Ekonomist Mustafa Sönmez: ‘‘Doğru yönetilemezse Türkiye ekonomisi seçim ertesinde ağır bir bunalıma girebilir’’
14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin ana gündem maddelerinden biri ekonomi. Peki, seçimden sonra her iki senaryoda da ekonomi nasıl olur? Siyaset bilimci Mustafa Sönmez, Gerçek Gündem’e anlattı.
GERÇEK GÜNDEM - Son yıllarda eriyen alım gücü, artan hayat pahalılığı, enflasyon, Borsa ve dolar gündemden düşmezken, uygulanan ekonomi modelinin de iktidar değişirse değişeceği biliniyor.
Seçimden sonra gelecek yeni yönetimin ekonomi konusunda sorunlarla karşılaşabileceğini vurgulayan ekonomist Mustafa Sönmez, ‘‘Döviz kuru birden, çok ciddi şekilde yükselebilir’’ diyor.
‘‘İktidara kim gelirse gelsin, 15 Mayıs sonrasında doların üstündeki basıncı azaltmak zorunda’’ diyen Sönmez’in anlattıklarından öne çıkanlar şöyle:
‘‘15 Mayıs'a kadar yaşanmakta olan durum, aslında bir geçici durum. İktidarın sadece 15 Mayıs'a kadar bir türbülans, bir kriz hali olmaması için futbol terimiyle top çevirdiği haftalardan geçiyoruz. Yine de 15 Mayıs'a kadar herkesin yüreği ağzında. Çünkü her an kontrolden çıkması muhtemel bir döviz kuru var. Döviz kurunu hükümet yükselmesin diye çeşitli yollar, yöntemlerle bir-iki yıldır bastırıyor. Ama dövizi bastırırken faizi de bastırıyor. İkisini birden bastırmak aslında işin tabiatına aykırı.’’
‘‘EĞER BU DOĞRU YÖNETİLEMEZSE TÜRKİYE EKONOMİSİ SEÇİM ERTESİNDE ÇOK AĞIR BİR BUNALIMA GİREBİLİR’’
Hükümet böyle yaparak zaman kazanmaya ve kendisini bir an önce seçim eşiğinden atmaya çabalıyor. Ama bu mesele bir anda Türkiye ekonomisini çok kırılgan bir yere de getirdi. Eğer bu doğru yönetilemezse Türkiye ekonomisi seçim ertesinde çok ağır bir bunalıma girebilir. Döviz kuru birden çok ciddi şekilde yükselebilir. Bir patlama olabilir. Onun için dua edelim ki 15 Mayıs'a kadar ciddi bir alt üst oluş yaşanmasın.
Çünkü döviz kurunun bir anda yukarı gitmesi yeni enflasyon demek. İthalat ciddi ölçüde pahalılaşıyor. Zaten dünyada enerji fiyatları yükselmeye başladı. Bir de bu döviz kuruyla yapılan ithalat maliyetleri artarsa, yeni bir enflasyon dalgası söz konusu olur. Onun için 15 Mayıs'a kadar bunun bir şekilde kontrol altında olması herkesin bir açıdan isteği ama istek yetmiyor. Böyle bir durumdan faydalanmak isteyenler de çıkabilir.
‘‘HUKUK DEVLETİ VAADİ YABANCILARIN TÜRKİYE'YE YATIRIMA CEZBEDEBİLİR’’
‘‘Bunlar yaşanarak görülebilir, mutlak şeyler değil. 15 Mayıs'ta biz döviz kurunun ciddi bir şekilde bastırıldığı bir sabaha uyanacağız. O nedenle iktidara kim gelirse gelsin, 15 Mayıs sonrasında bu basıncı azaltmak durumunda: Yani dövizin üstündeki basıncı azaltmak durumunda. Bu basınç iki türlü azalabilir:
Türk lirası faizlerini artıracaksınız. Yani Türk lirası faizleri öyle cazip hale gelecek ki, insanlar döviz tutmak yerine, dövizlerini satıp hep mevduata yatıracaklar. O faiz getirisi onları ikna edecek. Aynı zamanda dışarıdan yoğun bir para girişi olması gerekiyor.
Yani artık seçim bitmiştir, herkes önünü görebilmektedir 5 yıl süreyle. O nedenle eğer Millet İttifakı kazanırsa bu daha yüksek bir ihtimal.
Çünkü Millet İttifakı, yabancıların önem verdiği akla uygun ekonomi politikalar aynı zamanda bir hukuk devleti vaat ediyor. Bu yabancılar açısından istikrar demek. Dünyaca geçerli olan ekonomi kurallarını uygulamak ve yine uygar dünyada geçerli olan hukuk devletine, yargı, yasama, yürütmenin işini yaptığı, kayırmacılığın olmadığı, tek adam sisteminin işlemediği bir hukuk devleti vaadi, yabancıların Türkiye'ye yatırıma cezbedebilir.’’
Kaynak: Haber Merkezi