Çin’in koronavirüs mücadelesinde nasıl başarılı oldu? Çinli gazeteci Fan Xun yazdı!
Çinli gazeteci Fan Xun Cumhuriyet gazetesi için kalame aldığı yazıda Çi'in koronavirüs mücadelesinde nasıl başarılı olduğunu anlattı.İşte o yazı...
Bu yıl başından beri, yeni koronavirüsu (Covid-19) salgını dünyada hızla yayılıyor. İki ay boyunca dünya genelinde 150’den fazla ülkede 200 bin Covid-19 vakası tespit edildi ve virüsten dolayı 10 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Bazı ülkelerde bu sayılar hızla yüseliyor. Çok hızlı yayılan ve dünyanın birçok ülkesinde de görülen salgın riskine karşı bazı ülkeler benzeri görülmemiş kontrol ve önleme tedbirleri aldı.
Ancak koronavirüs salgınının eski merkez üssü olan Çin’de 18 Mart’ta ilk defa lokal vaka tespit edilmediği açıklandı. Tedavilerinin ardından taburcu edilenlerin sayısı ise toplamda 70 bini aştı. Çin’in çoğu bölgesinde üretim ve yaşam düzeni normale dönmeye başladı. Şüphesiz ki, Çin’deki ifadesiyle “salgının kontrolünü ve önlenmesini amaçlayan halk savaşında” ilk başarılar elde edildi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Tedros, diğer ülkelerin, salgının yayılmasını engellemek için Çin’in salgınla mücadele tecrübelerini öğrenmelerinin değerli olduğuna işaret etti.
“Çin’in tecrübeleri” nedir Çin salgınla mücadeleyi nasıl başardı? Birleşik komuta mekanizması oluşturulması Covid-19 salgınının ortaya çıkmasının ardından, Çin’in salgınla mücadele savaşının başkomutanı olan Cumhurbaşkanı Xi Jinping, ardı ardına en üst düzey toplantılar düzenleyerek salgınla mücadelenin etkilerine yönelik düzenlemeler yaptı.
Merkezi Hükümet Yeni Tip Koronavirüs Salgınıyla Mücadele Çalışma Grubu ‘Bahar Bayramı’nın ilk günü kuruldu. Çin Başbakanı Li Keqiang da söz konusu grubun lideri sıfatıyla Wuhan kentinde incelemelerde bulundu. Çin’in 1.3 milyarlık nüfusun yaşadığı 31 eyalet, merkeze doğrudan bağlı şehir ya da özerk bölgesi Çin Devlet Konseyi’nin ortak kontrol ve önleme çalışma Mekanizması’na dayanarak koronavirüsü salgınını “birincil müdahale gerektiren acil durum” ilan etti. Çin liderlerinin salgını bizzat yönetme hamlesi yerel halkın moralini yükseltti, salgının bertaraf edilebileceğine dair inancını ve cesaretini güçlendirdi. Ülke çapında malzeme ve personel dağıtımı gibi önleme ve kontrol çalışmaları etkili ve düzenli bir şekilde yapıldı.
Salgının yayılmasının engellenmesi Çin hükümeti, salgına karşı en sıkı karantina önlemlerini aldı. Salgının merkezi olan Hubei eyaletinin merkezi Wuhan kentinin 23 Ocak’ta giriş ve çıkışlara kapatıldığı ilan edildi. Virüsün, ülkenin diğer yerlerine yayılmasını engellemek için Hubei eyaletinin diğer kentlerin giriş ve çıkış noktaları geçici bir süreliğine kapatıldı. Ayrıca Hubei dahil olmak üzere Çin’in çoğu bölgesi gerekli durum dışında dışarı çıkmayı kısıtlama kararı aldıklarını açıkladı. Çin hükümeti, kişisel verilerin gizliliğinin korunması temelinde her gün tespit edilen vakaların yol haritalarını duyurdu. Yakın temas kurdukları tüm kişilerin takip edilerek müşahede altında tutulduğu aktarıldı... Salgının ortaya çıkmasının ardından, toplumun tüm kesimlerinin seferber edilerek mahallelere hatta köylere kadar uzanan bir salgınla mücadele ağı kuruldu. Çin’in aldığı bir dizi tedbir, salgınla mücadelede verimli neticeler elde edilmesini sağladı.
Sağlık kaynaklarının birleştirilmesi Hubei’ye yardım için ilk sağlık yardım ekibi 26 Ocak’ta eyaletin Xiaogan kentine ulaştı. Bundan sonraki bir ay içinde, Çin’in farklı bölgelerinden gelen 40 bin kişilik sağlık ekipleri, yeni koronavirüsünden kaynaklı salgından en ağır oranda etkilenen Hubei eyaletine ulaşarak çalışmalara destek vermeye başladı. Öte yandan Wuhan’da 10 gün kadar kısa bir süre içinde inşaları tamamlanan iki hastanenin yatak kapasitesi 2 bin 500’den fazla olarak kaydedildi. Hubei eyaletinde hafif hastaları kabul etmek için 13 kabin hastane kuruldu. Sağlık personeli ve uzmanlar gibi kaynakların birleştirilmesi sayesinde yerel hastaların ölüm oranının en yüksek nokta olan yüzde 9’dan yüzde 5’in altına düşmesi sağlandı.
Koordinasyonun seferberlikle güçlendirilmesi Salgının kontrolü ve önlenmesinin anahtarı tüm insanların katılımıdır. Çin’in farklı bölgelerinde toplumun tüm kesimlerinin seferber edilmesi için modern yöntemler hayata geçirildi. Salgının bilgileri, kontrol ve önleme önerileri, bilimsel makaleler ve salgınla mücadele hikâyeleri günlük yaşamı ve sosyal medyayı kapladı. Mahalle, salgın önleme ve kontrolünün kritik ön cephesidir. Çin’de toplam 4 milyon 500 bin kişi mahallelerin salgınla mücadele çalışmalarına katıldı. Onlar mahalleye giren ve çıkan kişilere ateşlerini ölçerek sakinlere maske takması çağrısı yaptı ve evde karantinada olan insanlara günlük ihtiyaçlarını gönderdi. Toplumun tüm kesimlerinin seferber edilmesi, vatandaşların salgının kontrolü ve önlenmesindeki farkındalığını artırdı.
Farklı bölgelere yönelik farklı müdahale önlemleri uygulanması Ulusal Sağlık Komisyonu öncülüğünde kurulan önleme ve kontrol mekanizması kapsamında farklı bölgelere yönelik farklı müdahale önlemleri uygulandı. Farklı risk seviyesine göre, işletmelerin üretime yeniden başlaması doğru ve düzenli bir şekilde gerçekleştirildi.
“Sağlık QR Kodu” Çin’in salgınla mücadele çalışmalarında önemli bir rol oynadı. “Sağlık QR Kodu” kullanan kişi sayısı yaklaşık 900 milyona ulaştı. Vatandaşlar sadece kendi telefonlarındaki “Sağlık QR Kodu”nu göstererek dışarı çıkabiliyordu. “Sağlık QR Kodu” sahibi olan göçmen işçiler de farklı yerlere gidebiliyordu. Şu ana kadar, Hubei eyaleti dışındaki işletmelerin yüzde 90’ından fazlasında işbaşı yapıldı. Çetin çabalar sonucunda Çin’de salgınla mücadelede aşamalı başarılar sağlandı.
Uluslararası işbirliğinin derinleştirilmesi Covid-19 salgının, ortaya çıkmasının ardından, Çin merkezi hükümeti vaktinde müdahale ve şeffaflık ilkeleri doğrultusunda DSÖ ve diğer ülkelerle işbirliğini güçlendirmeyi sürdürdü.
Çin-ASEAN Covid-19 salgını konulu özel dışişleri bakanları toplantısı şubatta Laos’un başkenti Vientiane’de düzenlendi. Çin ile Güney Kore arasında ortak salgının kontrol ve önleme işbirliği mekanizması kuruldu.
Çin hükümeti ayrıca salgından en çok etkilenen İtalya ve İran’a sağlık uzman ekipleri gönderip tıbbi malzeme sağladı ve DSÖ’ye 20 milyon ABD Doları bağışta bulundu.