Ürünler Tarlada Kaldı, Çiftçiler Tepkili: 'Tarladaki Değeri 50 Kuruş, Markette 15-20 Lira'
Tarlada alıcı bulamayan sebze ve meyveler, raflarda ateş pahasına satılıyor. Bazı çiftçiler ürünleri halka bedava dağıtıyor. Alıcıların çok düşük fiyat teklif ettiğini söyleyen üreticiler, tepkili.
Aylarca ekip biçtikleri ürünleri tarlada kalan çiftçiler tepkili. Kimileri, ürünleri halka bedava dağıtıyor, kimisi ise düşük fiyatla da olsa bir alıcı bulup satmaya çalışıyor. Emeklerinin heba olduğunu söyleyen üreticiler, buna çözüm bulunmasını istiyor.
Ekonomim yazarı Ali Ekber Yıldırım, Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Yılmaz Köyü'nü ziyaret etti. Burada halkın tarladan kavun topladığını söyleyen Yıldırım, tarla sahipleri Ahmet Akbaş ve Eyüp Çakar ile yaptığı sohbeti aktardı.
"KİLOSUNU 25 KURUŞ-1 LİRA ARASINDA ALMAK İSTİYORLAR"
Ahmet Akbaş yaşadıklarını şöyle özetledi:
“Biz yaklaşık 2,5-3 aydır bu kavunun üretimi ile uğraşıyoruz. Burası 65-70 dönüm. Bize buranın maliyeti yaklaşık 1,5 milyon lira. Yaklaşık 10 gündür tüccar arıyoruz. Ürünümüzü satacak, malımızı gönderecek birini arıyoruz. Bulamadık. Bulduklarımız çok komik rakamlar teklif etti. Tarlanın tamamına 100 bin lira veren de oldu 200 bin lira veren de. Tahminimize göre 550-600 ton ürün var. Kilosunu bizden 25 kuruşla 1 lira arasında almak istiyorlar. Bu komik rakamlara biz de malımızı tüccara vereceğimize, bu pis ekonominin içine fayda sağlayacağımıza köylülerimiz yararlansın dedik, çevre köylerden, 10-15 kilometre uzaktaki köylerimizden bile gelip kavunları topladılar. Bu bizim için o 100-200 bin liralardan daha değerli bir şey. Milletimiz faydalansın en azından, yapacak başka bir şey yok. Zaten toplamaya kalksak onun maliyeti daha yüksek. Yani 100-200 bin liraya satsaydık üzerine toplama masrafı çıkacaktı.
Bu tarlayı sürüp brokoli ekmek istiyoruz. Ağabeylerimle öyle konuştuk. Ama kararsızız. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sadece kavun değil. 70 dekar patlıcan üretimimiz var. Ayrıca 60 dekar biber üretimimiz var. Onlarda da durum aynı. Abimle konuştuk bunları da köylülere haber verelim gelsin alsınlar diyoruz. Sadece kavun değil ektiğimiz her üründe özellikle bu yıl sıkıntı yaşıyoruz. İhracat yasakları nedeniyle ürün elimizde kaldı. Alıcı bulamıyoruz. Ürettiğimizin hiçbir değeri kalmadı.”
Eyüp Çakar ise girdi maliyetlerindeki artışa dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Geçen seneye oranla girdi maliyetleri 3 katına çıktı. Ama satış fiyatımız geçen senenin altında. İşin içinden çıkılmaz bir hale geldi. Ben 34 yaşındayım. Gözümü toprakta açtım. Biz bu toprakta büyüdük bizim mesleğimiz bu. Atamızdan gelen mesleğimiz bu. Tabi biz bunu eski çağlarda gibi yapmıyoruz. Toprakta malçlama var. Damla sulama var, vahşi sulama yok. Günümüzün en modern şeklinde üretmeye çalışıyoruz. Ama maalesef gelirimiz giderimizi karşılamıyor. Bizim mesleğimiz bu, biz bunu son traktörümüz kalana kadar yapmak durumundayız."
"BU YIL KAZANDIRAN ÜRÜN YOK"
Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, bugünlerde ürününü satamadan tarlasını bozan, süren çok sayıda çiftçi olduğunu belirterek, “Bu yıl çok kötü bir yıl yaşıyoruz. Patlıcan, biber, domates, kavun, buğday, arpa, aklınıza gelecek her türlü tarım ürünü yerle bir. Para etmiyor. Birçok üründe verilen fiyat fide parasına, damla sulama masrafına yetmiyor. İnsanlar ürünleri hayvanlarına yediriyor. Çiftçi arkadaşlarımız ne ekeceğini şaşırdı. Domates mi, biber mi, kavun mu, karpuz mu? Ne ekeceğine karar veremiyor. Ne ekse zarar ediyor. Herkes çeşitlilik arıyor. Başka ürünler deniyor. Ama yine zarar, yine zarar. Bu yıl bozulan çok tarla var. Yani ürünü toplamadan süren çok. Ama bu çiftçiler bu ürünler için ciddi masraflar yaptı. Hepsi borçlanarak üretim yapıyor. Ziraat Bankası’na diğer bankalara borçları var. Bu borçlar nasıl ödenecek? Devletimizin mutlaka yardım etmesi lazım” dedi.
Salihli'de Taytan Mahallesi'nde de benzer bir sahne olduğunu söyleyen Yıldırım, traktörle karpuz tarlasını süren çiftçi Osman Akbaş'ın söylediklerini şöyle aktardı:
"Üretim çok. İhracatta sorun olunca Türkiye tüketemiyor bu kadar karpuzu. Mallar elimizde kaldı. Karpuzun son 10 yılda yaşadığı en büyük kaoslardan biri bu yıl yaşanıyor. Şu an tarladaki değeri 50 kuruş karpuzun. Pazarda, markette 15-20 lira. Aradaki uçurumun nasıl olduğunu inanamıyoruz. Bizden 50 kuruşa alınıp pazarlarda 15-20 liraya satılmasına şaşkınız. Tarlamızda toptancılar 50 kuruşa aldığı karpuzu esnaf, market 15-20 liraya satıyor. Bu aradaki farktan biz şikayetçiyiz. Tamam ürünlerimiz ucuz satılsın, ama mazot da gübre de ucuz olsun. Şuraya çektiğimiz damlama hortumunun maliyetini kurtarmıyor bizim satış fiyatlarımız.”
GIDA KOMİTESİ: “AYNI POLİTİKALAR DEVAM EDECEK”
Ekonomim yazarı Yıldırım, yazısını şöyle sürdürdü:
Bütün bunlar yaşanırken Ankara’da Gıda Komitesi( Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi) Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ev sahipliğinde, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ilgili bürokratların katılımıyla toplandı.
Toplantı sonrası yapılan açıklama şöyle: “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi 12 Ağustos 2024’te Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek 'in ev sahipliğinde; Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Sayın İbrahim Şenel, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Sayın Dr. Fatih Karahan, ilgili Bakan Yardımcıları ve kurumların temsilcilerinin katılımıyla toplanmıştır.
Toplantıda, Komite’nin aldığı önceki kararlarda gelinen aşama ve her ay düzenli olarak Bakan Yardımcıları düzeyinde toplanan Alt Komite'de yapılan çalışmalar etraflıca değerlendirilmiştir. Küresel ve yurt içi tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki son gelişmeler görüşülmüş, devam eden 2024 yılı hasat sezonu da dikkate alınarak tarımsal ürünlerdeki arz ve talep durumu ile ürün bazında oluşan ihtiyaçlar ele alınmıştır. Ayrıca, üreticilerimizin korunması ve ürünlerinin daha iyi şartlarla değerlendirilmesi kapsamında güncel sorunlar ele alınmış ve çözüm önerileri tartışılmıştır.
Ülkemizde tarımsal ürünlerde arz ve talep dengesinin sağlanmasına, hem üreticilerimizin hem de tüm vatandaşlarımızın menfaatlerinin korunmasına yönelik olarak dış ticaret tedbirleri dahil olmak üzere, gerekli tüm tedbirlerin uygulanmasına devam edileceği vurgulanmıştır. Ayrıca, depolanabilen ürünlerde arz ve talep dengesinin korunmasını teminen mevcut depo kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmaların yürütülmesi kararlaştırılmıştır. Komite, ilgili tüm kurumların etkin koordinasyonuyla dezenflasyon sürecine olan katkıları güçlendirmeye yönelik çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Tarımda yaşanan son durumu Salihli’den yerinde görerek aktardım. Üretim bölgelerinin hepsinde benzer durum yaşanıyor. Ankara’da toplanan ve açıklamasını okuduğunuz Gıda Komitesi’nin yaşanan bu sorunlara çözüm üretebilir mi? Daha doğrusu çözüm üretmek gibi bir dertleri var mı?