İstanbul'da 3 ilçede kiralar fırladı! Barınma sorunu nasıl çözülecek?
Barınma krizinin en derin şekilde yaşandığı İstanbul'da üç ilçede kiralar fırladı. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökçe, krizin çözümü için önerilerini sıraladı.
Artan enflasyon ve ekonomik krizle birlikte fiyatı en çok yükselen kalemlerden biri de ev kiraları oldu. İstanbul’un 3 ilçesinde fiyatlar adeta uçtu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe barınma krizine ilişkin çözüm önerilerini sosyal medyadan sıraladı.
Gökçe, ahibinden.com istatistiklerini referans alarak, kiralananın tahliyesi için açılan dava sayısının 2 yılda yüzde 47 arttığına dikkat çekti.
Gökçe Twitter hesabından barınma krizine ilişkin çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
"Barınma krizi derinleşiyor
Kiralananın tahliyesi için açılan dava sayısı 2 yılda yüzde 47 arttı.
2020 yılında 27 bin 430 dava varken, 2022 sonunda dava sayısı 42 bin 31'e çıktı.
Tahliye davaları Sulh Hukuk Mahkemeleri'nde açılan davaların yüzde 60'ına yaklaşmış durumda.
Bu yıl Mayıs ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre
Türkiye genelinde kira fiyatları yüzde 101 oranında artış gösterdi.
İstanbul'da kira fiyatları yüzde 109 oranında artarken, İzmir'de artış yüzde 150, Ankara'da yüzde 192 oldu.
Önemli bir veri de İstanbul'da sadece Ocak - Mayıs döneminde satılık konut fiyatlarında yaşanan artış. 5 ayda İstanbul genelinde fiyat artışı yüzde 16,5 olurken, Arnavutköy'de artış yüzde 28,1'i, Şile'de yüzde 31,7'i, Çatalca'da yüzde 33'ü aşmış durumda.
Yaşanan bu fiyat artışları nedeniyle yeni ev kiralamak isteyenler bütçelerine göre ev bulamazken, hali hazırda kiralık evde oturanlar ile ev sahipleri arasında yaşanan sorunlar da tahliye davalarında patlamaya ve sosyal sorunlara neden oluyor.
Peki ne yapabiliriz?
Kısa ve orta uzun vadede yapılması gerekenler aşağıda ?
Kısa vadede;
Dar ve Sabit gelirliler ile Öğrencilere Kira Yardımları Hakkında Yasal Düzenlemeler yapılmalıdır.
Riski olmayan güvenli binadaki boş konutların, başta kentsel dönüşüme tabi olan riskli binalarda yaşayanlara dönüşüm sırasında, acil barınma kapsamında olanlara kiralanması teşvik edilmelidir. Evini bu amaçla kiralayanlara vergi indirimleri uygulanmalıdır.
İkinci, üçüncü ve daha fazla sayıda konutunu 2 yıldan fazla boş tutanlara katlamalı emlak vergisi uygulaması başlatılmalıdır.
Tüm konut projelerinde inşa edilen toplam konutlardan belirli bir payın düşük gelirliler ve dezavantajlılar için sosyal konut olarak ayrılması teşvik edilmelidir.
Konut kiralamaları ile satışlarında rayiç bedel, kira bedeli ve satış bedellerinin piyasa manipülasyonlarına konu olmaması için caydırıcı hükümler hızla yürürlüğe konulmalı, emlak aracılık hizmetlerinde etkin bir denetim sistemi hayata geçirilmelidir.
Orta-Uzun Vade;
Konut maliyetlerini hem arz hem de talep kısmında ucuzlatacak mali ve finansal tedbirler hızla yürürlüğe konmalıdır.
Konut Finansman Sistemi kapsamlı bir yeniden yapılandırmaya tabi tutulmalıdır.
Kamu ve özel sektör bankalarına ilave olarak yeni konut finansman kurumları sisteme kazandırılmalıdır.
Toplu Konut Fonu yeniden ihdas edilmelidir. TOKİ hem konut imalatçılarına hem de vatandaşa kredi düzenlemelerine yeniden başlamalıdır.
Dar ve sabit gelirli vatandaşlara sosyal konut arzı çeşitlendirilmelidir. Sosyal Yardımlı Konut, Sosyal Kiralık Konut, Mülk Sosyal Konut ile Halk Konut olarak vatandaşlara farkı seçenekler sunulmalıdır.
Konut inşaatında bozulan tedarik zincirleri güçlü bir şekilde yeniden kurulmalıdır.
Konut üretim maliyetlerini azalmak için yeni iktisadi teşebbüsler ve yerli inşaat sanayi desteklenmelidir.
Sosyal konut inşa edenler ile inşaat malzemesi üreten iktisadi teşebbüsler desteklenmelidir.
Türkiye, tüm dünyada faaliyet gösterecek şekilde güçlü bir Sosyal Konut Üreticiler Birliği’ne kavuşmalıdır.
Çevreci konut imalat ürünleri ile hızlı yapım teknikleri geliştiren ve patent alan üreticiler ve hizmet sağlayıcılara devlet desteği sağlanmalıdır.
Kaynak: Haber Merkezi