gelir tahmini ne kadar düşük tutulursa, tahminlerin üzerinde sağlanan gelirin kurum üst yöneticisi tarafından bir ‘iktidar aracı’ olarak elde tutulması ve ‘takdir edilen proje ve bölüm yöneticilerine ödenek olarak tahsis edilerek’ kullanılması o kadar mümkün olmakta” denildi.
Özel bütçeli kurumların nakit fazlalarını çoğu kez vadeli banka hesaplarında tuttukları, hatta kamu hesaplarına da yansıtmayabildikleri ve acil nakit ihtiyaçları için Hazine’den nakit talebinde bulundukları, bunun da Hazine’nin borçlanma ihtiyacını artırdığı raporda vurgulandı.